Amerika’nın sesi yeniden yayında

ANKARADÜN ABD Büyükelçiliği tarafından öğle yemeğine davet edilen Ankara temsilcileri, masada ilginç bir çiftle tanıştı.

Hatta belki de "tanıştı" demek bile doğru değil; çünkü Adam Ereli en azından ismen tanıdıktı. Mesela, daha bir yıl kadar önce HAMAS’ın fırtınalar kopartan Ankara ziyaretini ABD Dışişleri Bakanlığı adına yorumlayan Sözcü Vekili Adam Ereli’den başkası değildi.

Ama bu kez Adam Ereli ve meslektaşı Diane Zeleny, ABD’nin en taze imaj projesi için başkentteydi.

Müslüman ülkelerdeki ABD imajı, Washington’u kaygılandırıyor.

ABD imajının güçlendirilmesi projesi Bakan Yardımcısı Karen Hughes’e emanet.

Hughes da ilk iş olarak dünyada üç merkez seçti.

Kıdemli danışmanı Adam Ereli’yi Londra’ya, Diane Zeleny’yi Brüksel’e yolladı.

Arap ülkelerine dönük çalışmaların Dubai’den yürütülmesi kararlaştırıldı.

* * *

Adam Ereli sohbete sözünü esirgemeden başladı:

- Bakın, misyonumuz kamuoyunda ibreyi ABD’den yana döndürmek değil. Herkesi ikna etmenin bazen mümkün olmadığını biliyoruz. Ama en azından savaş alanını tamamen boşaltmayacağız.

"Savaş alanı" ifadesi bir PR (halkla ilişkiler) operasyonu için maksadını aşan tarif olabilir.

Ama Adam Ereli bu ifadeyi bilinçle kullanıyor ve ısrarlı gözüküyor:

- Evet savaş alanı. Çünkü muharebeyi kaybetseniz bile savaş alanında bulunmanız lazım. Bizim de savaş alanımız yayın saatidir. TV’ye çıkacağız ve doğrularımızı anlatacağız, kimse inanmasa bile!

Galiba bu sefer daha açık ve anlaşılır oldu!

ABD yönetiminin amacı, dünyada ve Türkiye’de sıkça rastlanan komplo teorilerine, ülkelerine dönük suçlamalara karşı ilk elden yanıt yetiştirmek, referans noktası oluşturmak.

Bu açıdan en uygun mecranın TV olduğunu düşünüyorlar.

Adam Ereli ve ekibi, hem bulundukları merkezlerde hem de ziyaret ettikleri ülkelerde Amerikan görüşüne dönük "talebi" uyandırmaya uğraşıyor.

TV istasyonları, tartışmalarda Amerikan görüşüne yer vermek isterse, meselenin "arz" kısmına ABD Büyükelçilikleri ile diğer temsilcilikler bakıyor. İşin Türkçesi, canlı yayına sözcü yolluyor.

* * *

Masada bizlerin de fikrini alan Adam Ereli’ye göre bu proje aniden patlak veren krizlerde, son dakika haberlerinde pek işe yaramaz -ki Adam Ereli’ye katılıyoruz-.

Buna karşılık yıllanmış "Irak’ta neler oluyor?" tarzı tartışmalarda Amerikan görüşünün temsilinin ülkesine zamanla daha inandırıcı pozisyon kazandıracağını düşünüyor -ki Adam Ereli’ye katılmıyoruz-.

Çünkü, Türkiye’de Washington eksenli kafa karışıklığının temel nedeni niyet ve güç ikileminde yatıyor. Genç nesil ABD’yi dünyanın tek güçlü ülkesi olarak tanıyor -örneğin Vietnam’ı hatırlamıyor-.

Dolayısıyla Amerikan eylemleri nedeniyle Türkiye zarara uğrayınca...

Bunu güçlü bir ülkenin hatası saymıyor, mutlaka kötü niyet arıyor.

Adam Ereli bu analizi dikkatle dinledi, ama projesine inancını yitirmedi. (Ne var ki hemen ardından PKK konusu açıldı ve çeyrek saatin sonunda anlaşamadığımızda anlaştık!)

* * *

Aslında ABD’nin resmi sesinin yeniden duyulmasının en azından bir faydası olacak.

ABD’nin sesi niyetine piyasada dolaşan/nemalananlar işsiz kalacak.

Ahalinin kafası daha fazla karışmayacak.
Yazarın Tüm Yazıları