Yalanı bitirelim

İzin alalım.

Öcalan’ın avukatlarıyla beraber  bir-iki tv muhabiri arkadaşımızı İmralı’ya yollayalım.

Gözümüzle görelim bakalım: Öcalan’ın sıhhati nasıl?

Bir şikayeti var mı?

Kulağımızla duyalım.

Böylece, yalancıların yalanını yerinde bitirelim.

Ahlâksızların balonunu patlatalım.

***

Çocukları ve kadınları öne sürüyorlar.

Biz de saf saf soruyoruz niye böyle yapıyorsunuz diye...

Bebek Katillerinde iz’an ve vicdan olur mu?

Gördüğünüz bütün bu kapkaççı çocuklar var ya, hep onların organizasyonu... Arabaları ateşe verenler var ya, hep onların tayfası.

Kalleşlik biter mi?

Dağbaşında, en yakın arkadaşının kafasına kurşun sıkabilmek, sadece bunların kitabında var.

***

İmralı’da mutlaka bir film çekilmeli ve Dünya Medyası’na dağıtılmalı.

Bunların ne şerefsiz olduğu ilân edilmeli.

Öcalan’ın hayatı, hepimizden daha fazla güvence altındadır.

Temiz havası suyu olan bir ada’da yaşıyor ve sürekli sağlık kontrolünden geçiyor.

Trafik kazasına uğrama ihtimali yok.

Yürürken içine düşeceği bir çukur yok.

Orada kömür zehirlenmesi diye bir şey yok... Kaza kurşunu yok, yangın yok, sel yok, çığ yok, heyelan yok.

Ulan, kafasına düşecek bir tuğla bile yok.

Şunları anlatsa da kendi ağzından dinlesek.

***

Kötü muameleye maruz kalmış.

Yalana bakın.

Asıl kötü muameleye maruz kalan, karakol baskınında ölen çocuklardır. Kancık mayın patlamasında orası burası parçalanan gencecik subaylardır. Diyarbakır’da bombaya hedef olan polislerdir.

- Öcalan, sayfiyede yaşıyor.

Eğer eceliyle ölmezse, karşılaşacağı yegâne tehlike, olsa olsa belki deprem’dir. Ama o ihtimal de hepimiz için geçerlidir.

Biz bu filmi çekelim.

Ve şerefsizlerin yalanını orada bitirelim.