Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Ölümsüz olacağız!

Artık oturduğunuz yerde bilisel keşifleri izleyebiliyorsunuz. Hatta internete girip saatlerce uğraşmanıza bile gerek yok. Sadece bir gazete alıp bakmanız ya da televizyona göz atmanız yeterli.

Belki televizyon kanallarında öyle dilediğiniz gibi bilimsel keşifleri izleme imkanınız olamaz ama hemen her gün gazetelerde mutlaka bilimsel buluşların haberini görmeniz mümkün.

Benim en fazla dikkatimi çeken, ‘‘gen’’ üzerinde yapılan çalışmalar ve keşifler...

Düşünebiliyor musunuz, ‘‘intihar’’ bile genlerin sorumluluğunda. Kanada'daki Ottawa Kraliyet Hastanesi doktorlarının ‘‘depresyonlu insanların intihar nedenleri’’ üzerine yaptıkları 10 yıllık araştırmanın sonucu çok ilginç. İntiharın kökeninde beyinde hücrelerarası iletişimi sağlayan serotonin adlı proteinin seviyesini ayarlayan bir gen olduğunu ortaya çıkarmışlar. Böylece yakın bir gelecekte tedavisini de yapacaklar.

Ne iyi değil mi? Artık intihar diye bir şey kalmayacak.

Sadece intihar değil, doğum ya da sonrasında meydana gelen her türlü sakatlıkların da ortadan kalkacağını söyliyebiliriz.

Mesela bilim insanlarının son buluşlarından biri de sinir ve beyin hücrelerinin çoğalmasını engelleyen bir ‘‘gen’’ olması. Bu ne demek biliyor musunuz? Felçliler artık yürüyebilecek, demek anlamına geliyor.

Omurga zedelenmelerinde beyinle omuriliğin kendini tedavi etmesini önleyen geni keşfettiler. Genin ürettiği protein bloke edilince, sinir hücreleri yeniden çoğalıyor ve felce yol açan hasarı onarıyor. Bu buluş sayesinde binlerce felçliye iyileşme umudu doğmuş oluyor.

Her türlü sakatlık, sağlıksız, aklınıza gelebilecek ne çeşit hastalık varsa, bütün bunların çözümü belli ki, ‘‘genler’’de saklı.

Böylece çözümsüz diye bilinen hastalık diye bir şey kalmayacak. Mesela şu anda dünyayı en fazla tehdit eden ‘‘kanser’’ üzerinde yoğun çalışmalar yapılıyor. Londra Kanser Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Gordon Mc Vie, insan vücudundaki tüm genlerin haritasının çıkarılacağı Human Genome Projesi tamamlanır tamamlanmaz kanserin tedavisinde önemli adımlar atılacağına dikkat çekiyor. Mc Vie; ‘‘Genetik devrimin eşiğindeyiz. Kanser belki 2050 yılında tedavi edilemez ama kontrol edilecektir. Tıpkı şeker hastalığı gibi. Bunun da tedavisi yok ama hastalık insülinle kontrol altına alınmıştır.’’

Buna karşılık ABD'de porstat kanserine yakalanan hastalar arasında tedavi edilemeyen 43 hastaya ‘‘cryogenic’’ müdahalede bulundu. Yani hastaların kanserli hücrelerine soğukla müdahale edilerek gelişmeleri donduruldu. Hastaların %97'sinde tümörler yok oldu ve operasyondan 2 yıl sonra bile hastalık nüksetmedi, diyen Ürolog Doç. Dr. Aaron Katz, sözlerini şöyle bitiriyor; bu, radyoterapi ile tedavi edilemeyen erkekler için önemli bir aşamadır.

Bence de öyle. Üstelik ABD'de kanser üzerine yapılan araştırmalar öylesine ileri boyutlara varmış durumda ki, bir kanserin nasıl oluştuğunu baştan sona kadar canlı olarak takip edip kare kare fotoğraflamayı başarmışlar. Tıp dünyasında olay yaratan bu görüntüler yakın bir gelecekte kanserin tedavisini de gerçekleştirebilecekleri mesajını veriyor.

Evet, 2000'li yıllar insanın çözülmesi yolunda çok büyük adımlar atılacağını gösteriyor. Hatta günümüzde kullanılan bilgisayarları bile işe yaramaz hale getirecek buluşların peşinde oldukları söylenebilir. Şayet son geliştirdikleri DNA bilgisayarları daha da geliştirmeyi başarabilirse...

Bu bilgisayarlar şimdilik 512 sonuçlu olasılık hesaplarını çözebiliyor. Gelecekte ise biyonik insanların yaratılmasını hedefliyor.

Ya beyne takılan çiple lisan öğrenmeye ne buyurulur? 2000'li yıllarda lisan öğrenmek için senelerce uğraşmanıza gerek kalmayacak. Hangi dili konuşmak istiyorsanız, beyninize bir mikroçip taktıracaksınız ve de hemen ardından konuşmaya başlayacaksınız.

Bütün bunların ardından artık ölümsüzlük de kendiliğinden gelecek tabii. Çünkü, yaşlılık yok. Hastalık yok. Beyninizi çiplerle donatıyorsunuz. Her türlü bilgiye şıp diye ulaşıyorsunuz. Ayrıca şu sıralarda bir de ‘‘mükemmel insan’’ yaratmak için yapılan çalışmalar var.

Bütün bunların sonucunda geleceğin dünyası, mükemmel ve ölümsüz insanlardan oluşacak demektir. Gerçekten öyle mi? Bunu sorgulamak gerek, diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları