Oyunun gerçek adı

“DÜNYA bir oyun sahnesi, bizler sadece birer oyuncuyuz...” der William Shakespeare.

Haberin Devamı

Dün Balyoz Darbe Planı doğrultusunda başlatılan gözaltı dalgasını izlerken kendimi aynı oyunun ikinci perdesinde buldum.

Shakespeare’in oyununun adı ‘Beğendiğiniz Gibi’ydi.

Erkek kılığına giren bir kadına âşık olan kadınların anlatıldığı karmaşık aşk ilişkileriyle örülü pastoral bir komedi...

* * *

Dün Ankara-İstanbul ve İzmir’de aynı anda sahnelenen birçok üst düzey komutanın gözaltına alındığı oyuna ‘şehir komedisi’ demek isterdim ama değil.

Bu oyun çok ciddi.

Adı ‘İstediğiniz gibi...’

İster “Dokunulmazlara da dokunuluyor” deyin, ister “TSK’ya karşı açılmış asimetrik savaş”.

İster ‘Balyoz’, ister ‘karşı devrim’ isterse ‘Oraj’.

* * *

Shakespeare’e kalırsa “Bütün erkek ve kadınlar sırası geldiğinde girer ve çıkarlar bu oyun sahnesine...”

Ben bütün bu toz duman arasında gazeteci kimliğimle izleyici olmaktan yanayım.

Hem sahne önü, hem de arkasını anlamaktan yana...

* * *

İlk soru: “Neden şimdi?”

Bu klasik soru Ergenekon operasyonlarının her dalgasında soruldu.

İma edilen şey sahne arkasında başka dolapların döndüğüydü.

Yine sorulacak, bu yüzden en iyisi zamanlamadan başlayarak ilk elden edindiğim bilgi ve izlenimleri sizinle paylaşayım.

Belki bu sayede oynanan oyunun gerçek adına ulaşırız...

* * *

BİR: Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un geçen hafta tam MGK toplantısı başlarken Brüksel’de yaptığı konuşmanın internete düşmesi önemli bir faktör...

Çünkü iddia şu ki; o konuşma ‘asimetrik savaş’ değil tamamen ‘iç hesaplaşma’ sonucu sızdırıldı. Başbuğ’a “Bize sahip çıkmazsan sen de yanarsın” mesajı verildi.
Aslında örtülü bir mesaj Balyoz Darbe Planı basına yansıdığında da verilmişti.

Hatırlayın Hürriyet’e “Evet muhatap benim” diyen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman Genelkurmay konuyu araştırdığı için konuşmayacağını söylemiş ancak “O dönem İlker Paşa da benim kurmay başkanımdı. O nedenle o da konuyu zaten yakından bilir” demekten kendisini alamamıştı.

Daha ne desin...

İKİ: Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AK Parti’ye karşı yeni bir kapatma davası sinyali vermesi. Öyle çok fazla sahne arkası bilgiye ihtiyaç yok.

Ergenekon operasyonundaki dalgalarla daha önce AK Parti aleyhine açılan kapatma davasının takvimini karşılaştırın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Çünkü her iki davada da süreç Haziran 2007’de başladı. Yalçınkaya AK Parti aleyhine bilgi ve belge toplarken, bir ihbar mektubu sonucu 12 Haziran’da

Ümraniye’de bir gecekonduda el bombaları ele geçirildi.

Böylece hem kapatma davası hem de Ergenekon davası start aldı.

Yalçınkaya 17 Mart 2008’de resmen kapatma istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne giderken Ergenekon operasyonunda ‘fren’ yerine ‘gaz’ pedalına basmaya karar verildi.

Şimdi benzer bir takvim yeni kapatma davası ve dün başlayan gözaltılar için işliyor.

Erzincan-Erzurum hattında çıkan yargı krizi ve başsavcının kapatma sinyali, kendi haline bırakılan Kafes ve Balyoz operasyonlarında ciddi gaza basılmasına yol açtı.

* * *

ÜÇ: Erken seçim ihtimali...

* * *

Sırf zamanlamaya ilişkin daha birçok sebep sayabilirim...

Fakat gereksiz. Öyle çok fazla komplo teorisi üretmeye de gerek yok.

Çünkü esas sebep ikinci madde.

Eğer gerçekten de Shakespeare’in dediği gibi ‘dünya bir oyun sahnesi, hepimiz birer oyuncuysak’ dün ikinci kez ‘perde’ diyen oyunun esas adı ne Ergenekon, ne Balyoz, ne de Kafes.

Onlar bölüm başlığı.

Oyunun gerçek adı ‘Var Olma Savaşı.’

Yazarın Tüm Yazıları