Herkes gibi Merkez de yüksek büyümeye oynarsa...

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları, küresel iklim ne olursa olsun, büyümenin yüksek tutulması yönündeki mevcut politikanın devam edeceğini gösteriyor. Sadece Başbakan değil, partisi de, işalemi de büyümenin yüksek tutulması için elden gelenin yapılmasını istiyor.

Büyüme elbette herkes için; oy bekleyen politikacı için de, iş hacmi ve kârını artıracağı için işadamları için de, büyümeden yeterince olmasa da pay alacağı için geniş halk kitlelerinin de istediği bir gelişme. Yani kimse çıkıp da, “Yüksek büyüme olmasın” diyemez...

İşin ilginç tarafı, Merkez Bankası’nın açıkladığı son rapor, Banka yönetiminin de açıkca büyümeden yana tavır koyduğunu, asıl işi olan enflasyonla mücadeleyi bile yüksek büyüme adına savsaklama niyetinde olduğunun kanıtı gibiydi.

Sorun büyümeyi istemekte değil, sorun aşırı büyüme isteğinde. Çünkü büyüme kapasiteniz belli, birkaç yıl imkanlarınızın üzerinde büyüdüğünüzde sorun çıkıyor. Cari açığın yüksek olması, kapasitenizin üzerinde yani elinizdeki imkanlara göre aşırı büyüdüğünüzün bir kanıtı. Cari açık demek, döviz gelirleriniz ile giderleriniz arasındaki fark demek. Bu fark fazla olunca, dolar da basamadığınıza göre, fiyatlar yukarı çıkıyor. Yani kurlar patlıyor ve bu da sizin varlıklarınızın, gerçek değerinin ciddi biçimde azalması anlamına geliyor. Tabi ki herkes kendi varlık büyüklüğü ölçüsünde, değer düşüşünden nasibini alıyor. Çalışan bir kişinin aldığı para değişmediği için, parasının satın alma gücü düşüyor, çünkü kurlardaki artış doğrudan enflasyona yani fiyatlara yansıyor. Evi olanın evinin değeri, arabası olanın arabasının değeri, fabrikası olanın da fabrikasının değeri düşüyor. Hele, döviz borçlusu ise daha da kötü...

Kısaca kısa dönemde yüksek büyümeyi istemek iyi de, sonucunu da düşünmek gerektiğini söylemeye çalışıyorum... Bu ülke, halk bu dengesizliklerin bedelini sonradan çok acı ödedi..

Politikacılar her zaman yüksek büyümeyi isterler. Çünkü yüksek büyüme oy demektir. Mevcut iktidarın uzun süredir, hem de oylarını artırarak, iktidarda kalmasının en önemli nedenlerinden biri de yüksek büyüme rakamlarıdır. O nedenle Başbakanın yüksek büyümenin devam etmesini istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Günü düşünen politikacı bunu yapar.

Çağdaş, ekonomi yönetiminin rasyonel olduğu ülkelerde, politikacıların bu doğal isteklerini dengelemek için, devlet içinde çeşitli kurumları oluşturulmuştur. Bağımsız kurumlar bu nedenle çağdaş ekonominin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bunların içinde en önemlisi de Merkez Bankası’dır. Merkez Bankası’nın çağdaş bir ekonomi yönetimi için mutlaka bağımsız olması gerekir. Piyasa ekonomisinin uygulandığı bir ülkede bu, “olmazsa olmaz bir şart”tır...

BÜROKRATLARIN GÖREVİ

Türkiye’de yaşanan krizler nedeniyle, bir daha tekrarlanmasın diye, “istikrarlı yüksek büyüme”yi tesis etmek amacıyla, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı sağlanmış, ayrıca küresel hareketlere açık sektörler için de bağımsız düzenleyici kurumlar oluşturulmuştu. Bu hem ülkenin kalıcı ve yüksek büyümesini sağlamak için, hem de kaynak açığını karşılayacak olan yabancı sermayeye güven verip, ülkeye çekebilmek için oluşturulmuştu.

Sizin kaynaklarınız sınırlı, yüksek büyüme için yabancı sermayeye ihtiyaç duyuyorsanız; o zaman yatırımcıya güven verecek kurallara, kuralları uygulayacak, regülasyon yapacak bağımsız kurumların olduğu, çağdaş bir sisteme ihtiyaç var.. İşte fiyat istikrarını sağlamak amacıyla kurulmuş, politikacılar karşısında verilen bunca kavga ve çabalar sonucu sağlanmış olan, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı bu nedenle hayati öneme sahip... Bu nedenle, Merkez Bankası dahil bağımsız kurumların siyasete bağlanmasının, bir ülkenin kalıcı ve istikrarlı yüksek büyümesinin önünde aslında engel olduğunu tekrarlıyorum...

Politikacılar, Hükümet edenler, enflasyonu savsaklayıp imkanlar o kadarına el vermese bile, yüksek büyümeyi isteyebilir. İşadamı da, halk da doğal olarak bunu isteyebilir. Büyümeyi dengelemek, enflasyona yol açmasını engellemek, halkın ve ekonominin orta-uzun dönemde krize girip mağdur olmasını engellemek görevi ise, başta Merkez Bankası olmak üzere, hükümetin değil, devletin görevlileri olan bürokratlara verilmiştir.
Yazarın Tüm Yazıları