Okuyamadığım kitabın adı "YAKINLARINIZ

Okuyamadığım kitabın adı"YAKINLARINIZ yakından bildikleriniz, sevdikleriniz bir süre; sanki hiç ölmeyecekmiş gibi gelir size.

Her ölümlü gibi onların da öleceğini bilseniz bile, bu böyle.

Kendi ölümümüz için de aynı şey söz konusudur."

Evet Bilge Karasu’nun bu satırlarındaki gibi ölümün mutlaklığını flulaştırmak ister insan.

Ölümle arasına bir mesafe, bir buzlu cam koyar.

Ama gün gelir, ölüm gelir.

Ve düşer yolu insanın mezarlıklara.

* * *

Bilge Karasu.


O da Cebeci Asri Mezarlığı’nda yatıyor.

Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmed Arif, Vus’at O. Bener, Can Yücel’in babası -çağın en güzel gözlü maarif müfettişi- Hasan Ali Yücel gibi.

Mezar taşlarının kırıldığı, özellikle gayrı-müslim mezarlarının parçalandığı Cebeci’de.

* * *

Boris Vian
en sevdiğim yazarlar arasında.

Bir tek kitabını al(a)madım:

"Mezarlarınıza tüküreyim".

Başlığı ağır geldi bana.

Vian’ın zihnimdeki ince siluetinin sise karışmasından korktum belki de.

Gelmiş-geçmiş-ölmüş bir insanın mezarına tükürmenin sansar-akbaba görüntüsünden...

Nil Karaibrahimgil’in şarkısı şu an dilimin ucunda:

"Madem öldürdün

akbaba olmasın..."

* * *

Mezar taşlarını kırıyorlar.

Öyle bir düşmanlık ki, koca bir yaşama sığmıyor, mezarda da sürüyor.

Mezar vandallarının bir bölümü kinle hareket ediyor.

Bir isme, bir siyasi görüşe, bir gruba, müslüman olmayanların mezarlarına karşı.

Önemli bir bölümü ise sadece lümpen terörü.

Kurulu, dikili her şeye düşman.

Belki kendine de...

Bir çoğu jiletlemez mi kendini?

* * *

Cebeci’de tahrip edilen mezarların çoğu küçük bir çabayla onarılabilir.

Büyükşehir bu lekeyi oradan silmeli.
Yazarın Tüm Yazıları