Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

O şarkı bitti beyler

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün cumhuriyet için yürüyen milyonları içine sindiremedi.

Türkiye'nin her yerinde toplanan milyonlara karşı, aynı gün yaptığı konuşmalarda kin kustu...

Cumhuriyet lafını, özgürlük lafını, demokrasi lafını ağzından düşürmeyenin ne menem bir demokrat ve cumhuriyetçi olduğu ortaya çıktı böylece.

Siz bunların zeki göründüğüne bakmayın. Çok kolay açık verirler.

Çünkü zeki değil, şark kurnazıdır hepsi.

Türbanın siyasal bir simge olarak kullanıldığını söyleriz, ‘‘Hayır, biz türbanı inanç özgürlüğü için savunuyoruz’’ derler. Sonra ortaya çıkıp, onun bayrakları olduğunu, cumhuriyete karşı kalkışmanın sembolü olduğunu itiraf ederler.

Cumhuriyetçiyiz derler, cumhuriyet için yürüyenlere bir küfür etmedikleri kalır.

Sonra da ‘‘Bu şarkı burada bitmez’’ derler.

O şarkı dediğiniz her neyse bitti beyler.

Dün milyonlar başka bir şarkı söylüyordu. 75 yıldır ezberlediğimiz, can-ı yürekten söylediğimiz bir şarkıyı...

Siz ise cumhuriyetçilere sövüyordunuz.

Aynı saatlerde Aksaray'da bayraklara saldıran PKK'lılar gibi...

Aranızda pek bir fark olmadığını bu millet biliyor.

1924'te de öyleydiniz,bugün de...

Çillerler'in kefili kim?

Çiller'in varlığını neredeyse unutacaktık ki, İsviçre bankalarından aldıkları 3 milyon dolarlık kredi ortaya çıktı.

Çillerler ifade verdikleri komisyonda kredi kullanıp kullanmadıkları yolundaki soruya ‘‘Hatırlamıyoruz’’ yanıtını vermişlerdi.

Hatırlamadıkları miktar 3 milyon dolar. Neredeyse 1 trilyon lira.

Kimbilir ne kadar paraları var ki, 3 milyon doları hatırlamıyorlar.

İlginç olan, bu paranın neye dayanarak verildiği.

Bankalar, hele hele İsviçre bankaları kimsenin sarı saçı, kara gözü için kredi vermezler.

Bunun mutlaka bir karşılığı olmalı. En azından güvenilir bir kefil.

Çillerler'in kefili kim acaba?

İsviçre ve Lüksemburg'dan alınan kredi, tam Tansu Çiller'in başbakanlığına rastlıyor.

Birileri şöyle bir araştırsın bakalım, o dönemde, yani 1993-95 arasında herhangi bir devlet bankası, İsviçre ve Lüksemburg'daki bankalara para yatırmış mı?

Ya da bu bankalara kefalet vermiş mi?

Bu arada özel bankalar ile bu iki banka arasındaki ilişkilere de bir göz atılsın.

Ne bileyim, bir devlet bankası buradaki bir özel bankaya para yatırmış, o özel banka da gidip Çillerler'e İsviçre ve Lüksemburg'da kefil olmuş olabilir.

Bu bilgilere ulaşmak zor olmasa gerek.

Biz mi dedik bakire diye?

Bakan Işılay Saygın çıkıp ‘‘Ben bakireyim’’ diyor.

Bu anlamsız açıklamayı ‘ti’ye alan televizyon programına ceza veriliyor.

Dünyanın neresinde olursa olsun, böyle saçma sapan bir açıklama yapan bakanla gırgır geçilir.

Amerikan televizyonlarında Clinton'la sabahtan akşama gırgır geçiyorlar. Çünkü aptalca işler yapmış.

Burada da Işılay Saygın'la gırgır geçilir, çünkü o da anlamsız bir açıklama yaptı.

Bize ne bakanın bekâretinden. Kız olsa n'olur, kadın olsa n'olur!

Ama hanımefendi kasıla kasıla açıklıyor ‘‘Bakireyim’’ diye.

RTÜK hangi hakla kapatıyor Kanal D'yi, anlamak mümkün değil.

Bizzat Işılay Saygın söylemiş bakireyim diye.

Yoksa Levent Kırca'‘‘Toplumu yanıltıcı yayın yapmak ve yalan haber yayımlamak’’ suçundan mı kapattılar acaba?

Özel uçak, başbakan yedi

Siyasilerin, işadamlarının uçaklarıyla gezmelerini eleştiren yazıma Almanya'dan bir örnek geldi.

Almanya'nın Baden Württemberg Eyaleti'nin eski Başbakanı Lothar Spatt, Singapur Hükümeti'nin daveti üzerine, oradaki bir fuara katılmak üzere Singapur'a gider.

Aynı fuara Siemens şirketinin yöneticileri de gitmektedir ve Başbakan, Singapur'a Siemens'in uçağı ile uçar.

Başbakan'ın Singapur'a Siemens'in uçağı ile gitmesi eyalet parlamentosunda eleştirilince, başbakan eleştirileri haklı bulur ve özür dileyerek hem başbakanlıktan, hem de milletvekilliğinden istifa eder.

Hal böyle olunca Almanya'da çetelerle mücadele edilmez, çünkü çeteleri oluşturacak bir ortam oluşmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

En rahat koltuğun, hak edilen koltuk olduğunu anladığımız zaman.



Yazarın Tüm Yazıları