Yalçın Bayer: Yeter! Söz milletin






Yalçın BAYER

Haberin Devamı

Eczacılar yandı

Tüm esnaf gibi biz İzmirli eczacılar da, gerçekten zor durumdayız. Özellikle Bağkur son 7, 8 aydır ödemelerini sözleşme hükmünü aşarak 90-95 günde ödüyordu ve bizi zorluyordu. Kasım ve şubat krizlerini de yaşadıktan sonra tahsilatımız 110 güne çıktı. Dövizdeki devalüasyon % 40-45 iken 26 martta ilaç zammı % 15 yapılarak bir kez daha zora düşürüldük. Şubat krizinden sonra özellikle yabancı ilaç firmaları ve ithalatçılar ve onlara bakarak yerli üreticilerin birçoğu vadelerimizi 21-45 gün yaparak ve ilacı da zaman zaman 'piyasaya biz yeterli zam alamadık' diye vermeyerek yine eczacıyı zor durumda bırakıyorlar. Bir taraftan devlet borcunu zamanında ödemeyip diğer taraftan hakkımızı da vermeyerek reel kayba yol açıyor. Bu nedenlerle borcumuz depolara gecikince aylık % 10-12 vade farkı veriyoruz.

Bu durumda vergilerimizi ve primlerimizi ödeyememenin yanında ilaç bulundurma ve satma görevimizi tam olarak yapamıyoruz ve hastalarımız da ilaç bulabilmek için oldukça zorlanıyor.

Sağlık Bakanımız ile Çalışma Bakanımızdan yardım bekliyoruz. Zamanında ödeme ve piyasa şartlarında fiyat artışı istiyoruz.

İpek DEMİRER Eczacı-İZMİR

Kim kolluyor



Amerika'da otelcilik okuyan kızım ve damadım (Elvan ve Rahmi Çolak) İzmir Alsancak'ta Şehit Nevrez Bulvarı'nda 'Kanton City' adlı bir restoran açtı. Yanlarında da Lafoli adlı bir işletme vardır. Bu işletme restoranımızı gölgeleyerek iş bakımından olumsuz etkiliyor. Adamlar pergole ve ilave inşaat yaparak kaldırımı işgal ediyorlar. Kızım ve damadımın şikáyetleri üzerine Konak Belediyesi Encümeni, geçen yılın kasım ayında mühürleme ve yıkım kararı aldı. Aslında bu haksızlık 1997'den beri sürüyor. Belediye İmar Müdürü Alev Ağrı, şikáyet üzerine yıkım kararı alan Encümen'in yazısını taraflara tebliğ etti. Ne yazık ki, bu yasadışı uygulama hálá sürüyor. Krizden nasıl etkilendiğimizi düşünün. Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi Bey'in, bu işyerinin taşmalarından haberdar olmaması mümkün değildir. Sayın İzgi, lütfen İmar Müdürünüze talimat vererek, haksız rekabeti önleyiniz.

Prof. Dr. Necati TOLUN-İSTANBUL

16. madde



Ankara (Sadık Erdoğan), İstanbul (Yücel Sayman) ve İzmir (Noyan Özkan) baroları kamuoyuna yayınladıkları açık mektupta şöyle diyorlar:

‘‘Terörle Mücadele Yasası'nın 16. maddesini kaldırmayı, gerekli mekánsal değişiklikleri yapmayı, toplumun demokratik örgütlenmesine ağır darbe vuran 3'lü protokolü yürürlükten kaldırmayı vaat ederek ve vaatleri gerçekleştirme güvencesi vererek ölümlerin önüne geçilebilir. Kutsal olan devlet değil, yaşamın ta kendisidir.’’

Krizin iki nedeni Çifte fatura ve kaçak motorin

Ekonomik krizin iki önemli nedenini açıklamak istiyorum: 10 yıldan beri maalesef ithal edilen malların önemli bölümü az vergi ödemek için gerçek değerinin çok altında çift fatura kullanılarak ithal edilmektedir. (KDV ve Gümrük Fonları'na eksik ödemeler; eksik gösterilen cirolardan dolayı gelir vergilerinin gerçek olarak ödenmemesi durumunda vergi kaybımız 5 milyardır)

Sanayideki haksız rekabet nedeniyle binlerce işyeri kapatılmış ve yüz binlerce işçi işlerinden olmuştur. (SSK ve Muhtasar beyannamelerden dolayı bu kayıp da 2 milyardır.) Bu durum ihracatımızın azalmasına -ciddi bir şekilde döviz kaybına- neden olmaktadır. Bu ekonomimizin çökmesinin temel nedenlerinden biridir.

Büyük çapta deniz yolu ile -Akdeniz ve Karadeniz'den- akaryakıt kaçakçılığı yapanların, hatta bu iş için rafineri kuranların devletimize zararı 10 milyar doların üzerindedir. Bu durum yasalara uyan sektör mensuplarına yapılan en büyük haksızlık olduğu gibi sektörde ahlak çöküntüsüne neden olmaktadır. Fakirleşen ülkemizin artık bunlara tahammülü kalmamıştır. Acilen bu kaçakların önlenmesi ve yapanların cezalandırılması gerekmektedir. Kanımca Akaryakıt Tüketim Vergisi'ni (ATV) artırmaktansa ATV'yi % 50 azaltarak halkımızın rahat bir nefes alması sağlanmalı. Ağır vergi yükünden kurtulmak, vergiden dolayı kaçakçılığı cazip hale getirmekten kurtulmaktır.

Mehmet ÖZYAMAN-İSTANBUL


İnönü kıpırdıyor




Erdal İnönü'nün son günlerde ziyaretçilerinin arttığı dikkat çekiyor. İnönü son olarak Aydın Güven Gürkan'la görüştü.

Ne mi yapmışlar? ‘‘HP-SODEP birleşmesini yad etmişler. Olumlu görüş alışverişinde bulunmuşlar.’’ CHP'den istifa eden bir siyasetçi şunları söylüyor:

‘‘CHP'den ayrılanların baskısı nedeniyle İnönü bir şekilde duruma vaziyet edecek gibi gözüküyor ama hangi pozisyonda belli değil. İnönü, dağınıklık değil, bütünlük istiyor, Atatürk'le babasının kurduğu Cumhuriyet'e sahip çıkmak istiyor.’’

İnönü her an sürpriz yapabilir.


Humeyni'yi unutma



Bir dostumuz dedi ki:

‘‘İran'da zalim Şah rejimini Tahran'daki çarşı esnafı yıktı. Sürgündeki Humeyni geldi ve yönetime el koyarak İslam Cumhuriyeti'ni kurdu.

İstanbul Mahmutpaşa esnafı yürüyünce bunlar aklıma geldi. Cumhurbaşkanlığı kapısı önünde ‘Namusumla yaşamak istemek benim hakkım' diye bağırmak, kendisini yakmaya kalkışmak ve Başbakanlık önünde yazar kasa atmak bir şeylerin işaretidir.

Esnaftan korkarım. Bugün esnaf ve sanatkárın tepkisi dalga dalga yayılıyor. Bu isyan daha da büyüyecektir. Hükümet artık doları bir yerde durdurmalı, hiç olmazsa hükümet kendi içinde bir revizyona giderek bakanlıkların sayısını azaltıp halka bir ümit de veremez mi?’’


Krizlerdeyiz psikolojimiz bozuldu



HÜLYA Özgün (İstanbul): Hükümetin programına güvenerek dört ay önce girdiğim ev projesinde dövizle borçlanmayı tercih ettim. Şimdi kendimi son derece aldatılmış hissediyorum. Kendi çapımda büyük bir maddi ve manevi zarara uğramış bulunmaktayım. Kandırılmış olma duygusunu yaşarken benden aynı kişilere yeniden güvenmem beklenmektedir. Geçiniz sayın hükümet, Derviş’e rağmen...

ALİ Özdemir (Bolu): Ümidimizi kaybetmeyelim. Kötü yöneticileri biz seçtik. Görevden alma işini de biz yapacağız. Dünya hiçbir zaman kötüye gitmedi, gitmeyecek. Eziyet çektikçe doğruları bulacağız. Moral bozmaya gerek yok. Herkes görevini tam anlamıyla yaparsa sorunlar çözülür. Ülkenin insanı ve özel sektörü çok dinamik ve gençtir. Sorun siyasal sistemdedir.

İSTANBUL'dan adı saklı bir okurumuzdan: Ben bir bilgisayar şirketi sahibiyim. Daha ne kadar dayanacağız. Sabrımız kalmadı, her gün işyerinde oturup beklemekten sıkıldık. Piyasa tamamen körelmiş durumda. Kimseye hiçbir şey satamıyoruz. En azından insanları psikolojik olarak rahatlatmak için net bir açıklama yapsalar hiç olmazsa işler biraz düzelir.


Mesaj



BAKIRKÖY Belediyesi Basın Danışmanı İhsan Onur şu açıklamayı gönderdi: ‘‘Florya Şenlik Mahallesi Harman Sokak Samba Restaurant'ın karşısındaki yer 13.7.1998-14.4.1999 onaylı uygulama imar planının 7.50 irtifa ile blok nizam ticaret sahasında kalmakta olup, mari plan verileri ve İstanbul imar yönetmeliği şartlarında 15.9.200O'de alınmış ruhsat ile inşa edilmektedir.’’ Onur, ayrıca bir başka şikayet konusu olan ve 'Bakırköy Üniversitesi'nin tabelası bulunan alanın ruhsatının Prestij Kolejleri tarafından iki yıl önce alındığını ancak projeye aykırı işler nedeniyle zabıt tutulduğunu söyledi.

KEMERBURGAZ'ın Belgrad Ormanı'nın başlangıcı olan Kurudere mevkiinde, orman koruma alanı içinde kuyu açanlar, betondan veya saç tanklarla depo yapıp gece-gündüz tankerleri ile kaçak su taşıyanlar, aynı yerde yiyecek içecek satanlar bu berbat görüntüleri ve faaliyetleri ile güzelim ormanı bitiriyorlar. Her nedense Orman Bölge Müdürlüğü bu duruma sessiz kalıyor. Müdüre sunuyorum; lütfen açıklama yapın bilgilenelim. M. Mustafa ULUDAĞ-İSTANBUL







Yazarın Tüm Yazıları