Türel: Çalma, çaldırma; para var

ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ziyaretime geldi.

Her bir Hürriyet yazarı bir ilin ‘velisi’ olurken ben Antalya’yı istemiştim. Geldi ve elindeki dosyayı gösterip ‘Sayın velim karnemi getirdim’ dedi.

Gülüştük.

Menderes Türel’i seçimlerden önce de çok desteklemiştim. Çünkü tanıyor, potansiyelini biliyordum. Türel’in elindeki dosyada ‘başlayıp bitirdiği’ işlerin listesi vardı.

11 aylık başkanlığı döneminde bitirdiği işlerin.

140 günde tam 4 köprülü kavşak inşaatını bitirmiş. 16.5 trilyonluk bu işler için hiç kredi kullanmamış, hükümetten tek kuruş almadan belediye imkánları ile yapmış.

Toplam 5 kilometre yağmur suyu drenaj sistemi olan ve bu nedenle her yağmurda göle dönüşen Antalya’ya 30 kilometre yağmur suyu drenaj sistemi eklemiş. Bugüne kadar toplam 300 kilometre olan kanalizasyon sistemi 600 kilometreye çıkarılmış.

5.5 ay içinde atıksu biyolojik arıtma tesisine 250 bin kişilik ek kapasite kazandırılmış ve atıkların denize dökülmesi engellenmiş.

Bunların yanı sıra rutin belediye hizmetlerinde iyileştirmeler yapılırken, sayfalar dolusu sosyal ve kültürel hizmet vatandaşa ulaştırılmış.

‘Peki Başkan, bütün bunları yaparken parayı nereden buldun. Arkanda hükümetin olması seni rahatlatıyor mu?’ diye sordum.

‘Arkamda hükümetin olması beni rahatlatıyor elbette ama para konusunda hükümetten hiçbir talebimiz yok. Her şeyi belediye kaynakları ile yapıyoruz. Daha fazlasını da yapacağız. Emin olun belediyelerin elinde kaynak var. Yeter ki, verimli kullanılsın’ dedi.

Ve bir slogan üretmiş, onu söyledi: ‘Çalma, çaldırma para her şeye yeter.’

Altyapıda bu hamlelerden sonra şimdi de Antalya’nın kent merkezini Türkiye’nin turizm başkentine yakışacak hale getirmek için kolları sıvıyor.

‘5 yıl sonra Antalya’yı tanıyamayacaksınız’ dedi.

Türel’in yaptıklarından açıkçası etkilendim.

Ancak bu kadar başarılı bir belediye başkanı olmak kolay değil.

Şimdi ayağından çekmeye başlayacaklar. Haberi olsun.

Bakan katliama ‘dur’ dedi

KEMERBURGAZ’daki orman katliamını yazınca, Orman Bakanı Osman Pepe hemen aradı.

‘Fatih Bey, madencilik şirketleri önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri’nden ruhsat alıyorlar. Sonra bu ruhsat bölgenin ormanlık olup olmaması açısından bize geliyor. Her gün aşağıdan yukarı gelen böyle yüzlerce izin talebini imzalıyoruz. Ben bunların hangisinde durum ne bizzat bilemem. Bölgeler inceliyor. Burada bir hata olduğunu sizin yazınızla gördük. İnceledik. Ve hemen durdurulması talimatını verdim. Gerekirse ÇED yönünden, gerekirse orman yönünden bunu iptal edeceğiz’ dedi.

Bu arada İstanbul’da orman köyü olmaması gerektiğini, İstanbul’daki tüm ormanları koruluğa çevirerek kesim ve tıraşlamanın önüne geçeceklerini söyledi.

Kilyos çevresindeki madenlerden dolayı atom savaşından çıkmış görüntüsü veren bölgelerin de hızla rehabilite edileceğini ekledi.

Bu yıl 250 milyon fidan, 10 milyar da sedir tohumu ekeceklerini anlattı.

Sonra da sözü benim ‘Ne Zaman Adam Oluruz’ köşesine getirdi ve alındığını söyledi.

Ben de ‘Siz ormanları yok etmiyor ve koruyorsanız hiç alınmanıza gerek yok’ dedim.

AKP’liler istifayı onaylayacak mı?

BİR
süredir köşemizin ‘daimi konuğu’ haline gelen AKP milletvekili Cemal Kaya dün milletvekilliğinden istifa etti.

Bence doğrusunu yaptı.

O dosyalar, o kayıtlarla orada oturması ‘ayıp oluyordu’.

Yine de bana sorarsanız o istifa etmeden ‘Ak Parti’ olma iddiasındaki bir partinin gereğini yapması daha iyi olurdu.

Kim bilir belki de, partinin yukarılarından bir yerlerden ‘istifa etmesi’ fısıldanmış olabilir. Ancak AKP içinden bazı milletvekillerinin tavrı bana ilginç geldi.

Bu istifanın ardından ‘Çok onurlu bir davranış’ diyorlar.

Bu sözlerin arkasındaki niyeti anlamak istiyorum.

Çünkü biliyorsunuz Kaya’nın istifasının geçerlilik kazanması için ‘TBMM Genel Kurulu’ tarafından ‘onaylanması’ gerekiyor. Bu sözler eğer ‘Partili milletvekilleri istifayı onaylamayacak’ ve Kaya milletvekili olarak kalmaya devam edecek anlamını taşıyorsa, bu istifa bir ‘danışıklı dövüş’ olmaktan ve günü kurtarmaya yönelik bir manevra olarak algılanmaktan öteye gidemez.

Ve Kaya, AKP’nin üzerinde ‘kara bir leke’ olarak kalmaya devam eder.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yanlış karardan cesaretle dönmenin adamlık göstergesi olduğunu unutmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları