Piyasaların gözü siyasi geleceğin kritik haftasında

BU hafta Türkiye’nin siyasi geleceği açısından kritik bir hafta olacak.

Bu hafta atılacak adımlar, uzlaşma yolunda AKP’nin bundan sonra nasıl davranacağının, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kriz yaşanıp yaşanmayacağının işaretlerini verecek..

Piyasalar da bu haftayı dikkatle izleyecek. Çünkü küresel likidite hareketlerinde trend değişikliklerinin izlendiği bir süreçte, içeride atılacak siyasi adımlar, ülkeye yabancı sermaye girişini, dolayısıyla kur ve faizin yönünü de önemli ölçüde belirleyebilecek.

Bu hafta atılacak siyasi adımların bize, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bundan sonra, uzlaşma söylemini ne kadar hayata geçirdiğini veya geçirebildiğini de gösterecek. Bu konudaki asıl niyetini ortaya koymuş olacak.

İşte bu niyet de bu hafta kurulması beklenen 60. Hükümet döneminde, ülke yönetiminin tüm kurumlarıyla ne kadar uyumlu ve ahenkli gidebileceğini ortaya çıkaracak. Siyasi çatışmadan uzak durulup durulmayacağını, dolayısıyla devlet yönetiminin bundan sonra ne kadar koordineli çalışabileceğini de gösterecek.

Devlet yönetiminin koordinasyon içinde ve çatışmasız sürdürülmesinin hayati öneme sahip olacağı bir döneme giriyoruz. Hem uluslararası siyasi konular, hem de ekonomik gidişat, bu koordinasyondan ve çatışmasız, birlikte hareket edilen ortamdan çok olumlu etkilenecek.

Başbakan Erdoğan, bu sabah Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabul edilecek. Sezer 60. Hükümeti kurma görevini Erdoğan’a verecek.

Aldığımız duyumlara göre Erdoğan, yeni Bakanlar Kurulu listesini en geç 2 gün içinde Cumhurbaşkanı Sezer’e sunmayı planlıyor. Bu listede yeralacak kişilerin, bundan sonra ülke yönetiminin nasıl yürüyeceğini göstermesi açısından, önemli sembolik değerleri var. Bu arada Cumhurbaşkanı’nın bakan listesi üzerinde oynama yetkisi olduğu biliniyor ve burada isimler üzerinde yapılacak tartışmalar ve kamuoyuna yansıması da önümüzdeki dönem açısından kritik öneme sahip haberler olacak.

Yani bakanların kişilikleri, radikal unsurları temsil eden kişilere bakanlık verilip verilmeyeceği, bazı isimlerin Milli Güvenlik Kurulu’na katılan bakanlıklara atanıp atanmayacakları, Milli Savunma Bakanlığı’nın yanısıra, Milli Eğitim, İçişleri ve Adalet Bakanlıklarına atanacak kişiler, siyasi gerginlik konusunda ipuçları verecek.

CUMHURBAŞKANLIĞI DÜĞÜMÜ

Bu hafta Bakanlar Kurulu listesinin yanısıra, AKP’nin Meclis Başkanı adayının kim olacağı da açıklık kazanacak ve bu hayati öneme sahip olacak. Eğer Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül’ü Meclis Başkanlığı konusunda ikna ederse, o zaman otomatik olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi de bir kriz konusu olmaktan çıkacak.

İşte o zaman Türkiye’nin önü açılabilir ve hızla asıl atması gereken adımlara yönlenebilir.

Geçen cumartesi günü TBMM’deki yemin töreni, bizce, ileriye dönük, bu hafta atılacak sağlıklı adımlara dönük, olumlu düşünmemize yol açan sahnelerle doluydu.

TBMM’nin açılışında konuşan geçici Başkan Şükrü Elekdağ’ın, Erdoğan’ın seçim gecesi, yaptığı konuşmadan "milletin ortak değerlerinden ve cumhuriyetin temel niteliklerinden asla taviz verilmeyeceği" sözlerini aktarması, milletvekillerinden yoğun alkış adı. Elekdağ, Başbakan Erdoğan’ın, "Kurulacak hükümeti hem içte, hem dışta devasa sorunlar bekliyor. Ülkemiz bu seçim dönemini büyük bir kutuplaşma ortamı içinde geçirdi. Türkiye’nin karşısındaki sorunların üstesinden gelebilmesi için öncelikle kutuplaşma ortamının geride bırakılması ve yerine bir normalleşme ve yumuşama ikliminin hakim kılınması gerekiyor" sözlerini de aktarıp, övdü.

Uzlaşma dediğimiz de işte bu... Türkiye kutuplaşmayı aşar, yönetimde birlik sağlarsa, hem önündeki büyük sorunları aşar, hem de büyük bir sıçramaya girer. Tersi ise kabus senaryosu...
Yazarın Tüm Yazıları