’Tehlikenin farkında mısınız’

"Maliye Bakanlığı’nın inceleme elemanının bakış açısı Türk Ticaret Kanunu’na ters düştüğünü ve hukuki dayanaktan yoksundur. Olayda vergi kaçırılması veya vergi kaçırma kastı söz konusu olamaz. Olsa olsa dönem kayması, yani vergilendirilmesi gereken kazancın 2006 yerine 2007 yılı matrahına alınarak vergilendirilmesi söz konusudur. Bu da vergi kaçırma kastının varlığının değil, yokluğunun kanıtıdır. Vergi kaçırmak kastı olsa 2007 yılında beyan edilmezdi."

Hisse senetlerinin devrinde KDV yoktur. Çünkü hisse senedi şeklindeki teslimler Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesi ile vergiden istisna edilmiştir. "Hisse senedi satışlarında KDV vardır" görüşüne dayalı bir inceleme raporu vergi dünyasında bir ilktir, hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Ülkemizde birçok firma, (bankalar, özelleştirmeler, telekom şirketleri) hisselerini yabancı şirketlere devretmiştir.

Cezaya sebep gösterilen konuların tamamının ya içtihatlar ya da önceden açıklanmış idari görüşler, muktezalar karşısında yoruma açık ve tartışmalı konular olduğu bilinmiyor mu?

İSTANBUL’DAKİ VERGİNİN %11’İ

Bu uygulama ileride telafisi imkansız hak kayıplarına yol açmaz mı? Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik basın toplantısında anlatıyor:

"Hangi firmaya 11 ay süren bir denetim yapıldı... Bu objektif bir davranış değildir. Maliye Bakanlığı’nın rutin bir olayı değildir; subjektiftir..."

- Neden böyle bir ceza kesiliyor.

- Nedenini bilmiyoruz, eski bir hesap uzmanı olarak ve kurumun başındaki mali müdür olarak nedenini bilmiyorum.

- Bu parayı hemen ödemek gerekiyor mu?

- 30 gün içinde dava açma hakkı vardır. Biz de vergi mahkemesine başvuracağız. Hukuki sürecin 2-7 yıl arasında süreceği anlaşılıyor.

11 ay boyunca inceleme sürüyor; bu bir baskı değil midir?

Doğan Medya Grubu İstanbul’daki verginin %11’ini ödüyor.

Aydın Doğan vergi rekortmeni; AKP bütün bunları kıskanıyor mu?

’Sivil darbe’

CUMHURİYET Gazetesi yazarı Ali Sirmen, Doğan Yayın’a verilen cezadan yola çıkarak, Adnan Menderes’in de medya benzer tavırları olduğunu hatırlattı...
Tuncay Özkan’a, Kanaltürk’e yaptığı çeşitli baskılardan örnekler verdi ve şu çarpıcı sözleri söyledi:

"Devletin erkini kullanarak sivil darbe yapmaya çalışıyor.

Devlet erkini elinde tutan, laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti, İslami bir rejime çevirmek için sivil bir darbeyi yürütmeye çalışmaktadır. Bu konuda adım adım ilerlenmekte ve başarıya ulaşılmaktadır da... Çankaya ve üniversitelerden sonra sıra medyayadır, sıra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gelecektir."

İstifa yetmez, Disiplin Kurulu’na da verilmeli

CHP eski İstanbul eski İl Başkanı ve PM üyesi, İstanbul Büyükşehir Belediye aday adayı Ali Özcan "Mehmet Sevigen’in görevinden istifa etmesi yetmez; hemen Disiplin Kurulu’na sevkedilmeli ve partiden de ihraç edilmelidir. CHP’de hiç kimse partideki görevini, makamını gelir kaynağına dönüştüremez, buna katiyen hakkı yoktur" açıklamasını yaptı.

Sevigen ile ilgili partililer hep tepki gösterdiler, hem çeşitli iddiaları gündeme söylediler. "Sevigen malvarlığını açıklamalıdır. Dikilitaş’taki Selenium Rezidance projesi üzerinde daha konuşması gerekenler bildiklerini ortaya dökmelidirler. Bazı yakın arkadaşlarının eşleri ve ve baldızı üzerine Durusu’da kurulan 29 villalı kooperatifi konusunda da kamuoyu bilgi sahibi olmalıdır. AKP’li bir billboard şirketiyle olan ilişkiler de unutulmamalıdır" gibi... En ilginç öneri de şöyleydi: "Mehmet Sevigen’in ’atadığı/önerdiği’ başkan adayı ve meclis adaylarının da istifa etmesi gerekmez mi?"

SGK’dan kanserliye eziyet

1 Ocak 2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri alelacele bir düzenleme yaptı. Yaptığı düzenleme ile Ostomi hastası olup günlük yaşamlarını vücutlarına bağlı torbalarla sürdürmek zorunda olan hastalara yeni bir eziyet yolu açtı. Dahası, aylık 200 TL’ye varan ek masraflar altına soktu.

Türkiye’de yaklaşık 20 bin olan bu hastaların, her gün mutlaka bir tane bu torbalardan kullanması gerekiyor. 1 Ocak’taki düzenleme ile daha önce 3 TL olarak ödenen torbalar, bir gecede 1.80 TL’ye çekildi. Böylece hastalar malzeme satanlarla karşı karşıya bırakıldı. Firmalar kur artışını da gerekçe göstererek, SGK’nın bu rakamı yukarı çekmesi beklenirken neredeyse yarı fiyatına düşürmesi üzerine her hastadan 4-5 TL fark almaya başladı. Aylık 120-150 TL fark vermek zorunda kalan hastaların ne yazık ki tek giderleri bu torbalar değil. Şikayetçi olan hastalar SGK’daki düzenlemeyi yapan Sami Türkoğlu ile Hanefi Gök’e şikayetlerini bildirmeye başladılar. Ancak kurum yetkilileri ise hastaları, nereden destekli olduğu bilinmeyen bir Türk firmasına, hastalardan fark almadığını söyleyerek yönlendiriyor. O firmanın ürününü almak için giden hastalar ise başka bir sürprizle karşılaşıyor. Hem peşin para isteniyor hem de kullanmak zorunda oldukları torbalar birkaç hafta sonra gelecek diye evlerine gönderiliyor. Hastalar yeniden SGK yetkililerine gittiklerinde ise güvenlik görevlileri tarafından kapı dışarı ediliyorlar. Bugünlerde SGK koridorları, bu hastaların "Bir gün siz de bu hastalığa yakalanırsınız da anlarsınız bize ne eziyetler çektirdiğinizi" çığlıkları ile inliyor.

Mesaj Panosu

BAHÇEŞEHİR Üniversitesi’nde Doç. Dr. Kaan H. Ökten ile Doç. Örsan K. Öymen’in yönetiminde gerçekleştirilecek olan ’BÜ Felsefe Okulu 7 Mart’ta faaliyetine başlıyor. Okul Prof. Ahment İnam, Doç. Türker Armaner, Prof. Doğan Özlem ve Hilmi Yavuz’un da katkılarıyla yürütülecek. (Başvuru; 0212-381 09 85; busem@bahcesehir.edu.tr.