Uykunun azı da çoğu da kalbe zarar

Yapılan araştırmalar yedi saatten az veya çok uyuyanların daha yüksek kalp-damar riski taşıdığını ortaya çıkardı

İsveç’te koroner kalp hastası 480 kişiyle yapılan bir araştırmaya göre tıkayıcı tipte uyku apne sendromunun, hipertansiyon ve obeziteden daha etkili bir risk faktörü. Uyku bozuklarının kalp damar hastalıklarıyla ilişkisi sadece uyku apne sendromuyla sınırlı değil. Uyku süresiyle kalp damar hastalıkları arasında da ilişki var.
Singapur’da 58 bin kişi, 13 yıl boyunca izlendi. Günde beş saatten az uyuyanlarda, günde yedi saat uyuyanlara göre 1.57 kat, dokuz saatten fazla uyuyanlardaysa 1.79 kat kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm saptandı. Anadolu Sağlık Merkezi Uyku Laboratuvarı Sorumlusu nöroloji uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu, “Avrupa ülkeleri ve ABD’de yapılan başka çalışmalarda da benzer oranlar bulundu. Kısaca az uyku da çok uyku da kalp damar sistemini olumsuz etkiliyor” diyor.

Apne sırasında kan oksijen seviyesi düşer, karbondioksit seviyesi yükselir. Göğüs kafesi havayı emebilmek için daha çok güç sarf eder. Bu reflüye (mide içeriğinin yemek borusuna doğru çıkmasına) neden olur. Gece baş-boyun ve göğüs bölgesindeki terleme şikayetinin nedeni de göğüs kafesinin bu artan çabasına işaret. Kandaki oksijen düşüklüğü, bazı stres hormonlarının ve kimyasallarının salgılanmasına neden olur. Dr. Özkanoğlu, “Bunlar da domino taşları gibi birbirlerini etkileyerek kalp-damar hastalıklarına (hipertansiyon, arteroskleroz, kalp krizi, ritim bozuklukları, kalp yetmezliği, inme), metabolizma bozukluklarına (insülin direnci, diyabet, obezite, metabolik sendrom, lipid bozuklukları) ve cinsel işlev bozukluklarına (ereksiyon sorunu, libido kaybı) neden olur” diyor.

Gece boyu tekrarlayan apneler mikro-uyanıklıklarla (2-3 saniyelik) uykunun defalarca bölünmesine yol açar. Bu kişiler sabah yorgun, sıklıkla baş ağrısıyla kalkar. Gün boyu uykulu olur. Her fırsatta (toplantı, TV seyrederken, araba kullanırken) uyuklar. Uyku apne sendromu erkeklerde yüzde 3-7.5 kadınlarda ise yüzde 1-4.5 sıklıkta görülüyor.

Kuruyan cildinizi yoğun bakıma alın

Kışın atmosfer ve iç ortam havasında azalan nem, cildin kurumasına da yol açar. Havada nem oranı yüzde 60’ın altına düştüğünde, ciltteki nem atmosfere çekilir. Merkezi ısıtma sistemlerinin de etkisiyle havadaki nem oranı yüzde 20’nin altına iner. Cilt pul pul dökülür. Dolasıyla kışın cilt daha özel bir bakıma ihtiyaç duyar.
Anadolu Sağlık Merkezi’nden deri hastalıkları uzmanı Dr. Sadiye Kuş cilt kurumasıyla baş etmek için şu önerilerde bulunuyor:
* Nemi hapsedin: Cildin ıslanması nem tutması için yeterli değil. Aksine cilt yüzeyindeki su hızla buharlaşmaya, üstelik daha derinlerden de nem çekerek daha fazla kurumaya neden olur. Bu nedenle duş sonrası cildin tam olarak kuruyup neminin buharlaşması beklenmeden nemi deriye hapsetmek gerekir. Duştan sonra hemen ilk üç dakika içinde nemlendirici kremler sürün. Her gün banyo yapmasanız bile, nemlendiriciyi günlük uygulayın.
* Doğal yağı koruyun: Cildin su tutmasında kendi salgıladığı yağın
(sebum) büyük önemi var. Uzun süre (10 dakikadan uzun) ve sıcak suyla yıkanmak ve alkali sabunlar cilt yüzeyindeki koruyucu yağların uzaklaşmasına yol açar. Ayrıca havluyu sertçe sürterek kurulanmak da bu ince yağ tabakasını ciltten uzaklaştırır. Ilık su ve cilt pH’ına uyumlu, yumuşak, gliserinli, parfümsüz bir temizleyici ürünle kısa süreli duşlar en uygunu olanı.
* Bulunduğunuz ortamın nem oranını arttırın.

KIŞIN DAHA YOĞUN ÜRÜNLERİ TERCİH EDİN

Tıpkı gardırobumuzda yazlık ve kışlıklarımız farklı olduğu gibi cilt bakımında kullanılan ürünler de mevsime uygunluk göstermeli. Kışın seçilen nemlendiriciler kolay sürülen, yağsız, su bazlı ürünler olursa yeterli gelmez. İçeriğinde dimethicone, gliserin, lanolin, mineral yağlar, vazelin türevleri, ceramide, shea yağı, jojoba yağı gibi maddeler içeren, akışkanlığı az ürünler tercih edilmeli. Alkollü ve parfüm içerikli ürünler kuruyan cildin tahriş olasılığını arttıracağından bunlardan kaçınılmalı. Yüz derisi daha ince olduğu için ve bazılarının akneye eğilimi olabileceğinden yüze uygulanan nemlendiriciler daha hafif olmalı. Hiyalüronik asit içeren ürünler kış aylarında uygun. Yüzün çok sık yıkanması, kurutucu ürünlerle ‘derinlemesine temizlik’ sağlanmaya çalışılması ve evde bilinçsiz tekrarlanan sık peeling uygulamaları cildin bin bir zahmetle ürettiği sebum içeriğindeki doğal yağlarının yok olmasına ve en üst tabakasının incelmesine neden olur. Kışın yaşanan nem kaybını daha da abartılı hale getirir.

TAMAMLAYICI TIP
Beynin beş dostu


Beyin sağlığı açısından kızılcık, yaban mersini, yeşillik ve balığın kritik önemi var. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar kızılcığın sinir koruyucu etkisini ortaya koydu. Kızılcık, yaşla birlikte artan koordinasyon ve hafıza kayıplarına karşı da etkili. Beyin hücrelerini de serbest radikallerin hasarından koruyor. Dolasıyla zihinsel ve motor fonksiyonları da. Yabani mersiniyse antioksidanlarla dolu. Bu da hafıza ve motor becerileri düzeltiyor. Yaşlanmayla ilgili denge ve koordinasyondaki kötüleşmeyi durduruyor. Yapraklı yeşillikler de (kıvırcık lahana ve pazı gibi sebzeler) homosisteinleri parçalıyor. Bunların yüksek seviyede olması Alzheimer hastalığındaki zihinsel yavaşlamayla ilgili. Yağ asitli balıklar (alabalık, sardunya ve ringa gibi) omega-3 yağ asitlerinden zengin. Araştırmalar, bu balıkları haftada en az bir kez yiyenlerde Alzheimer hastalığının daha az görüldüğünü gösterdi. Ispanak sıralamada beşinci sırada. Merkezi sinir sistemindeki yaşla ilgili sorunları azaltıyor.

SAĞLIĞIM İÇİN
İlker Ayrık (oyuncu)


MUTLAKA YAPARIM: Mutlaka yaparım diyebileceğim bir şey yok. Rakının yanında mutlaka meze yiyorum.
ASLA YAPMAM: Beslenmeme dikkat edemiyorum maalesef.
MUTLAKA YAPACAĞIM: Her yıl check-up yaptırırım. Ayrıca tatil dönüşü bir dövüş sporuna başlamayı düşünüyorum.

UZUN LAFIN KISASI

YANLIŞ: Migren sadece kadınların sorunu. Erkekler migren ağrısı çekmez.
DOĞRU: Migren kadınlarda daha sık görülüyor. Ama her 12 erkekten biri de migrenden mustarip.

ŞİFA KÜTÜPHANESİ
İştahsız çocukla baş etme rehberi

Aileleri en fazla üzen konulardan biri çocuğun yemek yemesi. Carlos Gonzalez bu sorunla baş etmenin ipuçlarını ‘Çocuğum Yemek Yemiyor’ kitabında veriyor. Doğan Kitap bastı.
Yazarın Tüm Yazıları