Tufan Türenç: Geç kalan bombalar

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Yugoslavya mozaiğinin huzuru, Tito'nun ölümüyle bitmişti. Onun kişiliği, farklı etnik grupları bir çatı altında toplamaya ve birlikte huzur içinde yaşamaya yetiyordu.

O ölünce bu inanılmaz tılsım da bozuldu.

Ve kısa süre içinde Yugoslavya mucizesi çöktü gitti.

Tito'nun Yugoslavyası, federal bir cumhuriyetti. 6 federatif devletten oluşuyordu.

Bu yapının içinde Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Makedonya, Sırbistan ve Karadağ devletlerinden başka iki de özerk bölge bulunuyordu.

Kosova işte bu iki özerk bölgeden biriydi.

Yugoslavya'nın dağılması sırasında Slovenya, Hırvatistan, Makedonya ilk ağızda, Bosna-Hersek ise uzun ve kanlı çatışmalardan sonra bağımsızlıklarını kazandılar ve birlikten ayrıldılar.

Yugoslavya birliği içinde sadece iki cumhuriyet kaldı; Sırbistan ile Karadağ.

Nüfusunun yüzde 90'ını Müslüman Arnavutlar'ın oluşturduğu ve Sırbistan içinde özerk bölge olan Kosova'nın durumunda bir değişiklik olmadı.

Kosova, içişlerinde bağımsızdı ve kendi kendini yönetiyordu. Yargı, güvenlik ve eğitim sistemi kendisine aitti.

Kosova'nın ayrıca tarihten gelen çok önemli bir konumu var.

Osmanlı Padişahı Birinci Murat, Sırplar'ı bu topraklarda büyük bir yenilgiye uğratmış, ancak savaş meydanında şehit edilince Osmanlı ordusu Avrupa'nın içlerine doğru ilerleyememişti.

Bu nedenle Sırplar yenilgiyi hiçbir zaman kabul etmediler. Onlar hálá Osmanlı'yı Kosova'da durdurduklarına inanırlar.

Sırplar'ın bu topraklara olan aşkı işte bu tarihi olaya dayanır.

Kosova, Sırplar için vazgeçilmez bir aşktır ve kutsaldır.

* Ê* *

Sırplar'ın Kosova'ya olan tutkuları 1989 yılında Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç'in tarihi bir açıklaması ile yeniden canlandı.

Miloseviç, 24 Şubat 1989 yılında yaptığı bu tarihi açıklama ile Kosova'nın özerkliğini kaldırdığını bütün dünyaya ilan etti.

Bu, Kosova'nın idam fermanıydı. Çünkü özerklik ortadan kalkıyordu.

Onlar artık yüzde yüz Sırplar'ın egemenliği altına giriyorlardı.

Arnavutlar bunu kabul etmediler. Örgütlenerek bağımsızlık savaşına başladılar.

Çatışmalarda iki Sırp polis ölünce kıyamet koptu. Bunun üzerine katı bir ırkçı olan Miloseviç, Sırp kuvvetlerine saldırı emri verdi.

Bu emirden sonra Kosova'da katliam başlatıldı. Binlerce insan öldü, on binlercesi yaralandı. Yüzlercesi kayboldu ve yarım milyona yakını da yerlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldı.

* Ê* *

Miloseviç katı bir milliyetçiydi ve etnik gruplara karşı acımasızdı.

Onun açısından bakılınca Kosova'ya sahip olmak Sırp milliyetçiliğinin vazgeçilmez bir tutkusuydu.

Bu katılıkla Kosova'da etnik arındırma politikasını en acımasız şekilde başlattı.

Bütün dünya, Müslüman Arnavutlar'a karşı uyguladığı soykırımı durdurması için onu uyardı.

Ama ne yapıldıysa da Miloseviç'in gaddarlığı önlenemedi.

Sonunda NATO, Kosova'daki katliamı durdurmak ve bu alevin bölgeye yayılmasını önlemek için bombardımana başladı.

Bu bombardıman, Sırp milliyetçiliği ile gözü dönmüş Miloseviç'i yola getirebilir mi?

Bu sorunun yanıtını bütün dünya merakla bekliyor.

Batı, Bosna-Hersek'te insanlığa büyük acılar çektiren, onca insanın ölmesine sebep olan bu kasabı affetmenin faturasını ödüyor.

Aslında Batı ödemiyor, o bölgede yaşayan zavallı insanlar ile onlarla gönül bağı olanlar ödüyor.

Bosna-Hersek'te olduğu gibi Kosova'da da yine tek suçlu Avrupa'dır.



Yazarın Tüm Yazıları