Uluslararası şirketler bastırdı, CEMS kapısı Koç Üniversitesi’ne açıldı

- Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyesi değil, o yüzden sizi CEMS’e kabul edemiyoruz.

Koç, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin hedefi, CEMS gibi birliğin ağına girip, öğrencilerinin uluslararası deneyimlerden yararlanmasını sağlamaktı. Çünkü, CEMS bünyesinde 4 kıtadan 28 okul, 55 dolayında uluslararası şirketle işbirliği içindeydi.

Aradan zaman geçti, 2007’de CEMS, Koç Üniversitesi’nin kapısını çaldı:

- İşbirliği yaptığımız bazı uluslararası şirketler, “Türkiye de CEMS ağı içinde olmalı” diye bizi uyardı. Sizi almak istiyoruz.

Böylece Uluslararası İşletme Okulları Birliği ile Koç İşletme Enstütüsü’nün görüşmeleri yeniden canlandı. Sonunda karar çıktı:

- 4 Aralık 2009’da Köln’de toplanacak genel kuruldan alınacak onayla Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü CEMS ağına resmen girecek.

Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve İşletme Enstitüsü Direktörü Prof. Barış Tan, öğrencilerinin dünya devi şirketlerle bağlantılarını güçlendirecek bu açılım konusunda bir noktanın altını çizdi:

- CEMS’in bu kararında, uluslararası şirketlerdeki Türk yöneticilerinin rolü de oldu...

- Yani, Muhtar Kent’in The Coca-Cola Company’nin Başkan ve CEO’luk koltuğunda oturması, Ahmet Bozer’in Coca-Cola’da 100 ülkeyi İstanbul’dan yönetmesi, Pfizer’deki Türk yöneticilerin Çin’e kadan uzanması, PepsiCo’da Ümran Beba’nın 14 ülkeyi Türkiye’den yönetmesi gibi örnekler mi size CEMS kapılarını açtı.

- Elbette... Uluslararası şirketler, Türkiye’den yetişen yöneticilerin başarılarını gördü, potansiyelin farkına vardı.

- Peki CEMS ağına girmek, Koç İşletme Enstitüsü’ne nasıl bir fark sağlayacak?

- Ağ kapsamındaki 55 uluslararası şirket, kapılarını bizim de öğrencilerimize açacak. Öğrencilerimiz eğitim döneminin 5-6 ayını söz konusu şirketlerde geçirecek. Bu fırsat,
onlar için büyük avantaj olacak.

Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve İşletme Enstitüsü, dünyayla bağlantı konusunda bununla sınırlı kalmamış, 34 ülkede, 118 işletme okulunun sahip olduğu EQUIS (Avrupa Kalite Geliştirme Sistemi) akreditasyonu da almış. Bu akreditasyona sahip bölgedeki tek okul olmuş.

Prof. Barış Tan, oldukça iddialı:

-   Londra nasıl bu eğitim konusunda bir merkezse, Türkiye de bölgemizin merkezi olabilir. EQUAIS akreditasyonu, öğrencilerimiz, mezunlarımız uluslararası tanınma vizyonuna ulaşmaya bir adım daha atmış oluyor.

Prof. Tan, gerçekleşen açılımla övünüyor, mezunları “diplomalı işsiz”likten uzaklaşıyor...

Mey İçki’nin Burgaz’ı almasına itiraz etmeyiz

ELDA İçecek’in İdol şarapları serisine eklediği Viogner, Chenin Blanc ve Tempranillo’nun tadımındayız... Efe Rakı’yı da üreten Elda İçecek’in CEO’su Egemen Demirtaş’a, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) satışa çıkardığı Burgaz Rakı’yı sordum:

-   TMSF, Garipoğlu Grubu’na bağlı Burgaz Rakı’yı 82.5 milyon dolar muhammen bedelle satışa çıkardı.  Mey İçki’den başka kimsenin gücü ihaleye girmeye yetmeyecek gibi görünüyor...

- Bugünkü ortamda pek kolay değil...

- TPG’ye (Texsas Pasific Group) bağlı Mey İçki, Yeni Rakı’yla zaten pazarın en büyüğü konumunda. Rekabet Kurumu buna izin verir mi?

- İzin vermesinde yarar var.

- Mey İçki sizin en büyük rakibiniz. Zaman zaman onları Rekabet Kurumu’na şikayet ettiğiniz de biliniyor.

- Doğru ama Burgaz Rakı’da durum farklı...

- Neden?

- Burgaz Rakı, piyasayı çok bozan, tüm sektöre zarar veren uygulamalar yapıyordu. Burgaz Rakı’nın bu işi disiplinli, kayıtlı yapan bir grubun eline geçmesinde yarar görüyoruz.

- Bu, Mey İçki olsa bile mi?

- En azından Mey İçki, Burgaz Rakı’yı tümüyle kayıt içine alacağı için, piyasayı bozan etkisini ortadan kaldırır...

- İtiraz etmeyeceksiniz yani?

- Hayır itiraz etmeyiz.

Mey İçki, bir süre önce elindeki Tekel Birası’nı Efes Bira Grubu’na sattı... Efes, piyasanın en büyüğü olduğu için Rekabet Kurumu, satışa henüz izin vermedi...

Aynı durum Burgaz Rakı için de söz konusu olur mu?

Gümrük personelini eğittik Kapıkule eskisi gibi değil

GEÇENLERDE arka arkaya birkaç kez değindiğim Kapıkule Gümrük Kapısı’yla ilgili yazılarıma Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü Kaptan Kılıç’tan da yanıt aldım. Kılıç’ın yanıtından bazı bölümleri aktarıyorum:

Nisan-mayıs-haziran aylarında Kapıkule’deki personelimizi yolculara nasıl davranacakları konusunda ve işlemleri hızlandırmaları yönünde eğittik.

Gümrük Müsteşarlığımız, Kapıkule’ye takviye personel verdi. Ayrıca Trakya Üniversitesi’nden stajyer öğrenci aldık.

Bütün personele kendilerini tanıtan resimli yaka kartı taktırdık.

Geçmişte yolcuları notere yöneltmemize yol açan bazı uygulamaları kaldırdık.

Gümrük Başmüdürlüğü olarak, yolcularla anket yapıyoruz. Çıkan sonuç bize gelecek yıllar için ışık tutacak.

Kaptan Kılıç, yanıt notlarını şöyle tamamlamış: “Haklı eleştirileri yapın ama iyi yönleri de görün. Personelimiz çoğu kez takdiri ve teşekkürü hak ediyor.”

Yolu Kapıkule’ye düşenlerin bilgisine...