O ağacın altı

İşte, asrın iftirasına uğrayan Maltepe’deki arkadaşlarım.

Haberin Devamı

*
Ayaktakiler, soldan sağa: Erdinç Altıner, Ender Kahya, Cem Okyay, Baybars Küçükatay, Levent Kerim Uça, Zafer Erdim İnal... Oturanlar, soldan sağa: Derya Günergin, Ali Yasin Türker, Davut İsmet Çınkı, Bülent Olcay, Fahri Yavuz Uras.

O ağacın altı

*
Gölgesinde oturdukları ağaç... Zamanında suçlu diye buraya tıkılan, hayata küseceğine, hayatı yeşerten, büyük usta Ataol Behramoğlu’nun diktiği ayva ağacı.

*
Masanın üstündekiler...
Mahkeme ne derse desin, Balyoz adı verilen davanın vicdanlarda beraat ettiğinin kanıtı!
*
Sizlerden gelen yüz binlerce mektubun... Tsunami’nin sadece küçücük bir damlası.

O ağacın altı

*
Malum... “Maltepe’deki arkadaşlarım size mektup yazmak istiyor; hem başlarına geleni, hem de memleketin başına geleni bizzat onların ağzından duymak istiyorsanız, adresinizi gönderin lütfen” demiştim... İlk hafta, sadece okuyup tasnif edebildikleri
adres sayısı, 120 bin!
*
Yandaş medyadan inanmayan varsa, telefon açsın, Maltepe
Askeri Cezaevi’ne sorsun, kamyonetle mektup yağıyor. Ben kendi payıma, e-posta adresime gelenlerin anca 10’da birini toplayabildim henüz... Peyderpey teslim ediyorum. Görünen o ki, toplam “1 milyon”u geçecek.
*
Günde neredeyse 20 saat mektup okuyup cevap yazmaya gayret ediyorlar. Yetişebilmeleri imkânsız... O nedenle, sizlerden gelen adreslerin bir bölümünü Hasdal ve Hadımköy’e aktaracaklar. Bu şekilde adres yağmaya devam ederse, Mamak’tan Sincan’dan Şirinyer’den yardım isteyecekler.
*
Arkadaşlarımın size postaladığı zarfların üzerindeki damga dikkatinizi çekmiştir mutlaka... “Er mektubu görülmüştür” yazıyor. Kimisi firkateyn komutanı, kimisi denizaltı komutanı, kimisi F-16 pilotu, Paris’te Roma’da Atina’da Washington’da ataşelik yaptılar, Atlantik’ten Hint Okyanusu’na bayrağımızı dalgalandırmadık deniz
bırakmadılar, hepsi kurmay albay...
“Er” mektubu yazıyor.

O ağacın altı

*
“Madalya”dır bence o.
*
Neyse... Türkiye’nin her şehrinden adres var. Adres gelmeyen ilçe neredeyse yok. Onlarca köy var. 40 ülkeden adres geldiğini belirtip “dünyanın en büyük ailesi” demiştim. Tayland eklendi, Surinam eklendi, Kosta Rika’dan Cibuti’den Eritre’den adres var, “bana da gönderin” diyen ülke sayısı 45’e ulaştı. Sırf ABD’den gelen adres sayısı 1750... Şimdilik tasnif edilenlerin 900’ü Almanya’dan.
*
15 yaşındayken malum sebeplerle babasını öldüren, şu anda Sakarya’da cezaevinde yatan 17 yaşındaki bir kız çocuğundan mektup gelmiş mesela... Arkadaşlarıma ve onların çocuklarına hitaben yazılmış...
30 senedir gazeteciyim, hayatımda beni bu kadar silkeleyen satırlar okumadım. Henüz kendisinden izin almadığım için sizlerle paylaşamıyorum... Özetle diyebilirim ki, “insan olmanın erdemi”ni hiç kimse bu talihsiz kızımız kadar “masum” anlatamaz.
*
Harvard’tan mektup var.
Ne yazdığını yazsam... Ve, Hilmi bey’in Necdet bey’in yerinde olsam, yerin dibine girerim.
*
Beş yayınevi talip.
Mektuplar kitap haline getirilecek.

O ağacın altı

*
Eğer arkadaşlarım senaryoyu onaylarsa, tiyatro olacak.
*
Belgesel film yapmak isteyen var.
*
Sadece mektup gelmiyor bu arada... Yurttaşlar da geliyor. Rektörler var cezaevine ziyarete gelen, milletvekilleri var, baro başkanları var, tabip odaları, mimar-mühendis odaları başkanları var, börek yapıp getiren anneler var, “dün akşam dünyaya geldi, torunumun adını siz koyun diye geldim” diyen çiçeği burnunda dede var. Arkadaşlarımın ailelerini misafir etmek isteyen beş yıldızlı oteller var, 24 saat emirlerindeyiz diyen özel hastaneler var.
*
Demem o ki... Bütün medya tarafından sansürlenmesine rağmen, medya tarihinin en büyük kampanyası haline geldi. Arkadaşlarım adına, siz değerli okurlara teşekkür ederim.
*
Mahkeme ne derse desin,
Balyoz adı verilen davanın
“millet vicdanı”nda
beraat ettiğinin kanıtıdır bu.

Yazarın Tüm Yazıları