Japonya’nın faks makinelerine olan fantezisi

Japonya denilince akla ilk gelenlerden biri şüphesiz ileri teknoloji. Ancak 20. yy’dan kalan bir teknoloji olan faks makineleri halen Japonya’da yaygın bir şekilde kullanılıyor.

Haberin Devamı

Japonya’nın 78 yaşındaki Bilgi Teknolojileri Bakanı Naokazu Takemot, resmi bir web sitenin son birkaç aydır görüntülenememesi nedeniyle alay konusu olmuştu. Tüm dünyada yüksek teknoloji imajıyla bilinen Japonya’nın bu durumu, yein soruları beraberinde getirdi. Panasonic ve Mitsubishi gibi dünya devlerine ev sahipliği yapan Japonya, tüm bunlara rağmen küresel dijitalleşmede geri planda kalıyor. Hatta New York Times’a göre Japonya’da ‘yazılım güncellemesine’ ihtiyaç var.

Buna biraz da tekno-oryantalizm yönüyle bakacak olursak, Japonya’da 20. yy’dan kalan bir teknoloji olan faks makinelerinin halen çok yoğun bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Faks makineleri, kişisel mühürler taşıyan kağıt belgelerde ısrarın devam ettiği birçok Japon ofisinde hala bir demirbaş listesinde yer alıyor. Japonya'nın faksa en erken ve en önemli yatırımlarından biri, Berlin Olimpiyatları vesilesiyle 1936'da gerçekleşti. Tokyo ve Berlin arasında sadece olayın resimlerini değil, aynı zamanda Hitler'den Nippon Electric'e resimli mektup göndermek için telefotoğraf ağı kuruldu. O günden bugüne Japonya’da tüm dijitalleşme çabalarına rağmen faks makineleri yoğun bir şekilde kullanılıyor.

Haberin Devamı

1990'ların “kayıp on yılı” sırasında, Japonya ekonomisi bir resesyona girdi ve ardından küçüldü. Yaşlanan bir nüfus ve belirgin cinsiyet ve gelir eşitsizliği günlük manşetlere konu oldu. Bu açıdan bakıldığında, yavaş dijitalleşme, ekonomik mucizesinin sona ermesinden bu yana ülkeyi saran genel bir rahatsızlığın yalnızca bir göstergesi diyebilirim. Fantezi ve gerçeklik arasındaki uçurum genişlese bile, Japonya'nın yüksek teknoloji imajı, popüler hayal gücünün ayrılmaz bir parçası olarak kaldı. Japonya’nın faks makineleri ile olan aşk ilişkisi, ülkenin dijital öncesi geçmişe saplantılı olduğunu gösteriyor.

Japonya’da zorlu dönemle birlikte amaç; “Oitsuke oikose” – “yakala ve geç” gibi sloganlarda ifade edildiği gibi, yerli endüstriler yaratmaktı. ‘Tekno milliyetçilik’ Japonya’nın bu alanda ilerlemesinde temel güdü oluşturdu. 1930’larda ortaya çıkan “gijutsu hōkok” yani “ülkeye teknoloji yoluyla hizmet” anlayışı da etkili Japonya’nın ileri teknoloji imajında etkili rol oynadı. Aslında dev markalar çıkarmayı başaran ve üretimde yeni bir dönemi başlatan Japonya, bu alanda öncülük etti. Ancak nüfusun yaşlanması gibi çeşitli etkenler, Japonya’nın teknolojide artık eski parlak günlerindeki gibi olamamasında önemli bir rol oynuyor.

Yazarın Tüm Yazıları