Sırada geniş çaplı uzlaşma var

BU seçimlerin galibi, kesinlikle AKP. Her ne kadar anketlere inanmak istemeyen kesimler olsa da, AKP, anketlerin gösterdiğine yakın bir oy oranına ulaşarak büyük bir zafer kazandı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ikinci kez, iktidarda olup, oylarını artırarak yeniden iktidar olan bir partiyle karşı karşıyayız. Hem de değişim süreci yaşanırken, bu değişimin ilk hükümetini oluşturan partiler sandığa gömülmüşken bunu becermesi, ayrı bir önem taşıyor.

Bizce önümüzdeki dönemde AKP’nin bu seçim zaferi, her açıdan yoğun olarak tartışılacak ve daha uzun süre örnek olay olarak kabul edilip incelenecektir.

AKP’nin tek başına iktidarı, piyasaların ağırlıkla beklediği bir sonuçtu. Bu nedenle sonuçların piyasaları rahatlatacağı kesin.

Belki AKP piyasaların beklediğinden de çok oy aldı ama anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olmaması, aslında piyasaların da tercih ettiği bir sonuçtu. Çünkü anayasayı değiştirecek kadar fazla oy alması halinde AKP’nin uzlaşmaya yanaşmayacağından endişe ediliyordu.

AKP’nin kesin galibiyetine rağmen, 3 partinin Meclis’e girmesi, AKP’nin anayasa değişikliği yapacak sayıya ulaşamamasına neden oldu. O nedenle, tek parti iktidarına rağmen, önümüzdeki dönemde siyasi tartışmaların yaşanması da kaçınılmaz görülüyor.

İşte bu nedenle, AKP’nin kesin galibiyetine rağmen daha alınacak çok yol var.

Şimdi en önemli iş Başbakan Tayyip Erdoğan’a düşüyor. Bizce Erdoğan asıl galibiyetini yeni dönemde ortaya koyacağı "uzlaşmacı tavrı" ile kazanacak. Bir başka deyişle bu galibiyeti uzlaşma ile taçlandırması gerekiyor.

Şu anda, gelinen siyasi tabloda tek tehlike; Cumhurbaşkanlığı konusunda uzlaşmaya varılamayıp, yeniden bir seçime gidilmesi tehlikesi. Sağlanacak uzlaşmada ise en önemli görev AKP’ye, Başbakan Tayyip Erdoğan’a düşüyor.

Bununla birlikte elbette CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de, seçim sonuçlarına saygı gösterip, uzlaşmaya yakın durmaları gerekiyor.

SORUNLAR UZLAŞMA GEREKTİRİYOR

Aynı çerçevede, yeniden Başbakanlığı kesinleşen Erdoğan’ın, devletin diğer kurumlarının kaygılarını artık dinlemesi ve özellikle bazı bakanlıklardaki kadrolaşma konusunda, uzun zamandır kendisinden beklenen adımları atması gerekiyor.

Kişisel olarak Tayyip Erdoğan ve diğer liderlerin seçim sonuçlarını çok iyi okuyup, uzlaşmaya yanaşacaklarını tahmin ediyoruz. Bu uzlaşmanın geniş bir tabana yayılması ise Türkiye’nin önünü açacak, siyasi sıkıntıların biran önce giderilip, ekonominin yeniden öne çıkmasını beraberinde getirecektir.

Örneğin; Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı seçiminde varılacak uzlaşma ile birlikte, Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle ilgili referandumu, yapılacak anayasa değişikliklerinin ardına ertelemek, kamuoyunda büyük destek görecektir.

Başbakan Erdoğan’ın kendisinin ve partisinin geleceği için uzun vadeli düşünmesi gerektiğini, bu amaçla da belki de kendisinden beklenmeyen ölçüde uzlaşmacı bir tavır sergilemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Eğer şimdiye kadar varolan ve bir ölçüde sandıklara yansıyan kamplaşmanın artık yumuşatılması gerekiyorsa, eğer ancak bu şekilde büyük sorunlar aşılabilir, kamuoyu desteği sağlanabilirse, bu geniş tabanlı uzlaşmaya mutlaka ihtiyaç var.

Kamuoyunda sağlanacak destek ve oluşacak uzlaşma havasının yeni AKP Hükümetinin önünde bulunan Kuzey Irak, Avrupa Birliği, Kıbrıs gibi kritik ve devlet politikası gerektiren acil sorunların çözümüne büyük katkı sağlayacağı da açıktır.

Özetle; hem önümüzdeki duran cumhurbaşkanlığı seçimi gibi siyasi sıkıntıların kazasız atlatılması, hem uluslararası ilişkilerde gerekli adımların atılması, hem de artık yeni bir program gerektiren ekonominin sağlıklı biçimde yönlendirilmesi için, çok geniş kapsamlı bir uzlaşmaya ihtiyaç var.

Hiçbir partinin, zafer sarhoşluğuna kapılma ya da yenilgi kompleksiyle saldırgan ve hesapsız davranma lüksü yok. Türkiye’nin geleceği söz konusu...
Yazarın Tüm Yazıları