IMF, AB boşluğunu kapatmaya çalışıyor

MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2007 yılı para politikası açıklamasının duyurusunu neden geç yaptığı sorulduğunda, "Biz IMF’nin İcra Kurulu’nun daha sonra toplanmasını bekliyorduk, o nedenle açıklamayı da gelecek hafta planlıyorduk" demişti.

Halbuki İcra Kurulu’nun toplantısına ilişkin açıklama, bu toplantıdan en az 4-5 gün önce gazetelerde çıktı. Büyük ihtimalle bu açıklamayı yapan Hazine Müsteşarlığı, toplantı tarihini, açıklamadan en az bir-iki gün önceden de biliyordu. O nedenle Merkez Bankası’nın bu tür detay gibi görünen ama önemli aksaklıklar konusunda daha titiz olması, iletişim politikasına artık çeki düzen vermesi, bizce kaçınılmaz gibi görülüyor.

Bu hata bir yana, IMF İcra Komitesi toplantısının, en az bir hafta önceye alındığı anlaşılıyor. Bu neden olur derseniz açık; AB ile sorun çıkacağı belliydi, ilişkilerin sınırlanacağının açıklaması kaçınılmaz olmuştu. İşte bu nedenle ekonomi yönetiminden IMF’ye "İcra Komitesi toplantısını öne alma talebi" gittiğini zannediyoruz.

İşin özeti; piyasaların bozulmaması için, IMF İcra Kurulu, dolayısıyla da gözden geçirmenin kabulü yönündeki açıklamasını bir hafta önceye almış gözüküyor.

Yani AB çapası gevşerken, IMF çapası güçlendirilmeye çalışılıyor.

IMF’in AKP Hükümetine baştan beri gösterdiği toleranslı tutumun devam ettiği, açıklamanın öne alınmasıyla bir kez daha gösterilmiş oldu. Bunun da ötesinde niyet mektubuna baktığınızda, bu anlayışlı, toleranslı tutumun devam ettiği bir kez daha teyit ediliyor.

Bundan önceki Koalisyon Hükümeti döneminde yapısal kriterler için "özür" kabul etmeyen IMF, özür konusunda kendini aşmış bulunuyor. Niyet mektubunda açık açık, en az üç yapısal tedbir yerine getirilmediği için özür dileniyor ve IMF yönetimi de bunu kabul ediyor. Yazılı olup daha önce söz verilip, hala alınması gereken önlemler bile var ama öne alınmış İcra Kurulunda bunlar da kabul edilip, geçiyor.

Bu arada IMF’nin şeffaflıkla ilgili yapılması gerekenler konusunda Hükümete yeni bir şeyler kabul ettirdiği görülüyor. Ancak IMF de biliyor ki, Mali Kontrol Yasasında olduğu gibi, Maliye Bakanlığı bazı ödenekler arasında çok rahat kalem oynatıyor, bu yolla şeffaflık ilkesine uygulamada yer vermiyor. Umarız IMF’nin yeni şeffaflık önlemleri hayata geçer.

SEÇİM HARCAMASINA ÖNLEM

IMF ile 5. gözden geçirmenin tamamlanmasıyla birlikte 1.13 milyar dolarlık kredi dilimi serbest bırakılırken, stand-by çerçevesinde yapılacak olan gözden geçirme sayısı 10’dan 9’a düşürüldü, gözden geçirmeler tamamlandığında alınacak kredi tutarında yaklaşık 188 milyon dolarlık bir artış gerçekleşti.

Bir sonraki gözden geçirmenin en erken mart ayı başında tamamlanması beklenirken, Niyet Mektubu’nda dikkat çeken bir noktayı da, "2006 program tavanının aşılması durumunda, Mart 2007’de ödeneklerinde kesintiye gidilmesi" oluşturuyor. Yanı sıra, 2007 vergi gelirleri hedefin üstüne çıktığı takdirde, ek gelirin nerelerde kullanılacağına da bu niyet mektubuyla önceden karar veriliyor. Buna göre artı gelir ile, Banka ve Sigorta Muamele Vergisi ya da sosyal güvenlik katkı payları düşürülecek.

Kısacası; IMF bir yandan toleranslı ama bir yandan da seçim nedeniyle artması muhtemel harcamalara karşılık, bu tür önlemleri almak istemiş.

Çıkarılması planlanan ipotekli konut finansmanı kanununda faiz ödemelerinin vergi matrahından indirilmesine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi de isteniyor. Bu kapsamda gayri menkullerin değerlemesinin sıkı kurallara bağlanması ve teminat değerine karşılık sağlanacak konut finansman kredilerinin miktarına ilişkin ihtiyati limitler getirilmesi öngörülüyor. Dolayısıyla IMF daha önce de dikkat çektiği, tüketimin ve iç talebin kredi hacmi yoluyla genişlemesinin önüne geçmek için, daha somut bir adım atmış oluyor.

Özetle IMF, elinden geleni yaptı. Umarız 2007’de bu sözler tutulur.
Yazarın Tüm Yazıları