İyi beslenme neden önemli

Kısacası, eğer iyi beslenen biriyseniz bedensel ve ruhsal sağlığınızı korumanız da sürdürmeniz de kolaylaşıyor. Kendinizi daha iyi hissediyorsunuz. Stresiniz daha az, uykularınız daha keyifli oluyor. Sabahları daha dinç uyanıyorsunuz. Daha az yoruluyorsunuz. Belleğiniz de, bileğiniz de, kalbiniz, böbreğiniz de daha güçlü kalıyor

Herkese Sağlık dergisinin yaptığı bir araştırma, 2010 yılında sağlıkta en sık yazılan, çizilen, konuşulan konunun beslenme olduğunu gösteriyor. Bu, sağlık konusunda en çok merak edilen şeylerin başında beslenmenin yani ne yiyip içeceğimizin geldiğinin kanıtı. Çünkü doğru beslenmenin sağlığımızı güçlendirdiği, bizi birçok sağlık sorunundan koruduğu, yanlış beslenmeninse hastalıklara davetiye çıkardığı kesin.
İyi beslenen, vücudunun ihtiyaçlarını yeterince ve zamanında karşılayan biri, bu işi eğer bir de sürekli hale getirebilirse fiziksel olarak daha güçlü olur. Doku ve organlarımızı oluşturan hücrelerin biyolojik süreçler için önce enerjiye (karbonhidratlar ve yağlar) sonra da kırılanı döküleni tamir etmek için özel bazı maddeler (vitaminler, mineraller) ile büyüyüp gelişmek, yaşlandırıcı süreçlere direnebilmek için proteinlere ihtiyacı var. Üstelik bu ihtiyaç, düzenli ve sürekli karşılanmak zorunda. Bunun yolu da iyi beslenmekten geçiyor.

Çocuklar ve gençler üzerinde etkisi büyük

İyi beslenen biriyseniz hücreleriniz daha genç ve sağlıklı kalıyor. Yıkım süreçlerine daha iyi direniyor. Kırılanını, dökülenini daha kolay telafi ediyor. Neticede daha uzun yaşıyor. İyi beslenen bir çocuk daha dengeli ve sağlıklı büyüyüp gelişiyor. İyi beslenen gençler sağlıklı kilolarını koruyor. Fit oluyor. Daha kolay öğreniyor, daha uyumlu oluyor. Daha iyi uyuyor, daha aktif bir hayat sürüyor. İyi beslenen bir anne adayı daha sağlıklı çocuklar doğuruyor. Gebeliği daha rahat geçiyor. Süt verme dönemi problemsiz seyrediyor. İyi beslenen bir erkek, bedensel ve ruhsal olarak daha çalışkan, üretken ve sağlıklı kalıyor.

Bağışıklık sistemini güçlendirmeli

İyi beslenince hastalıklardan korunma şansınız artıyor. Özellikle bağışıklık sisteminin iyi çalışması, güçlü kalması beslenme seçimlerimizle doğrudan bağlantılı. Küçük bir örnek: Eğer yiyecek içeceklerle bedeninize yeteri kadar protein, D vitamini, omega-3 yağ asitleri, demir, B12 vitamini, çinko kazandıramazsanız bağışıklık sisteminiz orasından burasından problem çıkarmaya başlar. İyi beslenemeyen insanların kasları ve kemikler güçsüz kalır. Yiyeceklerle yeteri kadar kalsiyum, protein, D vitamini almazsanız özellikle büyüme ve yaşlılık dönemleri kemik ve kas sorunlarıyla karışlaşma oranınız artar.

Beşli çeteden korunmak için

İyi beslenmek sizi günümüzün en önemli hastalıkları sayılan kanserler, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon ve obeziteden yani o ünlü ‘beşli çete’den de korumaya da yardım eder. Yüzlerce, binlerce bilimsel çalışma şu bilgileri tekrar tekrar teyit etti: Kötü beslenenler kansere daha sık yakalanıyor. Doğru beslenerek kanserden korunmamız mümkünken, yanlış beslendiğiniz de kansere yakalanma ihtimaliniz artıyor. Vücudunuza yiyecek içeceklerle giren bazı maddeler (mesela antioksidanlar) kanserden korunmanıza yardımcı olurken, bazı kimyasallar (mesela nitrozaminler, tarım kimyasalları) kansere yakalanmanızı kolaylaştırıyor. Çok tuzlu yerseniz hipertansiyona yakalanma ihtimaliniz artarken, daha çok sebze-meyve, kalsiyum, potasyum, magnezyum zengini gıdalar yer içer ve tuzlu besinlerden uzak kalırsanız bu olasılık inanılmaz ölçüde azalıyor. Kötü yağlardan zengin (trans yağlar, doymuş yağlar, örneğin fast food ürünler) beslendiğimizde damarlarımız daha erken yaşlarda tıkanırken, omega-3 yağlarından (balık, ceviz) ve tekli doymamış yağlardan (zeytinyağı) zengin beslendiğinizde bu ihtimal de ciddi biçimde azalıyor.

Obezite önlemi

Beslenme biçiminiz kilonuzu da, hayat kalitenizi de yakından etkiliyor. Eğer yükte hafif pahada ağır yiyeceklerle beslenmeyi bir yana bırakır şeker, nişasta, un yağ yoğunluğu fazla yiyeceklere ağırlık verirseniz önce kilo almaya sonra da obez biri olmaya başlıyorsunuz. Yanlış besinleri yiyip içmekte ısrar ederseniz gaz, şişkinlik, kabızlık-ishal, gastrit, kronik yorgunluk, hipoglisemi ve benzeri güncel sorunlardan da bir türlü kurtulamıyorsunuz. Kötü beslenmek, uykuyu bile etkiliyor.

Ruh sağlığını korumanın yolu mutlu sofralardan geçiyor

Araştırmalara göre beslenme konusunun yalnız fiziksel değil ruhsal yanları da var. Yiyip içtiğinden keyif alan, sofrada yiyip içmeyi alışkanlık haline getiren, her sofrayı her öğünü aile, arkadaş ve dostlarla renklendirebilen, bir sohbet, bir dertleşme, bir kutlama, bir şölen, bir eğitim bir huzur ürünü haline çevirebilenler stresten depresyona pek çok ruhsal bozukluktan uzak kalıyor. Bu anlamda iyi beslenmek karın doyurmaktan çok daha fazlasını ifade eden, fiziksel iyilik kadar ruhsal iyiliği de koruyup güçlendiren bir süreç.
Yazarın Tüm Yazıları