F.Bahçe İnönü'de nasıl kazandı

Şu Afrika atasözüne bayılıyorum...

“Sular yükselince balıklar karıncaları yer... Sular çekilince de karıncalar balıkları yer... Kimse bugün ki üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü, kimin kimi yiyeceğine su karar verir..!!”

 

Futboldaböyle bir şeydir işte..

Kimin kimi yiyeceğine iyi hazırlanan, daha iyi konsantre olan, koşan, beyin ve ayağını daha çok birleştiren yener..

Kısacası kim daha çok emek sarf ederse onun olur iyi sonuç..

Elbette tarafsız hakem eşliğinde yener!

 

Daha maçın başlamasına 2 saat var..

Fenerbahçeliler stattaki yerlerini almış slogan yarışı çoktan başlamış.

Beşiktaşlıların“Sahaya atlayın Şampiyonluğu kutlayın” tezahüratı Fenerli taraftarları adeta ateşliyor..!!

Karşılıklı ayıp sloganlar..

Kendilerine Genç Fenerbahçeliler (GFB) adını veren grup, Guti’nin göbek adını tiye alan tezahürat yaparken, kulaklarıma Beşiktaş sıralarından

“29 sene mi oldu, ohaa Fenerbahçe” sesleri geliyor..!!

Kupa hasretini betimleyen ve anlatan bir tezahürat..

Yalan değil, İnceden keyifleniyorum..

Anlayacağınız statta ambians sağlam..

 

Ah, bir de belden aşağıya kelimeler geçmese sloganların içinde..!!

Spor, kardeşliktir, barıştır..

İçimizden biri olmadı mı hayat olmaz, lig olmaz..Yarış olmaz..Böyle bir ambians da olmaz..

 

Havada keskin bir soğuk var, yani soğuk bir Beşiktaş gecesi!!

Burhan Akdağ telefon ediyor,”Kadro iyi” diyor..“Evet” diyorum “Sağlam..”

Spor Müdürü Meriç Tunca stada gelirken yolda aradı ve “Beşiktaş’ın galibiyetini şimdiden kutlarım. Pazartesi beni kızdırmak yok, cevap vermem” dedi..

Ben de “Tamam” dedim..!!

 

Fenerbahçe sahayı çıktığında statta öyle bir gürültü çıkıyor ki..

Beşiktaşlılar protesto ediyor, Fenerliler alkışlıyor..

 

İnanmayacaksınız ama Beşiktaşlılar sahaya çıktığında çılgın bir tezahürat her yanı sardı.

Sanki Perşembe günü 4-1 yenilen ve protesto edilen onlar değil..

Taraftar yine takımını bağrına bastı yani..

Bu gecenin sonu için her şey hazır kısacası..

 

Ve Beşiktaş Ekrem Dağ’la beraberliği yakaladı.. Dakika 44’te.

Ekrem’in gölünü televizyonlardanizlemelisin..

Beşiktaş, denizci tabiriyle Sancaktan öyle bir geldi ki.

Ekrem’in vurduğu top “ÇATALDAN” içeri girdi..!!

 

Hakemleri için bir şey yazmayacağım bugün..

“Öyle oldu böyle oldu” demeyeceğim..

Neticede bir derbi maçı..!!

 

2. yarıya Beşiktaş hızlı başladı..49 dakikada İbrahim Toraman “İskeleden” gelen topu “Sancaktan” gole çevirdi..

 

Almaida’nın 59. dakikada kaçırdığı akıllara zarargol bana Giuza’yı hatırlattı..

Bu maçın kader anıydı.. Atsaydı Maç kopmuştu..

Hayatta olduğu futbolda da fırsatlar 1 kez gelir, tekrarı yoktur..

 

Ve Ferrari’nin yaptığı hareketi hakem iyi gördü..

Kendi kırmızı kart gördü, takım golü yedi..

Alex penaltıyı kaçırmadı tabii..

2-2.. derken 3-2, derken 4-2..

 

İşte hayatın kırılma anları vardır.. Bu gecede “KIRILMA ANINA” verilebilecek en iyi örneklerden biri oldu.. Bay Almaida’nın atamadığı gol anı..!!

 

Oysa atsaydı durum Beşiktaş lehine 3-1 olacaktı sonra belki de 4-1.. Olmadı..!!

Hayatın akışı da böyledir işte..

“Futbol hayatın ta kendisidir..” cümlem bir kez daha kendini ispat eti..

Bana göre 2 takım da kafa kafaya oynadı..

Biraz da Beşiktaş aldığı maçı kaybetti..

 

Maçın son anlarında Fenerbahçeli taraftarların “I love you Schuster” ve “Deli İbrahim” diye bağırmaları beni çok güldürdü doğrusu..!!

Lugano’nun tribünleri tahrik eden hareketleri ise taraftarı çıldırttı. (Güzel hakemlerin kulaklarını çınlatıyorum bu durumda..!!

 

Neyse, olanlar oldu ve maç bitti..

Şimdi size bir hikaye anlatayım, çok severim bu öyküyü.

2 Dünya Savaşı yılları..

Alman Orduları Paris’e girmiş ve tüm şehri kuşatmıştır..

Kimsenin korkudan dışarı çıkamadığı dakikalar, saatler..

İşte şiirlerini çok sevdiğim Paul Eluard  şöyle yazmış..

 

“Kapılar tutulmuş neylersin

Neylersin içeride kalmışız

Yollar kesilmiş

Şehir yenilmiş neylersin

Açlıktır başlamış

Elde silah kalmamış neylersin

Neylersin karanlık da bastırmış

Sevişmezsin de neylersin..”

 

İşte bu gecenin özeti,

maç bitmiş neylersin..

Olan olmuş neylersin..!!

 

Neyse OC kaçar..

En Kalbi Muhabbetlerimle

Ben CAN; Orhan CAN

Yazarın Tüm Yazıları