Üslup..

Yinelemeliyim; "üslup" Arapça bir kelimedir, "uslup"dan gelir.

O sondaki "p" harfi de zaten yanlışlıkla oraya girmiştir. En doğrusu aslında "uslu"dur.

Bin bir türlü rezilliğe tepki gösteren olursa "üslup"unun iyi olmadığına, hatta suç olduğuna karar verilir ve "uslu" olması sağlanır.

Ama bozuk "üslup" meselesinde söz konusu Başbakan ya da bir başka büyüğümüz ise durum elbette değişir.

Şöyle ki:

Aslında "uslup"un başındaki "us" da yoktur.

Doğrusu "lup"dur.

"Lup"un çekimi şöyledir:

Lup...

Lupçu...

Luplamak...

*

Gördüğünüz gibi "üslup" kelimesi olsun, "üslup" tartışmaları olsun, bilmediğimiz farklı boyutlar içerir.

Nitekim "uslu" durmayan köylülerin Başbakan’a tepkisinin altından ve Başbakan’ın köylülere yönelik sert "üslup"unun gerisinden bir "lup" çıkıyor.

Köylüler destek istiyorlar.

Köylüler isteyedursunlar, gazetelerde okuduğunuz gibi teşvikin verildiği kişi; Maliye Bakanı Unakıtan’ın oğlu.

Verilen teşvik tutarı; 2.5 milyon YTL..

Ayrıca genç kardeşimizin şirketine yüzde 100 gümrük muafiyeti ve KDV indirimi...

Şirketin ortakları; Maliye Bakanı’nın eşi Ahsen Unakıtan, kızları Fatma Unakıtan ve diğerleri.

*

"Uslu" durmayan köylülerin, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin olsun, onlara kızan Başbakan’ın olsun, "üslup"ları tartışılırken, tüm bunların altında "lup" olduğunu ben bilirim.

"Lup", döner dolaşır "üslup"a yansır.

Bir de bakarsınız ki yoksullar "uslu" durmamaya başladılar ve Başbakan sıkışınca "üslup"unu bozdu...

Ya da eleştiriler karşısında bakarsınız Başbakan sizi azarlıyor.

O zaman çekimi hep birlikte tekrar yapalım:

Lup...

Lupçu...

Luplamak...

Luppadanak...