Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Bu nasıl VIP'lik

Sabah Gazetesi'nde Can Ataklı bir süreden beri havaalanlarındaki VIP salonlarına, yani çok önemli insanların giriş çıkış yaptığı yerlere kafayı takmış durumda.

Son derece de haklı.

Bu VIP salonları aslında devlet için çalışan, zamanı da değerli olan insanlar için ayrılmış yerler.

Hem zamandan tasarruf sağlıyor, hem de kimi öncelikler...

Buralardan kimlerin faydalanabileceği de, yönetmeliklerde belirlenmiş.

Fakat bizdeki VIP salonları oraların başındaki görevlilerin önceliklerine göre kullanılıyor, yönetmeliklere göre değil.

Önceki gün Ankara'ya giderken yaşadıklarımı anlatayım da rezaleti görün.

Erken gittiğim için uçağa ilk binenler arasındaydım.

Camdan gelenleri izliyorum.

Her zaman olduğu gibi, VIP'leri getiren otobüs son anda uçağa yanaştı. Önce Güneş Taner'i gördüm. Yanında tanımadığım birkaç kişi daha... ‘‘Herhalde mühim birileridir. Tanımıyorum ama...’’ diye düşünürken, bir de ne göreyim, aralarında Memduh Bayraktaroğlu...

‘‘O kim?’’ diyeceksiniz.

Söyleyeyim. Bir dönem Akşam Gazetesi'nde yazıyordu. Çiller'in yağcısıydı.

Sonra hükümet değişti. Taner'in yağcısı oldu. Fakat bu onu kovulmaktan kurtaramadı.

1 yıllık gazetecilik hayatı sona erdi.

Gazeteci olmadan önceki durumu ise karanlık. Galiba mali müşavirmiş ve çek-senet sahtekârlığından sabıkalı olduğunu Kanal D Haber ortaya çıkarmıştı.

O Memduh Bayraktaroğlu da VIP otobüsünden inmez mi?

Aynı Memduh Ankara'ya varışımızda da VIP otobüsüne kurulup paşa paşa gitti.

Bu arada Türkiye'ye milyonlarca dolar döviz kazandıran, yurtdışında Türkiye'yi sanayi ve ticaret alanında başarıyla temsil eden pek çok kuruluşun yönetimindeki işadamı Hasan Arat, VIP otobüsüne binmeye tenezzül etmiyordu.

Dönüşte de Turgut Yılmaz'ın eşi uçaktaydı. O da VIP'te değil, normal yolcu salonundaydı. Doğrusu buydu, ama bize garip geliyordu.

Benim gerçek VIP'lerden bir ricam var.

Bu salonlar artık şeref değil, şerefsizlik salonu oldu.

Ya VIP'liklerini kullanıp bu salonları adam etsinler... Ya da onlar oraları hırsıza, dolandırıcıya, üçkâğıtçıya bıraksınlar...

Şeriatçı yayınlar izlenmiyor

MGK, RTÜK'ü şeriatçı yayın yapan radyo ve televizyonlara frekans tahsis edilmemesi konusunda uyarmış.

Benim bildiğim RTÜK, bu konuda daha önce de uyarılmıştı.

Çünkü RTÜK, Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun düzenine karşı her gün söven radyo ve televizyonları değil, bu ülkenin geleceği için iyi bir şeyler yapmaya çalışanları izliyor ve cezalandırıyordu.

Her gün bana pek çok telefon geliyor.

Çoğu şeriatçı pek çok radyoda, bu devlete sövüyor.

İlk zamanlar ben bunları RTÜK'e aktarıyordum.

Ancak daha sonra bunun beyhude bir uğraş olduğunu gördüm.

Çünkü RTÜK o alçaklarla uğraşmıyor.

Tam aksine, onlara hoşgörüyle yaklaşıyor.

MGK acaba RTÜK'ü bu konuda da uyarır mı?

Muhalefet yine Meclis dışında

DİSK ve ÖDP yine ağırlıklarını koyuyorlar.

ÖDP dokunulmazlıklara karşı sembolik referandumu başlattı.

İstiklal Caddesi'ne sandığı koydular.

Yüzde yüzlük bir oranda ‘‘Dokunulmazlıklar kaldırılsın’’ çıkmazsa, hile var diyeceğim.

DİSK ise çalışanların haklarını korumak için önümüzdeki günlerde İstanbul'dan Ankara'ya doğru bir yürüyüş başlatıyor.

Meclis'teki muhalefetten ise ses yok.

Ben önce İstiklal Caddesi'ne gidip oyumu atacağım. Sonra da vaktim elverdiğince, DİSK'in yürüyüşüne katılacağım.

ÖDP'den ricam ise, bu sandık eylemini yaygınlaştırmaları...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Muhalefetle, terbiyesizlik karıştırılmadığı zaman.

Yazarın Tüm Yazıları