Niye bozuluyorsunuz ki?

Hakikaten Avrupa Birliği'nin genişleme sürecinde Türkiye'nin yer alabileceğini mi düşünüyordunuz? En azından şu aşamada Ne Kopenhag ne de Helsinki kriterlerini karşılayabilmiş bir ülkeden bahsediyoruz.

Haberin Devamı

Kişi başına düşen milli geliriniz ne kadar mesela, işsizlik ne boyutta, okur-yazarlık oranı nedir? Ya da kadınlar toplum hayatında ne kadar yer alabiliyor, ne kadar kentlisiniz, devlet karşısında bireyin durumu ne mesela? İşkence ya da, kimin hayatının vazgeçilmezi?

Aslında tüm bu yaşanılanların kandırmaca olduğunu borsa yatırımcıları da biliyor. O nedenle bugün birinci seansta yüzde 4.39 oranında bir düşüş yaşandı. Geçen haftadan bu yana borsada Kopenhag zirvesinden çıkabilecek sonuç ile ilgili borsacıların ve yatırımcıların yorumlarını ve bu yorumların piyasayı nasıl etkileyebileceğini anlatıyordum.

Başta tüm piyasa, hangi akla hizmetse, Türkiye'nin Kopenhag zirvesinden müzakere takvimi alması durumunda borsanın coşacağını geri kalan seçeneklerin hiçbirinin piyasanın önünü açamayacağını belirtiyordu. Kopenhag zirvesine doğru geri sayım devam ettikçe Türkiye'nin tarih alamayacağı realitesi inkar edilemez biçimde karşımıza dikilmeye başladı ve piyasa oyuncuları bu kez de "Tarih için tarih de olumlu bir beklenti.

Haberin Devamı

Böyle bir karar çıkarsa borsa uçar" yorumları yapmaya başladı. Geçen hafta AB'nin Türkiye'yi mümkün olduğunca uzun süre oyalamak için gerçekten de "tarih için tarih" formülüne eğilimli olduğu ve bunun da 2005 yılı sonu olarak düşünüldüğü ortaya çıktı. Bu durum AB'nin iki büyük ortağı Fransa ve Almanya görüşmelerinin ardından net olarak ifade edildi.

Piyasamız bu sefer de "2003 olmazsa olmaz" diyerek Pazartesi sabahı satışa geçti. Göreceksiniz yarın da "2003 olmazdı zaten en mantıklısı ve bizim için en olumlusu 2005 yılı" nakaratının tüm ağızlara sakız olduğunu göreceğiz.

İyi de yatırımcı ne yapsın?

"Ne yapsın"ı var mı? Bu oyununu neden oynandığı çok açık. Hükümet başa geldiğinde Kopenhag Zirvesi'ne kadar işlerin iyi gideceğini ama Zirveden önceki haftanın kritik olduğunu yazmıştık. Zirve sonrası gelişmelerin ise ancak çıkacak kararlara bağlı olarak tartışılabileceği yönünde görüş bildirmiştik.

Şimdi zirveden çıkacak sonuç az çok belli. Demek ki önümüzde yeni bir yükseliş süreci var. Ama bu yükseliş öncesi bir miktar kar satışı yaşayacağız. Bu çerçevede endeksin 12.500'ün altına çok fazla geleceğini düşünmüyoruz. Yani alım için iyi bir fırsat olduğu yönünde bir çok veri var önümüzde. Ama tabii ki son yükselişe katılmayan hisse senetlerini düşünmekte fayda var.

Yazarın Tüm Yazıları