Uyuyup gezenler, sevişip öldürenler

Geçen haftalarda, güneş battıktan sonra New York’un ünlü modern sanatlar müzesi MoMa’nın önünden geçenler, binanın dış duvarlarına yansıtılan Doug Aitken’in kısa metraj video filmlerini seyretme fırsatını yakaladılar. Serginin adı, "Uyurgezerler"di ve bana hayli ilginç tartışmaları anımsattı.

Çocuklar ve erkeklerde daha sık görülen, yaş ilerledikçe azalan, her 100 erişkinin 2-4’ünde rastlandığı öne sürülen uyurgezerliğin (somnambülizm) beynin bir uyku evresinden diğerine geçişteki sorundan kaynaklandığı, bunun sonucunda bilinçten sorumlu korteks bölgesi hálá uyuduğu halde, hareket ve duygulardan sorumlu olan kısmının uyandığı düşünülüyor. Uyurgezerliğin kalıtımsallığı ise, Bram Stoker’in Kont Drakula’sındaki güzel vampir Lucy’nin, sadece kendisinin değil, hem anası, hem babasının uyurgezerliğinden bu yana, yani 100 yılı aşkın bir süredir gündemde.

Uyurgezerler, filmlerde ya da çizgi romanlardakinin aksine, gözleri kapalı, kollarını ileri uzatmış biçimde dolaşmaz. Uyurken kalkıp oturan, konuşan, ıslık çalan, giyinen, yıkanan, yiyip içen, dama çıkanlar, hiç kuşkusuz yakınlarını ciddi biçimde tedirgin eder, üstelik kendilerine zarar verip, ölebilirler. (Uyurgezer olduğunuz söyleniyorsa, Türk Uyku Araştırmaları Derneği’ne ya da akredite bir uyku bozuklukları merkezine başvurun.) Ancak, uyurgezerler, (ya da az sonra örneklerini okuyacağınız gibi, eylemleri sırasında uyuduğu iddia edilenler) araç kullanıp kaza yaptığında, ağzında sigara uçağın kapısını zorladığında, ırza geçip, adam öldürdüğünde, mahkemelik olmaları kaçınılmazdır.

Uyurgezerlik savunması, 1300’lerin başında Fransa’da toplanan 15. Ekümenik Konsey’in, kişilerin uyku sırasında adam öldürme ve yaralamalardan sorumlu tutulamayacağına dair deklarasyonundan bu yana, yargının kabusu olmayı sürdürüyor. Bir yanda avukatlar, serbest bırakılması için; öte yanda savcılar, cezaevine gönderilmesi için ellerinden geleni yapıyor. Kimi zaman ara yolda, özel güvenlik tedbirleri alınmasında uzlaşılıyor. Suçun ayrıntıları, bilirkişilerin görüşleri, bir jüri varsa eğer, üyelerinin önyargıları ve eğitimi, yargıcın yasaları yorumlayışı kararı etkiliyor.

Bu kargaşanın temel nedeni, kişinin suç işlerken uyuduğunu kesin kanıtlayacak bilimsel delillerin henüz bulunamamış olması. Beynin, manyetik rezonans ve tomografi gibi ileri görüntüleme teknikleriyle incelenmesinin bu konuya bir çözüm getireceği umuluyorsa da, henüz rutinde uygulanmıyor.

ÖLDÜRDÜ, YAKTI, KURTULDU

ABD’de 160 yıl önceki Albert Tirrell davası, avukat zaferiyle sonuçlanan örneklerden biridir. Maria Ann Bickford, Boston genelevlerinden birinde çalışır ve yaşardı. Sürekli müşterilerinden Albert Tirrell, karısı ve çocuklarını terk edip, genelev yakınlarına taşındığı yetmezmiş gibi, durmaksızın işi bırakması ve sadece onunla olması için ısrar etmeye başlamıştı.

27 Ekim 1845 günü Albert, genç kadını son kez ziyarete geldi. Bir ekmek bıçağıyla boğazını kesti, genelevi üç ayrı yerden ateşe verdi. Avukatlığını üstlenen zamanın ünlü hukukçularından hatip ve senatör Rufus Choate, müvekkilinin savunmasını, yakınlarınca bilinen uyurgezerliği üzerine kurdu. Jürinin ona inanıp, Albert Tirrell’i suçsuz bulması için, iki saat yetmişti.

İzleyen yıllarda, Türkiye dahil, dünyanın birçok yerinde katilleri savunanlar, uyurgezerliği defalarca kullandılar. Bunların 70 kadarında başarılı olunduğu biliniyor. (Aralarında Türkiye’den kimse yok.)

23 KİLOMETRE ARABA KULLANDI

ABD’de 1981’de Scottsdale, Arizona’da Steven Steinberg, karısı Elena’yı öldürmekle suçlandı. Mutfak bıçağını 26 kez saplamıştı. Steinberg, cinayeti kabullendi, ancak olanların hiçbir bölümünü anımsamadığını ileri sürdü. Kaliforniyalı psikiyatri uzmanı Dr. Martin Blinder, jüriyi sanığın cinayet sırasında uyumakta olduğuna ikna edince, Steinberg özgür bir adam olarak mahkemeden ayrıldı.

Kenneth Parks 23 yaşında genç bir Kanadalıydı. Evliydi, küçük bir kızı vardı. İşsizdi, kumar borçları birikmişti, sadece kendisinin uyurgezerliği değil, ailesinde de uyurgezerler olduğu biliniyordu. 23 Mayıs 1987 sabahı güneş doğarken yatağından kalktı, otomobiline bindi, 23 kilometre yol gitti. Hálá uyumakta olan çok sevdiği kayınvalidesini öldürdü, kayınpederini ağır yaraladı. Polise başvurdu. Kanlı ellerini göstererek "Galiba birilerini öldürdüm" dedi. Her iki elinin avuç içinde derin kesikler oluşmuştu.

İki yaşlıyı öldürmesi için bir neden bulunmayan, cinayeti ve saldırıyı hatırlamayan Parks’ı Toronto Üniversitesi’nden psikiyatri uzmanı Dr. Billings, bir psikolog, bir nörolog ve uyku alanındaki araştırmalarıyla ünlü Dr. Roger Broughton’dan oluşan ekip savundu. 25 Mayıs 1988 günü jüri onu suçsuz buldu. Kanada Temyiz Mahkemesi 1992’de kararı onadı.

BİR SİGARA İÇİP GELEYİM DEDİ

Uçmaktan korkan 34 yaşındaki Fransız yolcu Sandrine Sellies, Avustralya’ya gitmek üzere Cathay Pacific’in Hong Kong’dan kalkan uçağına bindiğinde biraz içmiş, bir de uyku ilacı almıştı. Bir saat kadar sonra bir eline sigarasını, diğerine çakmağını aldı, koltuğundan yavaşça kalktı, ön tarafa doğru yürümeye başladı ve çıkış kapılarından birini açmaya çalıştı. 21 Kasım 2005 günü çıkartıldığı Brisbane Sulh Hukuk Mahkemesi’nde, avukatı Helen Shilton yılların savunmasına başvurdu. Fransız kadının uyurgezerliğine inanan yargıç, bir yıl içerisinde aynı eylemi tekrarlaması halinde bin YTL para cezası ödemesine karar verdi.

UYURSEVİŞEN UYURGEZERLER

"Sexsomnia", bir başka deyişle uykuda seks, çiftler arasında görülürse pek mesele çıkmayabilir. Ama işi daha ileri boyuta götürenler de var. İki çocuk babası 33 yaşındaki müzik öğretmeni Allan Kellman’ın, 2000 yılını 2001’e bağlayan gece, aynı okulun erkek öğretmenlerinden Scott Barker’e tecavüzü, örneklerden biri. Bilirkişi seçilen uyku uzmanı profesör Ian Oswald, Körfez Savaşı’ndaki askerliğin yarattığı travmanın, uyurgezerliğini tetiklediğini, eylem sırasında davranışlarını yönlendirme yeteneği bulunmadığını bildirince Allan Kellman beraat ettiği gibi, okuldaki görevine dönmesine de izin verildi.

İngiliz James Bilton 22 yaşındaydı. Aynı yaştaki güzel kızla bir yıldır arkadaştılar. 2005 yılı başlarında bir lokantada yemek yedikten sonra Bilton’un evine gittiler. Ertesi sabah 10.30 sularında tutuklandı ve arkadaşının ırzına geçmekle suçlandı. Bilton, kanepede uyuyakalan arkadaşını uyandırıp, "Benim yatağımda yat, ben burada uyurum" deyişinden sonra yaptıklarının hiçbirini hatırlamıyordu.

Bilirkişi seçilen Dr. Irshaad O. Ebrahim, Londra Uyku Merkezi’nde günlerce süren ve uyku halindeyken kanın oksijenlenmesini, solunumu, bacakların, gözlerin hareketlerini, kasların ve kalbin işlevlerini ölçen ve değerlendiren polisomnografi ve diğer uyku testlerinin sonuçlarına dayanarak, Bilton’un saldırı sırasında uyuduğuna kanaat getirdi. Jüri ona inandı. Bilton beraat etti. Uyurgezerlerin yüzde 4’ünün, uyku sırasında cinsel içerikli eylemlerde bulunduğunu ileri süren Dr. Ebrahim, aradan iki yıl geçmesine karşın bir yandan kadın hakları savunucularının (tecavüzcüyü korudu diye), diğer yandan meslektaşlarının (yaptığı testlerle tanı konamaz diye) eleştirilerinden bir türlü kurtulamadı.

BIÇAKLADI, BOĞDUUYUYORDUM DEDİ

ABD’de Arizona eyaletinin Phoenix kentinden Bay Scott Falater, Motorola’da çalışan ve iyi kazanan bir elektronik mühendisiydi. 43 yaşındaydı ve 20 yıldır Yarmila ile evliydi. Mormon tarikatına sıkıca bağlıydılar, alkol, tütün, uyuşturucu kullanmazlardı, onlu yaşlarda iki çocukları ve bir köpekleri vardı. Komşuları, onları hep birbirine aşık bir çift olarak hatırladılar.

16 Ocak 1997 gecesi Bay Falater, havuz başında karısını 44 yerinden bıçakladı. Elini yüzünü yıkadı, üzerini değiştirdi, kanlı bıçağı, giysilerini, ayakkabılarını plastik poşete koyup, Volvo’sunun bagajına yerleştirdi. Hálá hayattaki karısının yanına döndü, ellerinden tutup havuzun kenarına çekti, kafasını suyun içine bastırdı. Bu sırada çocuklar üst katta uyuyor, köpek etrafta dolaşıyor, karşı komşu Greg Koons olan biteni hayretle seyrediyordu. Polise haber veren, bu komşuydu.

Avukatı Mike Kimerer, müvekkilinin geçmişte birkaç kez uyurken gezdiğini, o gece yine uyurken yataktan kalkıp havuzu tamire geldiğini, kendisini uyandırmaya kalkışan karısını, o sırada öldürdüğünü söyledi.

Falater, 45-50 dakika sürdüğü söylenen olayların hiçbir anını hatırlayamadı, ancak karısını bilinçsiz biçimde öldürdüğünü kabul etti. Savcılığın ve savunmanın uyku konusunda saygın, ünlü ve deneyimli bilirkişileri, Bay Falater’in cinayet sırasında davranışlarını yönlendirme yeteneği konusunda bir türlü anlaşamadı. (Zaten bilirkişilerin anlaştığı da pek görülmemiştir!) Bilirkişilerin kafa karıştıran söylemleri, jüri üyelerini de etkiledi. Bazıları olayların her aşamasında Bay Falater’in uyanık olduğuna, savunmanın tam anlamıyla "zırvaladığına", buna karşılık bazıları, bıçaklama sırasında uyuduğuna, daha sonra uyanarak delilleri ortadan kaldırmaya çalıştığına inandılar. Sonunda, Bay Falater’in suçlu olduğunda uzlaştılar. Yargıç Ronald Reinstein, bilirkişiler ve jüri üyeleri arasındaki görüş ayrılıklarını göz önüne alarak idam cezası veremedi ve 10 Ocak 2000’de, ömür boyu hapis cezasında karar kıldı.

REM’in gitaristi hostesle güreşti

REM, Rapid Eye Movements, (hızlı göz hareketleri) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır ve uykunun başlıca iki döneminden birini (diğeri nREM) tanımlar. 90 dakikada bir 5-30 dakikalık süreçler halinde ortaya çıkan REM uykusunda görülen rüyalar hatırlanır, bazı düzensiz kas hareketleri (göz gibi) izlenir, kalp atımları ve solunum düzensizleşir, tüm vücutta kas gerginliği azalır, buna karşılık beyin aktivitesi ve metabolizması artar.

Uyku tıbbıyla ilgilenenler REM ve nREM terimlerini sıklıkla kullanır, ama rock müziği severler için REM’in anlamı çok farklıdır. Onlara, 1980’li yıllarda kurulan bir Amerikan grubunu, buna ek olarak bana, grubun kurucularından gitarist Peter Buck’un başından geçen talihsiz olayı hatırlatır.

21 Nisan 2001 günü Peter Buck, Londra’nın Trafalgar Meydanı’nda Nelson Mandela onuruna vereceği konser için, ABD’nin kuzeybatı ucundaki Seattle’den kalkan British Airways’in BA048 sefer sayılı Boeing 747’sine bindi. 44 yaşındaki ünlü milyoner, First Class’ın ilk sırasındaki koltuğuna oturdu.

Uçağın havalanışıyla, Peter’in Londra Heathrow Havaalanı polisi tarafından tutuklanışına kadar geçen 10 saatlik kabusa tanıklık eden hostes, yolcu ve pilotlar, başlangıçta oldukça sakin olan müzisyenin, kabin amirinin 15. içki kadehinden sonra artık alkol servisi yapılmayacağını söylemesi üzerine çığrından çıktığını söylediler. Elindeki CD’yi, CD çalar sandığı servis arabasına tıkıştırmaya çalışıp başaramayınca, bağırmaya başlamış, küfür ve tehditler eşliğinde önce erkek hostesin kravatına asılmış, bir diğerinin başından aşağıya yoğurt dökmüş, "Ben eve gidiyorum" diyerek çıkış kapılarından birine uzanmaya çalışınca, kendisini engellemek isteyen kadın hostesle güreşmişti. Kaptanın gönderdiği yazılı ihtarnameyi galiz küfürler eşliğinde parçalayıp, yüzüne fırlattığı yetmiyormuş gibi, servis bıçaklarını çalmaya kalkışırken yakalanmıştı.

Tutuklanan Peter Buck, 25 bin İngiliz Sterlini kefaletle serbest bırakıldı, haziranın 18’inde yargıç önüne çıktı. "Gözlerimi yummamla polis karakolunda uyanmam arasında hiçbir şey hatırlamıyorum. Az miktarda şarapla bir tablet Zolpidem almıştım. Herkesten özür dilerim" dedi.

17 yıllık arkadaşı, U2 adlı rock grubunun solisti Bono ve pek çok meslektaşı, onu sakin, terbiyeli, hiç sarhoş olmayan bir centilmen olarak tanımladılar. Tanınmış bir avukat olan karısı Stephanie, iyi bir eş ve baba olduğunu söyledi.

Savcı, merkezi sinir sistemini baskılayıcı özelliğe sahip Zolpidem’le alkol birlikteliğinin yol açtığı uyurgezerliği, saçmalık olarak nitelese de, jüri üyeleri ne onun ithamlarına, ne de iddia makamının bilirkişisi psikiyatri uzmanı Nadji Kahtan’ın, anılan ilacı kullanan milyonlarca insan olduğu halde, tek bir uyurgezer bilmediğini söylemesine itibar etti ve Surrey Üniversitesi’nden profesör Ian Hindmarch’ın, bir tablet Zolpidem’in, uyurgezerliği tetikleyebileceğine dair bilirkişiliğinden yana oy kullandı. Kısacası, Peter Buck’u suçsuz buldu.

2007 başında İngiltere ve Avustralya sağlık bakanlıkları, uykusuzluğun ve uyku apnesi gibi diğer uyku bozukluklarının tedavisi için Zolpidem alan 240 olguda, uyurgezerlik, hafıza kaybı ve hayal görmeye rastlandığını bildirdiler.
Yazarın Tüm Yazıları