Vahap Munyar: Devlet çalgı, biz çengi, ama uyum yok

Vahap MUNYAR
Haberin Devamı

İŞ dünyasının nefesi kuvvetli örgütü TÜSİAD, geçen Cuma Ankara'da deprem etkisi yaratan mesajlar verdi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı, kendisinden hiç de beklenmeyen ölçüde sertleşti:

Artık uçurumun kenarındaki son çıkıştayız.

Devlet bankalarında hayallere sığmayan soygun var.

Kürtçe TV'yle Türkiye'nin bölüneceğini düşünmek güçsüzlüktür.

Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu'nun konuşmasının tonu da Eczacıbaşı'dan geri kalmıyordu:

Hükümet devletçi mi, liberal mi olduğuna bir karar versin.

Hükümetin her bakanı ayrı parti gibi hareket ediyor.

Oysa çok değil, bundan birbuçuk-iki ay önce aynı Yücaoğlu, ‘‘Artık önümüzdeki 10 yılı bile görebiliyoruz’’ sözleriyle manşetlere çıkıyordu.

Şimdi verilen mesajlar, kasım ayının ikinci yarısında başlayan bankacılık krizinin, sanayi kesimini sarsmaya başladığını gösteriyor.

Nitekim, önce otomotiv sektöründe 10 günlük tatili uzatma kararları geldi.

Ardından General Motors'un İzmir'deki Opel Türkiye tesislerini kapatma kararı çıktı.

Her ne kadar Opel Türkiye'nin yöneticileri, ‘‘Bu karar, GM'in global küçülme stratejisinin bir parçası. Türkiye'deki krizle ilgisi yok’’ dese de, kararın bizdeki kriz ortamına denk gelmesi kötü oldu.

İYİ, AMA YETMİYOR

Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 10.4 milyar dolarlık ek rezerv kredisi vermesi, bizim için lobi turuna çıkması güzel.

Yabancı bankalardan 1 milyar dolarlık köprü kredi alınması operasyonu başarılı.

Satılması zor gibi görünen Fon'daki 8 bankaya 4'ü yabancı, 16 talip çıkması umut verici.

HSBC'nin (The Hongkong and Shanghai Banking Corporation) el konulmuş Demirbank'ı almaktan vezgeçmemesi iyi.

Bunlar para piyasalarını biraz sakinleştirmiş görünüyor. Ancak, bir aydır yaşanan krizi geçiştirmemize yetmiyor.

POTPURİ YAPSINLAR

Turizmci Cemil Çakmaklı ile sohbet ediyoruz. Son gelişmeler konusunda ilginç bir benzetme yapıyor:

‘‘Devlet çalgı, biz çengi, ama ayak uyduramıyoruz...’’

Çakmaklı, benzetmesini şöyle açıyor:

‘‘Bir bakıyorsunuz, müzik vals yapmaya uygun. Ertesi gün müzik köçekçeye dönüşüyor. Bir başka gün bize Amerikan kovboylarının dansını yaptırmaya kalkıyorlar. Aslında potpuri bile yapsalar bize yetecek. Onu bile beceremiyorlar. Herşey birbirine karışmış durumda. Biz de hangi dansı yapacağımızı şaşırdık.’’

Bütün bunlar, Bülent Eczacıbaşı'nın dediği gibi, ‘‘Para gelir, kriz biter’’ kolaycılığına düşmemek gerektiğini gösteriyor.

Verilen sözlerde durulursa, bu hafta ilk paralar gelecek.

Para geldikten sonra krizin bitip bitmediğini hep birlikte göreceğiz.

Tabi af ve ölüm orucu krizinden başımızı kaldırabilirsek.

Yazarın Tüm Yazıları