Fethullah Gülen’den Uğur Dündar portresi

Madem bu uğurda her türden bel altı çalışması gayet mubah ve meşru görülüyor...

Madem hedefe ulaşmak için Uğur Dündar’ın aile mahremiyetine bile bodoslama girmek serbest...

Madem Uğur Dündar’a vurmak, neredeyse “dini spor” haline getirilmek isteniyor...

Madem önüne gelen “Geçmişten geleceğe Uğur Dündar portresi” yazmaya fazlasıyla meraklı...

O halde ben de çok değil, kısa bir süre önce kaleme alınmış farklı, enteresan ve yergide değil övgüde sınır tanımayan bir “Uğur Dündar portresi”ni devreye sokabilirim...

Portrenin yazarı:

Fethullah Gülen...

Bakın, “Hocaefendi”, Uğur Dündar’ı nasıl tasvir ediyor:

* * *

“Çok değerli, saygıdeğer yazar, yapımcı ve gerçek aydın Sayın Uğur Dündar Beyefendi...

Her zaman olduğu, şu son aylarda bir linç kampanyasıyla üzerime gelindiği bir dönemde de ortaya koyduğunuz demokrat tavır, gerçekçi anlayış ve cesaret örneği, son derece takdire şayan ve mucib-i teşekkür olmuştur.

Herkes gibi akan zaman ve süratle değişen hadiseler çerçevesinde bazı görüş, düşünce ve tavırlarımda birtakım değişmelerin görülmesi tabii olmakla birlikte, bu fakiri yakından tanıdığınızı sandığım biri olarak, hiçbir zaman kimseyi, hele bir milleti aldatmayacağımı takdir edersiniz. Hakkımda bir linç kampanyası başlatanların da esasen bunu bildiğini, fakat maksatlarının başk a olduğunu da, mutlaka herkesten çok iyi biliyorsunuz.

İlk günden bu yana, gerçek ve sorumlu bir aydın sıfatıyla daima demokrasinin, evrensel insan haklarının ve insani özgürlüklerin müdafii olarak gösterdiğiniz performans, inanıyorum ki, nesiller için örnek olacak mahiyettedir.

Gösterdiğiniz civanmertlik ve ortaya koyduğunuz vefadan dolayı en içten teşekkürlerimi ve bu münasebetle kalbi hürmetlerimi arz eder, Cenab-ı Allah’tan sıhhat, afiyet ve mutluluklar dilerim.

Fethullah Gülen”

* * *

Fethullah Gülen’in görüşlerine her zaman çok ama çok önem vermiş biri olarak... Benim bu satırlardan çıkardığım sonuçlar şunlardır:

BİR: Uğur Dündar gerçek ve sorumlu bir aydındır.

İKİ: Uğur Dündar cesur ve demokrattır.

ÜÇ: Uğur Dündar evrensel insan haklarının savunucusudur.

DÖRT: Uğur Dündar civanmert bir insandır.

BEŞ: Uğur Dündar için “vefa”, İstanbul’da bir semt adı değildir.

ALTI: Uğur Dündar nesiller boyu örnek alınacak hasletlere sahiptir.

Yaşasın Türk okulları

Ne emperyal heveslerim var, ne de kolay kolay milliyetçi şahlanışlara kendimi kaptırıp gaza gelirim...

“Cemaat”e ilişkin ne abartılı korkularım var, ne de abartılı bir bağlılığım...

Ama yazmazsam haksızlık yapmış olurum:

Son günlerde “cemaat”in yurtdışında açtığı okullarda öğrenim gören çocukların, “Türkçe Olimpiyatları” vesilesiyle geldikleri Türkiye’de estirdikleri bahar ve kardeşlik havasından müthiş etkilenmiş durumdayım...

Çekik gözlü bir Moğol kızından bildik bir Barış Manço şarkısı dinlemek...

Kara derili çok güzel bir Afrika çocuğundan “Sivas’ın yolları” türküsünü dinlemek...

Sapsarı saçlı Litvanyalı bir kız çocuğunun okuduğu Türkçe şiire kulak kesilmek...

Bir Azeri kızından Karadeniz türküsü dinlemek... Vallahi güzel... Vallahi harika... Vallahi şahane... Türkümüzü, şarkımızı, şiirimizi bir kez daha sevdik.

Kültürümüze bir kez daha güvendik.

Ne diyelim?

Emeği geçen herkesten Allah razı olsun...

Eyvah! Kan dökülecek

“Mayın sorunu”nda hükümete karşı en esaslı muhalefeti, iktidara yakın cenahın yayın organlarındaki kanaat önderleri yapmışlardı...

Cesaretlerinden dolayı kendilerini şükran ve takdirle yad etmiştik...

Fakat... O da ne?

Başbakan Erdoğan, partisinin dünkü grup toplantısında “ak tolgalı beylerbeyi” gibi atıldı ileri... Ve mırın kırın eden yandaşlara verdi veriştirdi...

“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar” dedi... “Tenezzül edip bir sayfalık tasarıyı okumayan köşe yazarları” dedi... “Komplocular” dedi... “Yalan uydurup kendi yalanlarına inananlar” dedi... “İftira” dedi... “Karalama” dedi... “Köşe yazarları muhalefetin değirmenine su taşıyor” dedi... “İsrail’le gizli iş tutuyor mu demek istiyorsunuz” dedi... “Ufak atın da civcivler de yesin” dedi...

Yani resti gördü, postasını koydu...

Bakalım bu çıkışa nasıl bir karşılık verilecek?