Bir siyaset cahilinin seçim tahmini

MHP’nin önde gelenlerinden biri dün bana şu tahmini yaptı:

“İstanbul’da Bedrettin Dalan-Nurettin Sözen seçimindeki gibi bir sürpriz olursa kimse şaşmasın.”

Hatırlatayım.

O seçimde bütün anketler açık ara Bedrettin Dalan diyordu.

Kazanan Nurettin Sözen oldu.

* * *

Bu seçimde böyle bir sürpriz yaşanabilir mi?

Soruyu bana sormayın.

Derin halkın arasına çıkmam, çıksam da ölçemem, bu tür siyasetten hiç anlamam, çok da kötü bir tahminciyim.

Yine de şu var.

Tahminde zayıfım ama, temennide çok kuvvetliyim.

O nedenle size, siyasetin anladığım tarafından söz edeceğim.

* * *

AK Parti bu seçimde yüzde 50 oy alabilir mi?

TAHMİN: Alabilir.
YANLIŞ: Aldığı takdirde, bunu “başarı” kabul edip, aynı kutuplaştırıcı siyasete devam etmesi yanlıştır. Çünkü bu siyaset Türkiye’yi hızla “seçilmiş” bir otoriterliğe doğru götürüyor.
DOĞRU: AK Parti, yüzde 50 oy alsa bile değişmeli, ifade özgürlüğü üzerindeki bütün baskıları kaldırıp, hayat tarzları konusunda herkesi ikna edici bir siyasete yönelmelidir.

CHP bu seçimde yüzde 30’un altında oy alabilir mi?

TAHMİN: Alabilir.
YANLIŞ: Ama bu sonuca bakıp, benimsediği yeni açılım politikasını “başarısız” görüp, eski statükocu siyasetine ricat etmesi yanlış olur.
DOĞRU: Seçimde uyguladığı politikayı başarısız değil, “eksik” kabul edip, daha cesur adımlar atmalı.

AK Parti oyları yüzde 40’ın altına inebilir mi?

TAHMİN:
İnebilir.
YANLIŞ: Bu, onun bugüne kadar ekonomide ve bazı sosyal politikalarının yanlış olduğu anlamına gelmez. Tam aksine AK Parti, 9 yıllık icraatında çok başarılı işlere de imza attı.
DOĞRU: Böyle bir sonuçta AK Parti, kendine dönüp, şu sorunun samimi cevabını aramalıdır:

Başarısızlık, demokrasiyi “ileri” götüreceğiz derken, tam aksine geriye götürmesinin sonucu olabilir mi?

CHP bu seçimde yüzde 30’un üstüne çıkabilir mi?

TAHMİN: Çıkabilir.
YANLIŞ: Bu sonuca bakıp, partideki yenileşmenin, açılımın yeterli olduğuna inanmak yanlış olur.
DOĞRU: Sonuca şu mantıkla yaklaşılmalı: “Yüzde 30’u geçtik ama hâlâ iktidar değiliz. Neden?”

* * *
 
Tabii bütün bunlara bakıp bana şu soruyu da sorabilirsiniz:

“Madem siyaset cahili olduğunuzu söylüyorsunuz, bu tahminlerinizin bir anlamı var mı?”
En kolay soru bu.
TAHMİN: Tahminde yanılmam mümkün değil.
Çünkü “Çıkabilir” diyerek, aşağı yukarı muhtemel bütün sonuçları verdim.
Zaten anketlere bakarsanız, onların yaptığı da benimkinden farklı değil.
TEMENNİ: Temennilere gelince, orada çok iddialıyım.
Benim siyasete bakışım, referanduma bakışımla aşağı yukarı aynıdır.
O da şu anlayış üzerine kuruludur.
BİR:
Ortada “Taş gibi” bir yüzde 42 “Hayır” varken, yüzde 58 “Evet”i büyük bir zafer olarak göremem.
İKİ:
Ortada taştan da büyük yüzde 58 gibi “Evet” varken, yüzde 42’yi de gereğinden fazla önemseyemem.

* * *

“Çok oportünist” bir cevap mı diyorsunuz.

Ülkenin yarıya yakını hayır derken, yüzde 58’i “istediğiniz anayasayı tek başınıza yapma” hakkı olarak görüyorsanız, söyleyecek bir şeyim yok.

Ben gerçek demokrasilerden söz ediyorum...

DÜZELTME

Geçenlerde “Bornova Misketi” üzerine bir yazı yazmıştım. Yazıda, Corvus şirketinin sahibi Reşit Soley’in bu üzümü, Bornova’da bir bağda keşfettiğini yazmıştım.

Bağın sahibinden aldığım bir mesajla aslını öğrendim.

Bornova Misketi, Aliağa’daki Uzunburun bağlarında yetişen üzümle yapılıyormuş. Bağlar 1994 yılında Ziraat Mühendisi Yılmaz Gürsel tarafından kurulmuş.

Bugün kızı Ayşe Baykan tarafından işletiliyormuş.

Hoşuma gitti. Demek ki, Elazığ’da Şükrü Baran bağlarından sonra İzmir’de de “Teroir” anlamına gelecek bir bağ varmış.
Yazarın Tüm Yazıları