Urfa’da aile içi şiddeti konuşabiliyoruz artık

URFA
1903 yılında Urfa’da ilk kız mektebi açıldığında ağabeyleri okulun kapısına dayanıp kız kardeşlerini sınıflardan zorla çıkartıp almışlar. Urfa’daki ilk kız okulu, açıldığı gibi kapanmış.

Bunları anlatan Şanlıurfa Barosu Başkanı Av. Müslüm Akalın, 15 yıl önce Urfa’nın ilk kadın sekreterinin kendi bürosunda çalışmaya başladığını o gün buna tepki gösterilmesine rağmen artık bugün kadınların çalışma hayatında yerlerini almaya başladıklarını da anlatıyor.

Gerçekten de son on beş yıldan beri aralıklarla ziyaret ettiğim bu kadim kentimiz, ağır ama gözle görülebilir bir değişim içinde.

Hürriyet Gazetesi, CNN Türk ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın düzenlediği Aile İçi Şiddete Son kampanyası önceki gün Şanlıurfa’daki ilk adımıyla Anadolu’ya açıldı. Ve biz, bir grup gazeteci bu buluşmayı izlemek için Urfa’ya geldik.

Bir gece önce otele iner inmez bizim için düzenlenen sıra gecesinde, yıllar öncesi ilk kez GAP çerçevesinde katıldığım bir sıra gecesi aklıma geldi. Kadınların böyle gecelerde bulunması turistik amaçlı olsa bile yadırgatıcıydı.

Artık bu gecelerin iyice turistik hale geldiğini ve yabancı kadınları kimsenin yadırgamadığını öğrendim.

Şanlıurfa’da bu bile bir şey. Çünkü Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği’nin Şanlıurfa, Van, Kars, Trabzon ve İzmir’de yaptığı bir kamuoyu yoklamasına bakıldığında kadın hakları konusundaki farkındalığın en düşük olduğu il burası. Kadınların yüzde 26,8’i, erkeklerin yüzde 30,5’inin törenin gereği olan cezayı onaylamaları bir tesadüf değil. Bu oran, ikinci en yüksek sonuçları veren Van’da bile kadınlar arasında yüzde 13.7, erkekler arasında yüzde 23.1.

***

ÖNCEKİ
sabah Urfa’nın ilk beş yıldızlı oteli olan El-Ruha’da düzenlenen basın toplantısına katılan Şanlıufra Valisi Yusuf Yavaşcan, çok önemli bir noktaya dikkat çekti. "Şiddet kabullenecek bir olgu değildir. Etkileri kalıcı ve yıkıcıdır. Şiddet kültürünün ortadan kaldırılması için öncelikle evdeki şiddete son verilmelidir" dedi.

Aile içi şiddete son kampanyası bu açıdan çok önemli. Bugün çevremizi örümcek ağı gibi kuşatan şiddet kültürünün temelinde aile içi şiddet yok mu?

Yapılan araştırmalarda aile içi şiddettin önce erkek çocuğa yöneldiği ortaya çıkıyor. Çünkü şiddet bir terbiye, yola getirme yöntemi olarak görülüyor. Şiddeti uygulayan baba ya da anne terbiye amaçlı bu yola başvurduğu için kendini mazur görüyor. Şiddet normalleşiyor ve bu ortamda büyüyen çocuklar şiddeti sorun çözme aracı olarak gören yetişkinler haline geliyorlar.

"Vur oturt" kültürü böyle gelişiyor.

Hürriyet’in aile içi şiddete son kampanyasının Urfa’daki tanıtımı sırasındı iki nokta üzerinde önemle duruldu. Şiddet, sadece fiziki şiddeti içermiyor, aşağılama, alay da bir nevi şiddet ve çok yaygın. Diğer konu ise şiddetin sadece eğitim düzeyi düşük çevrelerde görüldüğü. Bu da yanlış bir inanış. Çünkü yapılan araştırmalarda eğitim düzeyi yüksek olan ailelerde de şiddet yaşandığı ortaya çıkıyor.

***

AMACI
toplumsal farkındalığı artırmak olan "Aile İçi Şiddete Son" kampanyasının Şanlıurfa durağı ile Anadolu’ya adım atmasının nedeni, bu bölgede şiddetin yüksek olmasından çok Şanlıurfa’daki değişim.

Kadın sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, son iki yılda bölgelerinde etkili çalışmalar yürütmeye başlamışlar. Harran Üniversitesi etkili çalışmalar yapıyor, kadına e kadın sorunlarına önem veren bir belediye iş başında. Şanlıurfalı kadının sesi de sivil toplumda duyuluyor artık.

Şanlıurfa Barosu Dergisi’nin son sayısını Töre Cinayetleri’ne ayırması da aile içi şiddete karşı bu bölgede denetim mekanizmalarının devreye girdiğinin habercisi.

Hemen söyleyeyim, kampanya erkekleri de kapsıyor. Gönüllü eğiticiler, öğretmenlere, polis ve itfaiyeye, din görevlilerine de kampanyayı tanıtacak ve eğitimler verecekler.

Bu kampanya Türkiye’de değil dünyada da bir ilk. Emeği geçenler, sahip çıkanlar alkışı hak ediyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları