Üç nokta...

Birincisi şu:
HSYK krizinde, taraflardan biri, Ergenekon Davası’nın Hakim ve Savcılarına demek istedi ki:
- Kapı gibi arkanızdayız, yürüyün.

Haberin Devamı

Taraflardan diğeri de bütün tutuklu ve şüphelilere demek istedi ki:

- Sizi kurtarmak için elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız, dayanın.

Soru:

- Bu nasıl Hukuk Devleti?

***

İkincisi...

Türkiye-Irak-ABD’den oluşan ortak mekanizma, dün müthiş bir çalışma yaptı.

Kuzey Irak’taki terör kamplarının, eğitim merkezlerinin, lojistik ve iletişim ünitelerinin dökümünü mercek altına aldı.

Haa...

Demek ki bütün bunlar hâlâ yerli yerinde durmaktadır... Pekalâ.

Soru:

- Yüzlerce uçakla, binlerce sortiyle biz haftalarca nereyi bombalamıştık kuzum?

***

Üçüncüsü...

İmralı’daki zat...

Dolaylı da olsa Cumhurbaşkanı ve Başbakanın bazı mesaj ve ricaları olduğunu, buna da cevap verdiğini söyledi. Tabii, arkasından tekzip geldi: Yok öyle bir şey.

Haberin Devamı

Gerçi olmayan bir şeyi olmuş gibi anlatan bu gevezenin –HELE BİR DE OLSAYDI- ağzında bakla ıslanmayacağı hemen anlaşılmıştır ama tekzip bile bir iletişim sayılır... Öyleyse?

Soru:

- Muhatap olmak başka nasıl olur?

***

Tabii bir soru daha var:

- Öcalan bunu dedi mi, demedi mi?

Dediyse niçin dedi, demediyse kim uydurdu? Yâni, pişmiş aşa kim su katmaktadır?

İşte, soru kendiliğinden geliyor:

- Kürt sorunu’nun çözülmesini kimler istemez acaba?

Ama siz bu dördüncü soruyu bırakın, ilk üç soruya cevap arayın.

 

Yazarın Tüm Yazıları