Teniste bölgesel önem

SON yazımda Tenis Federasyonu’nun artık özerk olmasından dolayı maddi kaynak, yani sponsor arayışına girmesi gerektiğini, hedeflenecek kitlenin de VTB (Veteran Tenisçiler Birliği) olduğunu aktarmıştım.

Bugün ise federasyonun Türk tenisini ne şekilde organize etmesi gerektiğine değinmek istiyorum. Zaten anlatacaklarım teniste iddialı olan birçok Avrupa ülkesinin başarıyla sürdürdüğü modeldir.

Konuya şöyle 20-25 sene öncesinden başlamak istiyorum. O dönemlerde bölgelerde tenisten sorumlu olan kişilere, ‘İl Tenis Ajanları’ deniyordu. Bunlar, büyükler, gençler (O zamanlarda 18 yaşın altındakilerine gençler denirdi, yaş grupları yoktu) bölge turnuvaları organize ederlerdi. Sonuçlara göre bölgesel klasmanlar oluşturulurdu.

Federasyon temsilcilikleri

Bunun dışında raket, top, tel ve diğer ihtiyaçları kısmen federasyondan, birazını kulüplerden, hatta eş dosttan temin ederlerdi. Daha sonra ‘İl Tenis Ajanları’ değimi ‘İl Tenis Temsilcisi’ olarak değiştirildi. Günümüzde il tenis temsilcilerinin ne yazık ki, birkaçı faal ve bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ancak çoğunun varlıkları bile belli değil.

Peki şimdi ne yapılması gerekir? Federasyonun, fazla zaman kaybetmeden Spor Müdürlükleri’ne bağlı olan il temsilcilerini, kendi bünyesine alması gerekiyor. Yeni adları federasyon temsilcisi olabilir. Türkiye haritasını birkaç ana bölgeye ayırarak bu temsilciliklere profesyonel, yani maaşlı birer idareci ve antrenör görevlendirecek. İdareciler, kulüplerle olan diyalog, bölge turnuvaları ve klasman gibi konularda faaliyet gösterecek. Bölge antrenörü de kulüplerdeki tenis antrenmanlarını denetleyecek.

Belirli tarihlerde bölgenin en iyi çocuklarını biraraya getirip, bölge antrenmanı adı altında ek eğitim sağlayacaktır. Federasyon temsilcilerinin en önemli görevleri arasında ise TENİS-OKUL projelerini hayata geçirmek yer almalıdır. Böylece okullarda tenis sporunun temel eğitimi verilecektir. Okul eğitimini de bölge antrenörü üstlenebilir. Bölge temsilcileri, her ay faaliyet raporlarını merkeze, yani federasyona gönderecektir.

Merkez neresi olacak?

Konu merkezden açılmışken gündeme şu soru geliyor: ‘Türk tenisinin merkezi neresi olacak?’ Spor teşkilatının ve bürokrasinin olduğu Ankara mı? Yoksa 2005 Üviversite Oyunları için İzmir’de inşaatı süren ve oyunlardan sonra federasyona devredilecek uluslararası standartlardaki tesisin İzmir’de olmasından dolayı İzmir mi? Veya tenisin en güçlü bölgesi İstanbul mu?

Kararı verirken, artıları eksileri iyi tartmak gerekecek. Evet, ideal sistem ortada. Bence bu sistem ile Tenis Federasyonu bugüne kadar pek başarılı bir şekilde denetleyemediği federe kulüpleri de daha iyi kontrol etme imkanına sahip olacak. Çünkü, federe kulüp diye ortaya çıkan, ancak Türk tenisine hiçbir fayda sağlamayan onlarca kulüp var.
Yazarın Tüm Yazıları