Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Güzelliğin sırrı

Güzelliğin tanrı vergisi bir özellik olduğu düşünülse bile, güzel olmak, güzel görünmek için uğraşıyoruz. Hem de bilinen tarihin hemen bütün dönemlerinde, güçlü medeniyetlerden ilkel kabilelere kadar hem kadınlar hem de erkekler daha güzel olmanın yollarını araştırmışlar.

Peki neden? Neden insanlar güzelliğe bu kadar önem verip güzel görünmek için çalışmışlar? Zeka ve becerilerini bu uğurda neden seferber etmişler? Yapacak başka işleri mi yoktu?

İnsanlık tarihinini incelediğiniz zaman, ilk günlerinden bugüne kadar güzel görünmek adına yapılanların listesi, bir kaç günlük yazısı dizisi olacak kadar uzun. Hatta bir kaç gün bile yetmeyebilir. Çünkü, çağımızda yapılanların çeşitliliği zaten bir kaç günü dolduracak kadar fazla. Bundan da güzelliğe ayrılan zaman ve enerjinin büyüklüğü açıkça anlaşılıyor. Ve sonuç olarak diyorsunuz ki, ‘‘güzellik’’ çok önemli.

Etkileşimin ilk basamağı dış görünüm. Güzel bir görüntü, baktığınız anda etkilenmeye neden oluyor. Ve daha ilk çağlarda bunun farkına varan insan şimdi daha büyük bir istekle güzel görünmeye çabalıyor.

Peki güzelliğin ölçüsü ne?

İşte bu noktada değişen kültür ve anlayışla birlikte ölçüler de değişiyor. Fakat, değişmeyen tek bir unsur var, o da güzel görünmek.

Güzel görünmek için güzel olmak gerekmiyor. Yani gözünüzün, kaşınızın, ağzınızın, endamınızın kusursuz güzel olması şart değil.

Güzel görünmenin en önemli noktası, kendinizi güzel gösterebilmeniz. Gözünüz çok güzel olmayabilir fakat, bakışınız güzel olmalı. Vücudunuzun orantıları mükemmel olmayabilir fakat, duruşunuz, yürüyüşünüz güzel olmalı. Ve bunları idare eden de akıl.

Güzelliğin sırrı, kendinden memnun olmakla başlıyor. Kendinizi iyi hissetmeniz, enerjinizi serbest bırakmanıza yardımcı oluyor. İçinizdeki enerji, gözlerinizden ve vücudunuzdan dışarıya yansıyor.

Kendinden memnun biri, ışıl ışıl ve etkileyici bir biçimde öyle bir bakar ki, kesinlikle ondan çok etkilenirsiniz. Duruşu ve yürüyüşü kendinden emin, güçlü ve kararlıdır.

Zaten güzel görünmekte ki, amaç etkilemek değil mi? Duruşunuz, bakışınız, seçtiğiniz kıyafeti kendinize yakıştırmanız ve bütünlük içinde kusursuz bir uyum sergilemeniz, sizin son derece güzel olduğunuz duygusunu uyandıracaktır.

İster kadın, ister erkek olun. Duygularınızın dış görünümünüze yansıdığını unutmayın.

Hayatından bezmiş, isteksiz, yorgun, sıkıntılı, tatminsiz ve memnuniyetsiz birinin kusursuz bir fiziğe sahip olsa bile güzel görünmeyeceğinden emin olabilirsiniz. Yaşam enerjisi zayıflamış birinin bedeni istediği kadar orantılı orantılı olsun, çekici gelmeyecek, etkileyici olmayacaktır.

Halbuki, hayatı seven, beklentileri güçlü olan, kendine inanan kişilerin bedeninden yansıyan yaşam enerjisi öylesine yoğun ve çekicidir ki, kesinlikle çok güzel olduğuna karar vereceksiniz.

Güzelliğin sırrı, içinizdeki yaşam enerjisini dışınıza yansıtmayı başarabilmektir. Bunun için hiç bir zaman başka bir başkasıyla kendinizi mukayese etmeyin. Ve şöyle düşünün;

‘‘Ben benim. Özel biriyim. Benim örneğim yok.’’ Ve kendinizi inceleyin. Duruşunuzu, bakışınızı ayarlayan ve tipinize en yakışanın ne olabileceğini düşünün. Size özel olmalı. Bir başkasında güzel görünen bir şey değil, üzerinizde güzel duranı tesbit etmelisiniz. Özelliklerinizi en fazla ortaya çıkartan ne olabilir, bunu keşfetmeye çalışın. Başkasını taklit etmek yerine kendiniz olmaya başladığınız anda, güzel görünmeye başlayacaksınız, diyorum, Yasemin'ce...






 








Yazarın Tüm Yazıları