Ağlanacak halimize gülelim be Penguen

POLİS, dayaktan bir gözü Şam’a bir gözü Fizan’a bakacak hale gelmiş vatandaşın yakasına yapışmış, copu da mikrofon gibi uzatmış soruyor:

Haberin Devamı

“2013’ten beklentileriniz neler?” Cevap klişeler diyarından geliyor: “Sağlık, mutluluk...”
Hepsi birbirinden kıymetli mizah dergilerimizden Penguen, 3 Ocak 2013’te, yeni yılı bu kapakla ve şu notla karşılamış: “Polis şiddeti ve iktidar baskısıyla geçen bir yılın ardından yeni yıl geldi...”
Bir hafta sonraki kapakta Küçük Prens’i görüyoruz; uçuşan kaşkoluyla evreni izliyor. Bu meşhur karede alışılmadık bir misafir var... Küçük Prens’in arkasında oturan fırça bıyıklı bürokrat. “Şeker Portakalı” müstehcen, bir başka edebiyat klasiği “Fareler ve İnsanlar” ise gayriahlaki bulunmuş.
İki hafta sonra... Karakolda öldürülen Festus Okey, Hayata Dönüş Operasyonu gibi insan hakları ihlalleriyle ilişkili davalara sahip çıkan avukatlar bir operasyonla tutuklanmış. Polis, sebilhane maşrapası gibi dizdiği avukatları copla işaret ederek elleri kelepçeli vatandaşa soruyor: “Seni savunan hangisiydi?” Pırtıl olmuş vatandaş cevaplıyor: “Valla beni bayılttığınız için göremedim...”
Şubat ayında ilk “kapak güzeli”, neden üniversite eğitimi için Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etmediğini “Baktım bahçede kızlı-erkekli oturuyorlar. Burada yoldan çıkarım dedim, gitmedim” diyerek açıklayan bakan Binali Yıldırım.
Boğaziçi’nin çimenlerine yayılmış gençlerin başına dikilmiş “Nasıl buraya düştün kızım?” diye soruyor. Kızımız “Yıllarca ders çalıştım, sınavda en yüksek puanı aldım, girdim” diyor ama Bakan yüreği işte, dayanamıyor(!): “Kurtarıcam seni bu bataktan...”
28 Şubat tarihi kapakta Cemevi’nin karşısına sandalye atıp bir de çay söyleyen Başbakan Erdoğan “Cemevleri ibadethane değil, kültürel mekânlarla ibadet yerleri karıştırılmasın” demecinin altını çiziyor: “Allah kültürel faaliyetlerinizi kabul etsin.”
Hızlanalım, nisan ayına uçalım... Emek Sineması için son çırpınış günleri... Gurûb vakti, arkada şahane İstanbul manzarası... Çevik kuvvet, genç kızın elini tutmuş “Pembe panjurlu bi alışveriş merkezimiz olacak” diyor. Kızın itiraz var: “Niye yaa?! Ben istemiyorum alışveriş merkezi!” Çevik arkadaşın da cevabı hazır: “Su sıkarım üstüne...”
Sadece 1 Mayıs’a değil, Taksim Dayanışması’na, Deniz Gezmiş anmasına, Hrant Dink anma yürüyüşüne, Emek protestolarına, her hareketlenmeye orantısız şiddetle karşılık veriyor polis.
Kapak oluyor! 1 Mayıs’ta “yine yasaklı” hale gelen Taksim’e “tek sıra çıkış” durumları. Polis sıranın arkasında belirmiş, öndeki işçiye sesleniyor: “Şu copu en öne uzatır mısın? Kendi kafasına vursun...”
Üniversitelere özel güvenlik yerine polis geleceğini “müjdelemiş” Beşir Atalay. 23 Mayıs tarihli Penguen’in kapağında bir grup polis özel güvenlikçilere durumu açıklıyor: “Siz yeterince dövemiyorsunuz...”
30 Mayıs. Kapakta Başbakan Erdoğan var. Alkol kısıtlamalarını mektupla duyuruyor gençlere: “Gençler... İçki yasak, öptüm. R. Tayyip. Not: Şaka lan şaka, öpmek de yasak!”
6 Haziran’da ise kapak malum. Tazyikli suya kollarını açarak karşılık veren genç kızın görüntüsü: “Direnince çok güzel oluyorsun Türkiye!”
Eğer hâlâ “Gezi’yi uzaylılar bile kurmuş olabilir” diyen varsa Penguen’in 2013 Karikatür Yıllığı’nı alsın, ağlanacak halimize gülerek anlasın Gezi’ye nasıl gelindiğini.
2013’ün gülerek anılacak hali yok biliyorum, ama şükürler olsun mizahçılar var; tarihe kaydımızı onlar da böyle düşüyor...

Haberin Devamı

(Penguen Karikatür Yıllığı
2013, Getto Yayıncılık)

Yazarın Tüm Yazıları