Ce faci? Ne facisi, durum FECİ..!!

4’e alıştı Beşiktaş, Allah sonumuzu hayr etsin..!!

“Gazozuna oynasam yenmek isterim..”

Bu söze bayılırım..

Umudun bittiği yerde hayat biter unutmayın..!!

Onun için her şeye rağmen Beşiktaş’ın Kiev’i yenmesini isterim.

Olmadı ne yapalım.. Gök kubbe başımıza inmedi ya..!!

 

Toprak ve denizin arasındaki farkı anlatırım kimi zaman..

Anlaşılan, anımsamakta yarar var!

Karasaban toprağı sürdü mü izi kalır.

Ama denizde ilerleyen teknenin yekesinin izi kısa süre sonra kaybolur..

İşte futbol da böyledir..

“Derin izler” kalıcı olduğunuzda tarih sayfalarınızdaki yerini alırsızın.

Toprak ana gibi o da sizi bağrına basar..!!

Çünkü; uzun bir zaman diliminin teri vardır orada..

Ama, deniz öyle değildir..

Anlık başarılar sizin başınızı döndürürse, birkaç dakika sonra gelen bir büyük dalga sizi alabora edebilir.. En azından zor dakikalar yaşatır..

Hele, bir de fırtına koparsa..

Denizciler buna “Hava döndü..” derler..

“Kaçak” yapmıştır bir kere hava..

Boğazınıza kadar batarsınız BELAYA..!!

Boğuşur durursunuz amansız ve üst üste gelen dalgalarla..

Hayatta kalmak istiyorsanız

O acımasız dalgalara, nasıl gireceğinizi bilmeniz gerekir..

Çünkü o, sizi alt etmek için saldıracaktır..

Ve, her şey olup bittiğinde ise -deniz sakinleştiğinde- sanki hiçbir şey olmamış gibidir..

Kısa bir süre önce sanki o anlar yaşanmamıştır.

Denizin üstü çarşaf gibi olur.

Az önce yaşanan bütün İZLER SİLİNİR..

Ya batmışsınızdır, ya da fırtınayı yenmiş..

 

Futbola da öyle bir şeydir işte..!!

Üst üste yaptığınız güzel hareketin arkasından, yapacağınız bir olumsuzluk, her şeyi siler.

90 dakika bittiğinde de sahada cereyan eden bütün “izler” öylece silinecektir..

Geriye sadece NETİCE kalacaktır..

Yani SONUÇ.. O, işte karasabanın tarlada bıraktığı iz olacaktır..!!

 

Yeşil çimenler aynı deniz gibi son düdük çaldığında sakinleşecektir..

Yaşananlardan iz kalmayacaktır..

Çünkü, hayat ileriye doğru devam edecektir.. Geriye doğru değil..

“Ah şunu şöyle yapsaydım” pişmanlıklarının bir faydası olmayacaktır..!!

Artık, deniz (çimenler), yeni fırtınalara hazırlanacak..

Denizin üstündekiler de (futbolcular) ona karşı durmaya..

Kısacası, denizin veya çimlerin üstündeyseniz asla “boşluk” vermeyecekseniz..

Çünkü, doğa boşluk kaldırmaz..!!

Bir tekenin yekesinin izi gibi, sizin de sahada bıraktığınız “iz” aynıdır..!!

 

Fırtına nasıl çıkar basit bir anlatım yapayım:

Önce hafiftin rüzgar eser.. Sonra bulutlar toplanmaya başlar..

İyice kümeleşirler.. Rüzgar yüzünüzü soğuk soğuk yalar..

İçinizi bir ürperti sarar..!!

Sonra, gürültü başlar.

Yani şimşekler.. Arka arkaya parlar, gözleriniz kamaşır.

Rüzgar, estikçe eser..

Yüklendikçe yüklenir size..

“Bitsin artık Tanrım bu durum” diye yalvarırsınız.

Artık ortalık toz dumandır..

Allak bullaktır her yan..!!

 

Konuyu toparlarsak

Bakın,

“İyilik yap hatırlanmaz, bir yanlış yap kimse unutmaz..” (Tolstoy)

Hayatta durum böyledir..

 

Peki, futbolda nasıldır?

Sahadaki güzel hareketlerin “ 1” gün konuşulur.

Ama yaptığın büyük bir hata, ömrünün sonuna kadar sizinle olur..

Yani her yerde, her zaman konuşulursun..

İnceden dalga geçilirsin..!!

Hiç unutulmazsın yani..

 

Spiker diyor ki Kiev maçının 2. yarısının başında:

“Maçı uzatmalara götürmek için Beşiktaş’ın 4 gol atması gerekir, tabi yemeden”

Ben de içimden diyorum ki,

“Anneannemin bıyıkları çıkarsa, dedem olacak..”

 

Bugün, futbolun felsefisi ile birlikte semantik, sentaks, biraz da betimle yaptık.

Tümel bir olay anlattık.. Tikel değil..

Ancak, tikel beceriler de tümel olan olguya muazzam katkılar sağlar..!!

Futbolda; tikel olan kişilerin tümel anlamdaki sahada, ahenklerinin uyum derecesi ne kadar yüksekse, bu, oynanan oyunun sonucunu söyler..!!

Sonucu size önceden “İşaret” eder..

 

Kolay iş değildir “Tümel” olmak..

Yazın bir kenara, Tümelin içinde olan bireylerin ahengi sizi TAKIM yapar..!!

Kolay iş değildir takım olmak..!!

 

Kiev’den iyi haberler yok bu gece Beşiktaş için..!!

 

Romence’de “nasılsınız?” sorusu “ce faci” dir..

Şimdi bana sorarsanız

“ce faci” diye..

Ben de size durum “FECİ” derim..!!

 

Neyse OC kaçar..

En Kalbi Muhabbetlerimle..

Ben Can; Orhan CAN..!!

 

NOT: Maçın kritiğini okumak isteyenler İsmail Er’i, Altan Tanrıkulu’nu, Cemal Erbaş’ı okur.

 

Ancak, FUTBOLUN FELSEFESİNİ anlamak istiyorsanız, beni okuyun..!!

Yazarın Tüm Yazıları