İstanbul çılgın proje gördü

Bu hafta İstanbul olarak “çılgın proje” neymiş gördük. Emeği geçen herkese teşekkürler.

Haberin Devamı

Yaradana sığınıp 15 milyonluk şehrin can damarı köprüleri durdurmak sahiden çılgınlıktı.
Hele isyan etmeyelim diye önceden yüksek sesle duyurmamak, unutulacak gibi değildi.
Saniyesi milyon dolar değerindeki dünya şehrini kilitlemeyi her babayiğit göze alamazdı.
Böyle bir projeye ne New York, ne Moskova ne de Tokyo cesaret edebilirdi.
Hadi ettiler diyelim, ortaya çıkacak kaosun faturası elbet birilerine kesilirdi.
Bizse ilk birkaç gün şikayet ettikten sonra alışmış gibiyiz trafik kıyametine. Arabaya erzak stoklayıp, eş dostla helalleşip hayır duasıyla idare ediyoruz.
Gören hep böyleydik sanır. Ne de olsa uyum yeteneği üst düzeyde bir göçebe ırkın ahvadıyız.
Yetkililerse bu işin epey süreceğini söylüyor. Bize “canını seven kaçsın” mesajı veriyorlar.
İyi de, kaçabilmek için de yol lazım. Bütün yollar da malum, trafik sıkışıklığına çıkıyor.
Bu gidişle belli noktalarda koloni hayatı başlarsa şaşmayalım.
Günde beş saatlik acıyı göze alamayan vatandaşlar, çelik atlarda obalar halinde yaşamayı tercih edebilir.
Hatta zamanla çoluk-çocuklarını yanlarına aldırıp obayı genişletebilirler.
Atalarımızın at üstünde yaşadığı göçebe hayatın benzerini arabayla yaşayabiliriz.
Her obanın kendine göre raconları, avlanma alanları, reisleri olur. Hepsi farklı yaşam tarzı benimser.
Maslak obası ayrı, Avcılar-Beylikdüzü ayrı, Ümraniye, sahil yolu, Barbaros Bulvarı ayrı olur.
Arada obalar arasında su yolu ya da yakıt kavgası çıksa da, zayiat büyümeden tatlıya bağlanır.
“Mad Max” filmindeki gibi, bir şekilde hayatta kalırız bu cesur yeni dünyada.
Hıncal Ağabey “çılgın proje” derken bunu mu kastetmişti bilmem. Allah bizi başka çılgınlıklardan korusun.

Haberin Devamı

Şefin tavsiyesi

Aranjmanın üç büyükleri

Bu yaz aranjör albümlerinin yazı olacakmış gibi. Özellikle Ozan Çolakoğlu, İskender Paydaş ve Sinan Akçıl’ın albümleri iddialı.
“Aranjmanın üç büyükleri”, ünlü sesler eşliğinde marifet sergiliyor albümlerinde.
Sonuçta ortaya günümüz dinleyicisinin ve kulüplerinin aradığı “complation” tadında albümler çıkıyor. Yani her telden çalan. Herkese hitap eden. Her ortama gelen.
Şimdilik Tarkan’ın söylediği “Aşk Gitti Bizden” farkıyla Çolakoğlu bir adım önde gibi. Ama yaz uzun bir maraton. Her şey değişebilir!

Yazarın Tüm Yazıları