Yerinde duramayan ‘kaldırım’ taşları

Okurların bir şikayeti, bir de siparişi var. Neyse ki şikayet de, sipariş de aynı konu: ‘Kaldırım.’

Haberin Devamı

‘Taş yerinde ağırdır’ atasözüne kafa tutan bizim kaldırım taşları, yerinde duramıyor.
Taş değil, sanki oyun hamuru...
Hatta ilgi düşkünü, bir hayli de kırılgan.
Ömrü de kelebek misali...
Bir, bilemedin ikinci yılında error (hata) vermeye başlar.
Yeni yap-boz versiyonu çıkar.
Haliyle de güncelleme ister kaldırımlar.

* * *

Yol genişler, kaldırım ‘feda’ der.
İnceldikçe incelir, yürü yürüyebilirsen.
Yeri gelir yapıldı diye sevinirsin.
Bu defa işgallar başlar.
Seyyar satıcılar, park eden araçlar...
Yıllardır belediye olarak yapamadığımız...
Yaya olarak kullanamadığımız...
Ancak vatandaş olarak da hep şikayet ettiğimiz konudur:
‘Kaldırımlar.’

* * *

Siparişe, gelince...
Okur Hüseyin Cemek, kendi fotoğrafladığı yerinde duramayan kaldırım taşları ve kentin kaldırım sorunuyla ilgili şöyle dert yanıyor:

Haberin Devamı

Kelle koltukta ilerliyoruz

Yenimahalle Hipodrom Caddesi’ni takip ederek, Türk Patent Enstitüsü’ne doğru yürürken, bir anda kaldırım bitiyor. Sağ olsunlar bir sıra taş döşemişler ama belli ki o tek sıra kaldırımın da kaydığını henüz gören olmamış. Yürümeye imkan yok. Buradan her geçtiğimizde kelle koltukta ilerliyoruz. Aynı durum, Hipodrom Caddesi’nin Opera Köprüsü’nden, Atatürk Bulvarı’na bağlandığı yerde de mevcut. Dağlara taşlara kaldırım yapan belediye buraları görmüyor, bu sırada yayalarla otomobiller aynı yolu kullanıyor.

5 yıldır el değmedi

Çayyolu Mahallesi Eston 1 Sitesi’nin önünden geçen 2854 Sokak’ın kaldırımlarına 5 yıldır el değmedi. Her yağmurda çamur içinde kalan kaldırımdan yürümek, ‘Sıçratmadan nasıl yürünür’ dersini verdi bize. Bir de kaldırımlar park işgali altında. (Özellikle de iş makineleri) Yetkililere duyurulur...
Bedri SİVRİKAYA

‘Çiğdem’i soldurdular

Çiğdem Mahallesi’nde yaşıyorum. Ancak burada yaşadığımız zor koşullardan; muhtemelen ne yetkililerin, ne muhalefetin, ne de başka semtlerde ikamet eden insanların haberi yok. Mahallemiz lanet bir taş yığınına döndü. Sıkıntılar şöyle:
* Günden güne değişmesine alıştığımız güzergahlar saat başı değişmeye başladı.
* Değişen güzergâhların yaya ve araç trafiği için çok ciddi güvenlik zaafları var.
* 6 farklı noktadan aynı tek şeritlik bölüme çıkan yollarda kazalar, yaya mağduriyetleri yaşanıyor.
* Dar, ışık sistemi olmayan ve engebeli yolda araçlar zıplaya zıplaya ilerliyor. Yayalara çarpmaması ise mucize.
* Toprak olan yol günün çoğu saatinde çamur oluyor ve insan artık illallah ediyor.
İfadelerim, yaşça büyük birinin yazdığı tarzda biraz sert ve bol serzenişli olsa da, ben 25 yaşımdayım. Astım hastası olduğum için her gün geçtiğim o tozlu yolda bayılacak gibi olmam bu kadar öfkelendiriyor beni.
Hüseyin Deniz TÜRK

Haberin Devamı

Ceza içinde ceza

20 Mayıs 2013 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün önünden, yeşil ışık yanarken Ziaur Rahman Caddesi’ne dönüş yaptım. Hatam olmamasına rağmen kırmızı ışık ihlali yaparak, ‘düz giden araç’ diye ceza kesilmiş. MOBESE kayıtlarını izleyen memura başarılarının devamını diliyorum. Ceza kesildiğinde tarafımı gönderilmiş olsaydı 124 TL ödeyecektim. Ancak tebliğ 3 Ekim’de yapılmış, cezanın elime ulaşması isi aralık ayını buldu. Bizim ceza da bu sırada 184 TL’yi gördü. İtiraz süresi 1 ay olduğu için o hakkımı da kaybettim. Hak etmediğim bir cezayı ödemek için bile ceza çektiriyorlar.
Gökhan GÖNANÇ

Yazarın Tüm Yazıları