İmam hatipliye hitabe

EY imam-hatip gençliği!Birinci vazifen...

Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden eğitim ve öğretim faaliyetine geçebilmesi için var gücünle çalışmaktır...

"Zincirler kırılsın / Heybeliada açılsın" diye büyük bir kampanya başlatmaktır...

Eğer sen bu yolda çaba sarf etmezsen...

İmam-hatiplerin yaşadığı mağduriyeti kimseye anlatamazsın...

"Bizim önümüzü kesiyorlar... Bizi dışlıyorlar... Üniversitelere girişimize engel oluyorlar... Eşit yarış imkánı vermiyorlar..." şeklindeki yakınmalarını kimse dinlemez...

Mağduriyet çığlığının herkes tarafından işitilmesini sağlamak için...

Kendin için yürüttüğün hak arayışının daha etkili, daha inandırıcı ve daha sağlam olabilmesi için...

Başkalarının haklarına da sahip çıkma olgunluğunu göstermelisin...

İşte bu yüzden, senden, Heybeliada Ruhban Okulu adına "Teyze amca bir imza ver / Çocuklar okuyabilsin / Ruhban da olabilsinler" diye imza kampanyaları başlatmanı bekliyoruz...

Papazlarla ortak mücadele örgütü kurmanı bekliyoruz...

"Hepimiz ruhbanız / Hepimiz imamız" sloganlarıyla yeri göğü inletmeni bekliyoruz...

Böylelikle...

Tertemiz vicdanlarda taht kurmayı başarabilirsin...

"Analar ne aslanlar doğuruyormuş" dedirtebilirsin...

Bir "erdem anıtı" gibi yükselebilirsin...

Bunu yapmazsan...

"Sadece imama özgürlük" diyen...

Yani sadece "kendine Müslüman"...

Tatsız, tuzsuz, empatisiz, yoz, kaba bir genç olursun ki...

Aman Allah muhafaza...

Hadi aslanım, hadi yiğidim, hadi imam-hatiplim, göreyim seni...

Erdoğan tatil için neden Hatay’ı seçti

BİR Seçimden sonra "Gitmem bir daha Antalya’ya" diye kendi kendine söz verdiği için...

İKİ Balıkesir’i MHP’ye kaptırınca, Balıkesir’in deniz kıyısındaki şirin ilçelerine gitmeye tövbe ettiği için...

ÜÇ Remzi Gür’ün muhabbetini pek iç açıcı bulmadığı için...

DÖRT Rize’de hemşeri baskısı nedeniyle kafayı tam olarak dinleyemeyeceğini anladığı için...

BEŞ Hálá denize kıyısı olan bir kentin AKP’nin elinde olduğunu cümle áleme bir kez daha anımsatmak için...

ALTI Hatay’daki otelin taşıdığı Osmanlı esintilerinden etkilenip tatilde padişahlık düşü kurmaya heves ettiği için...

YEDİ Denizli’ye gidip de Ege mağlubiyetini yeniden anımsamamak için...

Keşke vazgeçse

BİR Abbas Güçlü, "Genç Bakış" programında artık birer yetişkin olan üniversite öğrencilerine çocuk muamelesi yapıp, iki de bir "hadi arkadaşlar, hep beraber alkışlayalım" diyerek alkışa çağırmaktan vazgeçse...

İKİ Bazı yayın organlarımız, Obama haberlerini verirken yüzünü katran karasına boyayan "densiz haber sunucusu"nun yaptığı bu basitliği, "çılgın sunucu yine yaptı yapacağını" başlıklarıyla vererek şirin göstermekten vazgeçse...

ÜÇ Ecevit’in ölümünden sonra herhangi bir işlevi kalmayan DSP adlı partinin yöneticileri, partilerinin artık bir siyasi mevta haline dönüştüğünü fark edip, daha fazla inat etmeden bu işten vazgeçse...

Yeni başlayanlar için karikatür krizi

BİZDE en kolay tepelenecek özgürlük alanı, "basın özgürlüğü" olduğu için...

Sanılıyor ki Danimarka’da da durum böyledir...

Sanılıyor ki: Danimarka Başbakanı, Hazreti Muhammed’in karikatürünü yayınlayan yayın organının sahibini makamına çağırır, "Ne yapıyorsun birader? Bizim İslam dünyasıyla aramızı mı açacaksın? Başlarım senin basın özgürlüğüne... Derhal bu işe son ver, yoksa paralarım seni" diye azarı çeker ve sorun biter...

Bizim memlekette Danimarka Başbakanı Rasmussen’e duyulan öfkenin temel nedeni budur... "Neden böyle yapmıyor?" deniliyor...

Oysa Rasmussen, canı gönülden arzu etse bile o karikatürlerin yayınlanmasına engel olamaz... Çünkü orada bir başbakanın basın özgürlüğünü çiğnemesi, intihar etmesi gibi bir şeydir...

Kişisel olarak Hazreti Muhammed’in karikatürünü çizip yayınlayan adamlara karşı öfke doluyum...

Ama öfkem, olayın gerçek yüzünü görüp değerlendirme yapmama engel olmuyor...
Yazarın Tüm Yazıları