Niye adam gibi bir muhalefet yok

KENDİNİ iki dakika Devlet Bahçeli’nin yerine koy muhterem...

Haberin Devamı

*

Zararsız, iddiasız, alelade, genel geçer, sade suya tirit bir demeç vermişsin.
Verdiğin bu demeç, televizyon kanalından altyazı olarak geçiyor.
O sırada yurtdışı gezisinde olan Başbakan, o altyazıyı okuyunca öfkelenip telefona sarılıyor.
Daha “Kaldırın o altyazıyı oradan” demesini bile beklemeyen televizyon yöneticisi, “Baş üstüne efendim, emredersiniz efendim, anlaşılmıştır Başbakanım” diyor.
Ve senin demeç, kuş olup uçuyor altyazılardan...

*

Böyle bir ortamda nasıl adam gibi muhalefet yapılabilir ki?

*

Biraz düşün birader...
Muhalefet liderisin.
- Verdiğin en kıytırık, en zararsız demeç bile doğrudan Başbakan tarafından sansürleniyor.
- Verdiğin herhangi bir demecin medyada yankılanabilmesi, Başbakan’ın insafına kalmış.
- Kurulan yeni medya düzeninde iktidardakinin talep ettiği sansür, medya yöneticisi tarafından daha cümlenin ilk kelimesinde “Anlaşılmıştır efendim, derhal efendim, hemen efendim” diye karşılanıyor.
Lech Walesa olsan kaç yazar?
Sartre’ın Nobel’i ret konuşmasına bedel konuşmalar yapsan ne olur?
Malcolm X kadar etkili konuşsan ne olur?

*

Haberin Devamı

Kendini iki dakika muhalefet partilerinden birinin yerine koy mübarek insan...
- Rakibinin öksürmesi bile her kanaldan canlı yayınlanıyor.
- Rakibinin sayılamayacak kadar çok televizyon kanalı ve gazetesi var.
- Rakibinin koca bir medya grubunu salma salarak satın aldıracak gücü var.
- Rakibinin azıcık aykırı gidene “Bak geliyor şimdi vergi cezası” tehdidi var.
- Rakibinin belediye başkan adaylarının başlattıkları kampanyalar bile bütün kanallardan canlı yayınlanıyor.
Ve bunların hiçbiri yetmezmiş gibi...
Verdiğin alelade bir demeç bile televizyon kanalının altyazısından geçemiyor.
Böyle bir ortamda “muhalefet destanı” yazsan kaç yazar?
En kral muhalefeti yapsan ne olur?

*

Kendini iki dakika Devlet Bahçeli’nin yerine koy kardeşlik...
Rakibin her gün bütün televizyon kanallarının canlı yayınlarında gümbür gümbür inletirken ortalığı...
Sen kıytırık bir altyazıdan bile akamıyorsun.

*

Böyle bir memlekette bırakın “adam gibi muhalefet”i, muhalefetin varlığını koruyabilmesi bile büyük başarı.

Haberin Devamı

‘Paralel’den kurtuluşun tek yolunu açıklıyorum

‘PARALEL’den kurtulmamız gerek.
Çünkü...
- Paralel varsa adalet yoktur.
- Paralel varsa vicdan yoktur.
- Paralel varsa güven yoktur.
- Paralel varsa insaf yoktur.
- Paralel varsa devlet yoktur.

*

Peki nasıl kurtulacağız ‘Paralel’den?

*

‘Paralel’den kurtuluş...
- Cemaatçi avıyla olmaz.
- Cemaat’i şeytanlaştırarak olmaz.
- Önüne gelene “Sen de mi Cemaatçi oldun” diye terör estirerek olmaz.
- Seçimle, sandıkla olmaz.
- Tehditle, korkutmayla, yıldırmayla olmaz.
- Yalan haberlerle, karanlık kampanyalarla, yasadışı dinleme kayıtlarıyla olmaz.
- Paranoyayla olmaz.
- Yargıyı AK Parti’ye bağlayarak olmaz.
- Yolsuzluk iddialarının üstünü örterek olmaz.
- “Ama bize darbe yapıyorlar” diye günde sekiz sefer ağlayarak olmaz.

*

Haberin Devamı

‘Paralel’den kurtuluşun tek bir yolu var.
İşte o yol:

*

Koyarsın herkesin önüne...
Yargıcın vicdanına göre değil Pensilvanya’dan aldığı emre göre davrandığının tüm delillerini...

*

“Şak” diye çıkarırsın ortaya...
Savcının düğmesine, “Cemaat” mahfillerinden basıldığının kanıtlarını, ispatlarını, dosyalarını...

*

Getirirsin toplumun gündemine...
“Cemaat” adamlarının suçlarını itiraf ettikleri “yasal” ve “savcılık emriyle” elde edilmiş dinleme kayıtlarını...

*

Çıkarırsın ahalinin karşısına...
Kendi üstlerinden değil de Cemaat’ten emir alan polislere ve polis müdürlerine dair tüm belgeleri...

*

Başlatırsın soruşturmanı... Harekete geçirirsin yargıyı...

*

Ve yargılanırlar.
Ve layıkları neyse onu bulurlar.
Ve temizlenirler.

*

Haberin Devamı

Bunu yaparken bir yandan da...
Hükümete de, Cemaat’e de teslim edilmemiş, sadece ve sadece vicdana ve adalete teslim edilmiş bir yargı için harekete geçersin.
Toplumun tüm kesimleriyle birlikte hareket ederek “temiz, adil ve demokratik bir yargı sistemi” için adım atarsın.
Biz de “Helal olsun hükümetimize” der, anında hükümetin yanında saf tutarız.

*

Hatta ve hatta...
“Ama paralellerin sızmasına siz önayak olmuştunuz... Ama paralellerin 17 Aralık’tan önce yapıp ettiklerine tam destek olmuştunuz... Ama aklınız 17 Aralık’ta mı başınıza geldi? Ama bu yolları beraber yürümüştünüz... Ama öyle... Ama böyle...” bile demeyiz.

*

Çünkü...
Bu toplum artık şunu çok iyi anladı:
Paralel varsa merhamet yoktur.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı ne yapacak?

HERKES merak ediyor:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis’ten geçen İnternet Yasası’nı onaylayacak mı, onaylamayacak mı?

*

Ben “Onaylayacak” diyorum.
Tereddütsüz...
Deneyimlerime dayanarak.
Gül’ün performansına dayanarak...

*

Yanılır mıyım?
Eğer yanılırsam...
Bu hayatımın en güzel yanılgılarından biri olur.

Yazarın Tüm Yazıları