Türkiye enerji oyuncusu olacaksa daha iyi yönetilmeli

İRAN’la yapılan doğalgaz anlaşması, sağlanan büyük başarıyı temsil ediyor. Ancak bu başarının devamı gelmeli, başarı mümkün olduğunca, ilgili her alana yayılmalıdır.

Türkiye bu anlaşma ile küresel bir enerji oyuncusu olma yolunda çok büyük bir adım atmış oldu. Bu adımın devamının gelmesi halinde, Türkiye bundan çok büyük yararlar sağlayabilir. Yani çocuklarımıza çok daha fazla refah sağlayacak bir imkanı kazanmış olabiliriz.

Ancak gelinen aşamada bunun tam tersi de geçerli. Bu aşamaya geldikten sonra girdiğimiz oyunu iyi oynayamazsak, başarılı olamazsak, Türkiye’nin çıkarları zedelenir, gelinen noktadan daha geriye düşme tehlikesi bile doğmuş demektir.

Özetle; Türkiye’nin iyi yönetime, şimdi, her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

İyi yönetimin bizce en önemli şartlarından biri mümkün olduğunca geniş, uzlaşmaya dayalı olmasıdır. Yani devleti idare edenler mümkün olduğunca geniş kesimlerin katıldığı politikalar oluşturmalı, günlük siyasi çıkarların peşinde koşmaktan vazgeçip, hazırlanan politikalar için mümkün olduğunca geniş mutabakat sağlamaya çalışmalıdır. Çünkü ancak böyle bir uzlaşmayla, dış dünyaya karşı eli çok daha güçlü olarak ortaya çıkabilirler.

İçine girdiğimiz oyun çok hassas bir oyun. Dünyadaki varolan ve değişecek dengelerin çok iyi idare edilmesi, bu satrancın bilerek, belirli stratejiye dayalı olarak, ileriki adımları planlayarak oynanması gerekiyor.

İşte bu nedenle önümüzdeki hafta yapılacak genel seçimler, çıkacak sonuç , partilerin ne sonuç çıkarsa çıksın ülke çıkarları için birlikte hareket etme ihtiyacı duymaları, bizce hayati öneme sahip.

Türkiye eğer uluslar arası oyunu iyi oynayacaksa, küreselleşme nedeniyle giderek bozulan ülkeler arasındaki gelir dağılımında büyük payı alan ülkeler arasına girecekse, artık siyasi partiler de eski alışkanlıklarını bırakmak zorunda. Kim kazanırsa kazansın, toplumun diğer kesimlerini temsil eden siyasi partilerle hatta sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde olmaya özen göstermelidir. Bunun da ötesinde artık devletin tüm kurumları arasında ahengi sağlamak, devlet içinde çatışma havasını kesinlikle ortadan kaldırmak, devleti idare ederken kesinlikle partizanca davranmamak zorundalar.

Kısacası; Türkiye’nin küresel rekabette öne çıkması için iyi yönetim olmazsa olmaz şart.

HALK BANKASI KİMSEYE AYRICALIK YAPMAYACAK

Geçen gün Başbakanın miting sonrası uçağına aldığı bir işadamının sahibi bulunduğu, Adana’daki bir şirkete ayrıcalık tanınacağına ilişkin haberleri yorumlamıştık. Başbakanın talimat verdiği söylenen bankalardan biri olan Halk Bankası’nın Genel Müdürü Hüseyin Aydın arayarak, gelişmeler hakkında bilgi verdi

Genel Müdür Aydın, her şeyden önce kendilerinden ayrıcalık istenmediğini kaydederek, kesinlikle hiçbir firmaya ayrıcalıklı muamele yapmalarının sözkonusu olamayacağını, herkesin bu konuda rahat olması gerektiğini kaydetti.

Bu şirketin 1996 yılında İş Bankası tarafından satılan bir şirket olduğunu, kendilerinin 1998-99’da devreye girdiklerini, İş Bankası’nın şirketten en büyük alacaklı konumda bulunduğunu hatırlatan Aydın, zaten bir süredir şirket için İş Bankası ile birlikte hareket ettiklerini söyledi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)nun koyduğu kurallar içerisinde tüm bankaların hareket etmek zorunda olduklarını, kamu bankası olsalar da, kendileri için de kuralların geçerli olduğunu hatırlatan Genel Müdür Aydın, bu nedenle şirkete yapılan muamelenin mutlaka bu kurallar içerisinde kalacağını söyledi.

Zaten kullandırdıkları kredileri, yani paralarını almak için tüm bankaların şirketlere ellerinden gelen kolaylığı gösterdiğini kaydeden Aydın, buradaki ölçünün; işletmenin ileriye dönük bu parayı geriye ödeyebileceği konusunda umut verip gerekli kararları alması olduğunu söyledi.

Genel Müdür Aydın’ın dediği gibi, şirket eğer yaşamak istiyorsa, şimdiye kadar almadığı bazı radikal kararları almalı. Çünkü ayrıcalıklar beraberinde kötü yönetimi getiriyor...
Yazarın Tüm Yazıları