Türk eğitiminin acı hali

YENİ öğretim yılı Ankara Ticaret Odası’nın raporuna göre 150 bin öğretmen eksiği ile başlıyor. Kimi sendikalara göre 180 bin, kimisine göre de 170 bin öğretmen açığı ile başlıyor yeni öğretim yılı. Ama Millî Eğitim Bakanlığı’na göre kaç bin açıkla başladığını bilemiyoruz.

Çünkü Bilgi Edinme Hakkını düzenleyen kanun çerçevesinde "hangi branştan ne kadar öğretmen açığı olduğunu" Millî Eğitim Bakanlığı’na yönelttiğimizde aldığımız cevap şu şekilde:

"Bu konuda bilgi verilmemektedir. Eğer akademik çalışma çerçevesinde bu bilgiyi istiyorsanız akademik çalışma yaptığınızı gösteren resmî belge ile başvurunuz."

Bu da gösteriyor ki bu ülkede ne kadar öğretmen açığı olduğu ’çok gizli’ bir bilgi.

Peki, sivil toplum örgütlerinin açıkladığı bunca açık nasıl kapatılıyor?

’Ücretli öğretmelik’le kapatılmakta... Kadro yetersizliğinden dolayı atanamayan öğretmenler, saati 5 YTL’den derse girmekte ve aylık ortalama 300 YTL kazanmaktadır. Sigortası da 10-15 günlük yatmaktadır. Kadrolu öğretmen atayıp 950 YTL maaş vermektense 300 YTL’ye ücretli öğretmen çalıştırmak, ülke ekonomisi için çok akılcı bir uygulama olsa gerek!

Peki, işsiz öğretmenler fedakárlık yapıp saati 5 YTL’den ’köle’ niyetine Türkiye’mizin milli eğitimine hizmet ederken diğer kurumlarda durum böyle mi?

Mesela bir hekim hastanede geçirdiği her saat için 5 YTL mi almaktadır?

Mesela bir imam kıldırdığı her namaz için 5 YTL mi almaktadır? Mesela bir polis memuru, çalıştığı saat başına 5 YTL mi almaktadır? Mesela bir hemşire çalıştığı saat başına 5 YTL mi almaktadır?

Peki, Millî Eğitim Bakanlığı’ndan başka herhangi bir kurumda ’ücretli’ personel var mıdır?

"Hayır!"

BİZİM DE İSTEKLERİMİZ VAR

Madem bu sistemi sadece Milli Eğitim Bakanlığı uygulamakta, öyleyse biz de

şunları istiyoruz:

- Millî Eğitim Bakanı, bakanlık binasında geçirdiği her saat için sadece 5 YTL alsın. Sosyal güvencesi, SSK ile ilişkilendirilsin ve aylık 10-15 günlük sigorta primi yatırılsın.

- Başta müsteşar ve genel müdürler olmak üzere MEB’deki bütün bürokratlar

saati 5 YTL’den çalışsın.

Biz, işsiz 200 bin öğretmen olarak saati 5 YTL’den Türkiye’mizin eğitimine hizmet etmeye hazırız. Ama bunun için, devlet büyüklerimizin, özellikle de ’ücretli öğretmenlik’ uygulamasını her geçen gün yaygınlaştıran Sayın Millî Eğitim Bakanı’nın maaşından vazgeçerek saati 5 YTL’den bu memleketin eğitim sistemine hizmet etmesini istiyoruz.

Sadece öğretmenlerin ’ücretli’ olarak çalıştırılmasının da bir anlamı olsa gerek!

- Ücretli çalışan bir öğretmen, derslerine hazırlıksız gelmiyordur. Çünkü devletin bedava dağıttığı kitaptan başka hazırlanabilecek bir kaynak almaya gücü yetmeyecektir.

- Ücretli çalışan bir öğretmenin gelecek kaygısı yoktur. Çünkü geleceğine dair planı yoktur.

- Ücretli çalışan bir öğretmenin kredi kartı, ev kirası gibi bir derdi yoktur. Çünkü ne kredi kartı alabilecek ne de ev kiralayabilecek bir geliri vardır. O hep baba ocağının ekmeğini yer.

- Ücretli öğretmenin eşiyle yaşadığı sorunu, öğrencilerine yansıtmasına imkán

yoktur. Çünkü evlenemez.

- Ücretli öğretmenin, öğrencilerine hangi kitabı veya filmi önereceği gibi bir derdi yoktur. Çünkü önermek için okuyabileceği kitabı alamaz, sinemaya da gidemediği için film öneremez.

Ücretli öğretmen çalıştırmanın faziletleri saymakla bitmez. Ama bu kadarı da yeter gibi.

Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmen ihtiyacının yarıya yakınını ’ücretli öğretmenlik’ uygulaması ile karşılamaktadır. Herhangi bir il veya ilçe Millî Eğitim Müdürlüğü’ne gidip sorduğunuzda bunu bizzat görebilirsiniz.

OKS VE ÖSS’YE GEREK OLMAZ

Türk eğitim sistemi artık ’ücretli öğretmenlerle’ idare edildiğine göre hiç kimsenin OKS veya ÖSS’de neden binlerce öğrencisinin sıfır çektiğini sorgulamaya hakkı yoktur.

Türk eğitim sistemi artık ’ücretli öğretmenlerle’ idare edildiğine göre hiç kimsenin ’okullar Kurtlar Vadisi’ gibi yorumunu yapma hakkı yoktur.

Öğretmenin ’uzman, aday, sözleşmeli, mevsimlik, vekil, ücretli" diye kategorilere ayrıldığı bir eğitim sisteminde başarısızlık, disiplinsizlik hiç de sürpriz olmamalı.

Millî Eğitim Müdürlükleri tarafından ’ücretli öğretmenlik (ücretli kölelik)’ ilanlarının basın yoluyla verildiği şu günlerde hiç kimseden ses çıkmıyorsa bunun da bir nedeni vardır.

Atatürkçülüğü ağzında düşürmeyenler de Atatürk’ün "Eğitimdir ki, bir milleti

hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti

kölelik ve yoksulluğa terk eder
" sözünü çoktan unutmuş olmalılar.

Sözün özü, işsiz 200 bin öğretmen saati 5 YTL’den bu ülkenin eğitimine hizmet etmeye hazırdır. Ama biz, ’ücretli bakan’ın ’ücretli öğretmen’leri olmak istiyoruz.

Erol KARADEMİR

GÜNÜN SÖZÜ

"(AKP’nin Anayasa taslağında örgütün kapatılma girişimlerine karşı) Yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi ve yargıyla ilgili konularda evrensel değerlere ulaşılması amacıyla, hukukun etkinliği, egemenliği ve üstünlüğü çerçevesinde faaliyet gösteren yargıç ve savcıların tek mesleki örgütü olan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) üzerindeki baskılar her geçen gün artmaktadır."

(YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu)

Kuğulu’da koku

SAYIN Bayer.... Öncelikle size teşekkür ederiz; bu sorunlar hepimizin sorunları.

Benim dile getireceğim sorun ise Kuğulu alt geçitlerindeki ’gaz kokusu’...

Öyle hafife alınacak, es geçilecek bir koku değil, sanki LPG tankınınnin içinden geçiyorsunuz. Lütfen yetkililere ulaşabilirseniz biz çok memnun olacağız. Yoksa bir gün Kuğulu kavşağında havaya uçacağız.

Ferda DURAK
Yazarın Tüm Yazıları