Telekritik

Selim AKÇİN
Haberin Devamı

Rakamların dili

Ekranın sağ üst köşesinde bazı rakamlar var. Kanal atv, program Ali Kırca'nın haberleri. İzin verirseniz bu girişten sonra uzun bir parantez açayım. Çünkü konumuzun paranteze ihtiyacı var.

Bu köşeyi okuyanlar belki hissetmiştir, hissetmeyenler için açıklayayım. Ekrandaki bazı isimlere özel özen gösteririm. Bir talk showcu, haberci, belgesel yapımcısı ya da yarışma sunucusuna. Bu özenin ‘‘torpil’’ olmadığını tahmin edersiniz. Hiçbiriyle özel tanışıklığım olmadığından, bu özen onların ekrandaki performansına, duruşuna ve diğer kriterlere bağlıdır. Ali Kırca da özenimden hissesini alır. Hem haberleriyle hem meydanıyla.

Bu işin birinci perdesi. İkinci perde şu. 2000'e bir yıl kaldı. Şimdilik tek olumsuzluk, bilgisiyar sisteminin çökeceği yolundaki kehanetler. Kimbilir belki bu milenyum aynı zamanda hırsızlığın, cinayetlerin, eşitsizliğin ve dünyadaki kötü kavramların çoğunun da çöküşü olacak.

Bu yeni bir bin yılın başlangıcı insanlık için önemli. Düşünsenize insan kaç kez bin yılın başını yaşar, görür. Belki de bu yüzden, milyonlarca insan Mısır Piramitleri'nin içinde 2000 yılını karşılamak için rezervasyonlarını yaptırdı, yer yok. Herkes 2000 yılından bir şeyler umuyor. İşte yazının başında işaretini verdiğim, atv ana haberdeki rakamlar da 2000 yılına kaç gün kaldığını gösteriyormuş. Oysa haberleri aynı ortamda izlediğim arkadaşlarım rakamlar üzerine şu yorumları yapmışlardı; hükümetin kurulamayışının, Metin Göktepe cinayetinin hala meçhul kalışının, gözaltında kaybolanların bulunamayışının, Susurluk'un çözülemeyişinin, herkese eşit özgürlük için bir çalışmanın başlangıcının. Hepsi yanıldı.

Onların ve benim yanılgıma rağmen özenimden bir şey eksilmedi. Yalnızca Kırca'nın yaşadığı topraklara bu kadar uzak olmadığını bildiğimden, 2000 yılı gibi çook çook uzak bir umudu ekrana taşımasından mustaribim.

Umarım anlatabilmişimdir.



Yazarın Tüm Yazıları