Ada’da fayton olmaz demiştik...

Yazın en hararetli tartışmalarından biri Adalar’daki faytonlardı.

Haberin Devamı

Bu faytonların kaldırılması gerektiğini savunanlardandım.
Efendim gelenek dediler...
Oradaki atlar ne olacak dediler...
Faytoncuların ekmek parası dediler...
İşi yokuşa sürdüler.
İlla gelenekse sadece sahil güzergahına nostalji diye 10 fayton koyarsın dedik dinletemedik.
3 gün önce Büyükada’da 4 turisti taşıyan fayton ıslak zeminde kaydı hem at öldü hem faytoncu.
Faytondaki 4 turist de yaralandı.
İlla bunun mu yaşanması gerekiyordu?
Yokuşları dik Büyükada’nın fayton seferlerine müsait olmadığı bir kez daha ortaya çıktı işte...
Yağmurda o zavallı atların faytonu yokuşlarda çekmesi mümkün değil.
Nalları desen zaten yok, atlar çelimsiz...
Faytoncu da 4 turist alarak hem kendi hem atının hayatının sonunu hazırlayan kararı almış.
Şimdi faytoncunun da, zavallı atın da ölümünden kim sorumlu?
Faytoncunun kendisi mi, at mı, belediye mi?
Elektrikli faytonlara karşı çıkanlar mı?

Haberin Devamı

Ajda’nın yazıları...

Ta nisan ayında yazmıştım Ajda Pekkan’ın müzik dışında bir bomba patlatacağını...
İşte o bomba, Kelebek’te yazmasıydı...
O günden beri konuşuyorduk Ajda’yla, Ajda da o günden beri niyetliydi ama konserleri müzik çalışmaları derken yazı yazması gecikti...
Biraz da Pazar Kelebek’i bekledi...
İşte dünden itibaren de yazmaya başladı.
Artık her hafta Pazar Kelebek’te yazacak Ajda Pekkan.
İlk yazıdan sonra gördüm ki... Kalemiyle de içten, samimi, hiç kasmadan karşımıza çıkacak.
Kendisi, “Derdim köşe yazarı olmak değil” diyor ama ben “Köşe yazarı Ajda Pekkan”ı da sevdim.

Kadın erkek serisi

Ertuğrul Özkök’ün pazar yazıları yıllardır çok konuşulurdu da...
Özellikle son üç haftadır kadın-erkek ilişkileri üzerine yazdığı pazar yazılarıyla daha da çok konuşulmaya başlandı.
Etrafımda herkes bu yazılardan bahsediyor.
Bir kadına yapılmayacak şeyler...
Hangi erkekle yatılmaz...
İlişkiyi bitirmeyi kadın bilir...
Kadın-erkek meselesi bitmez.
Özkök de bir kadın-bir erkek serisine devam etmeli...

Tatlıses’i nasıl buldum...

İbrahim Tatlıses vurulduktan sonra en kapsamlı açıklamalarını dün Pazar Kelebek’e yaptı.
Bunun için iki gün üst üste Tatlıses’le buluştuk. Peki Tatlıses’i nasıl buldum?
İşte izlenimlerim:
- Sağlığı yerinde... Sol kolunda hareket problemi olmasa kimse İbrahim Tatlıses’in vurulduğunu söyleyemez. Kendi başına yürüyor, merdiven çıkıyor. Zımba gibi... Ödül törenlerinde izlediğimizden çok daha iyi durumda...
- Zihni zehir gibi... Sohbet boyunca masada bizim hatırlayamadığımız çoğu ismi o bulup çıkardı. Sonra da “Ulan ben mi vuruldum siz mi” diye bizimle dalga geçti...
- Sürekli çalışıyor... Ekibiyle toplantı halinde. Ziyaretçisi hiç bitmiyor. Albümünü çıkmadan Tatlıses’e dinletmek isteyen sanatçılar bile geldi...
- Çok iddialı... Eskisinden çok daha güçlü bir Tatlıses geliyor. Yaşadıkları onu daha hırslandırmış.
- Yine babacan... Ekibi İbrahim Tatlıses’e tapıyor. En yenisi 7 yıldır yanında çalışıyor. Eskiler 15 yıllık... Daha bir kenetlenmişler Tatlıses’in etrafında...
- İlk gün üzerinde tişört ve önden fermuarlı bir kazak vardı. İkinci gün çok daha şıktı, gömlek üzerine V yaka kazak giymişti. Tıraşını olmuş işinin başındaydı...
- Peki neden fotoğraf çektirmek istemedi? Görüntüsü gayet iyi olmasına rağmen, bunun resmi bir röportaja dönmesini istemedi... “Basındaki diğer arkadaşlar kırılır, sen zaten alacağını aldın” dedi...

Yazarın Tüm Yazıları