Anayasa uzlaşması için bir yöntem önerisi

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, seçim gecesi yaptığı zafer konuşmasında, yeni Anayasa için uzlaşma arayacaklarını, bu amaçla bütün partilerin kapısını çalacaklarını söyledi.

Haberin Devamı

Bu konuşmaya ilk olumlu tepki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi, ‘Bizim kapımız açık’ dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi o kadar da olumlu yaklaşmadı, ‘Önce taslaklarını ortaya çıkarsınlar, sonra konuşuruz’ cevabını verdi.
Barış ve Demokrasi Partisi’nden bir ses çıkmadı ama kapılarının görüşmeye kapalı olacağına dair bir emare de yok.

* * *

MHP’nin kısmi itirazı bir yöntem sorununu da gündeme getirdi. Nitekim birkaç gündür alttan alta bu yöntem meselesi konuşuluyor. Son olarak AK Parti adına Hüseyin Çelik, ‘Bütün partiler Meclisin açılacağı 1 Ekim’e kadar Anayasa konusundaki düşüncelerini derlesinler, 1 Ekim’den sonra konuşulur’ dedi. Ama bu sözlerin yöntem sorununu çözmediği ortada.
Bana soracak olursanız MHP’nin teklifi de yöntem sorununu çözmüyor, aksine daha büyük bir sorun haline getiriyor. Çünkü AK Parti’nin taslak açıklaması, diğer partilerin bu taslağa göre pozisyon belirlemesi anlamna gelir ki, bu da uzlaşma ihtimalini azaltır; AK Parti’yi de kolayca dayatmacı parti pozisyonuna sokar.
İşin doğrusu, ne AK Parti’nin Meclis’teki kahir çoğunluğuna rağmen daha ilk günden dayatmacı bir tavır içine girmeli ne de diğer partiler inisiyatifi iktidardan bekleyip ona göre pozisyon almalı.
Bana göre işin doğrusu, 326 sandalyesine ve geçmişte yaptığı kapsamlı hazırlığa rağmen AK Parti’nin anayasa uzlaşması arayışına bir beyaz sayfa ile başlaması. Şu an manzara sanki böyle.
Bu durumda diğer partilerin AK Parti’nin uzattığı bu eli geri çevirmemesi çok kritik. Özellikle de halen reddetme cephesinde duran MHP’nin.
Eğer bütün partiler, prensip olarak Anayasanın tamamen veya çok kapsamlı bir biçimde değiştirilmesini istiyorlarsa, bu yapılabilir.

* * *

Haberin Devamı

AK Parti’nin ilk araması gereken kapı budur: Partiler Anayasayı tamamen veya çok kapsamlı biçimde değiştirmek istiyor mu, istemiyor mu?
Böyle bir istekliliğin hiç olmaması durumunda AK Parti kendi teklifini ortaya çıkarabilir, onu tartışmaya açabilir. Ama diyelim MHP hariç partiler böyle bir arzu içindeyse, bana göre hâlâ büyük uzlaşmanın kapısı açık sayılır, o kapıdan girilir, o yoldan yürünür.
Peki nasıl yürünecek?
Bana göre ideal çözüm, Anayasaya derhal bir ek geçici madde eklemektir. Bu maddeyle TBMM içinde ama TBMM dışından da üye kabul edebilecek bir özel ‘Anayasa Yazım Komisyonu’ oluşturulur. İstenirse, bu komisyonun nitelikli çoğunlukla veya tam uzlaşmayla karar vermesi emredilir. Komisyona belli bir süre (mesela 1 yıl) verilir ve o süre içinde yeni Anayasa metni yazılması istenebilir. Ve sürenin sonunda komisyonun ortaya çıkaracağı taslak metin hem kamuoyunun tartışmasına açılır hem de ‘teklif’ yerine geçerek Meclis’e sunulmuş olur. Teklifin Meclis’e sunulmasından sonra makul bir süre tartışmalarla geçer, sonra Meclis özel oturumlarla bu teklifi görüşmeye başlar.

* * *

Haberin Devamı

Bu bir yöntem, bir uzlaşma biçimi önerisi. Uzlaşma isteği ortada olduğu sürece aslında buna benzer başka yöntemler de bulunabilir, Meclis’in Anayasa yazımına sivil toplumu ve yüzde 1 ve üstünde oy almış siyasi partileri de katmasının başka yolları da bulunabilir.
Yeter ki istensin; kimse kimsenin samimiyetinden en azından yolun başında şüpheye düşmesin.

Hani bunun sahibi?

BANA göre yeni Anayasanın önündeki en büyük engel bu Anayasanın olası içeriğinden değil de ‘Anayasayı ben yaptım, sen yaptın’ kavgasından kaynaklanacak.
Şunu unutmamak gerek: Kimin yazdığı metin geçerli olacak olursa olsun, yeni Anayasa 326 kişilik AK Parti grubuna rağmen yapılamaz. Ama aynı şeyin tersi de geçerli: O AK Parti grubu da başka partilere rağmen Anayasayı tek başına yapamaz.
Bu sayede siyasi egolar bir ölçüde gemlenebilir.
O yüzden bu aşamada içerikten daha önemlisi istek. Eğer yeni
Anayasa yapmak veya mevcut Anayasayı çok kapsamlı biçimde tadil etmek için önce istekli olmak, önce bu teklifi reddeden tarafta olmamak önemli.
Şu ana kadar CHP’den gelen sinyaller gayet olumlu. AK Parti bu fırsatı değerlendirmeli ve bu arada CHP’ye de yardımcı olmalı.

Yazarın Tüm Yazıları