Teke tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Sola sivil takviye gerek

CHP ve bu partiyi yöneten kadrolar, günlük siyaset ve ayak oyunlarıyla partinin oy potansiyelini artırmaya ve partiyi iktidara taşımaya çalışıyorlar.

Beyhude bir uğraş.

Bütün partilerin giderek birbirine benzediği Türkiye'de bu yolla oy artırmak mümkün olmadığı gibi, bu yolla artırılacak oya güvenip siyaset bina etmek de mümkün değil.

En canlı örnek yine CHP.

Refahyol döneminde yüzde 20'lere ulaşan CHP oyları, Anasol D döneminde mum gibi eriyerek, şimdilerde yüzde 10'lara kadar düştü.

Bu gidişle daha da düşecek gibi.

İngiltere başta, Avrupa'da yükselen solun Türkiye'deki solu umutlandırması ise sadece beyhude bir umut.

Çünkü Avrupa soluyla, özellikle de İngiliz İşçi Partisi ile Türk solu arasındaki benzerlik, muz ile ayva arasındaki benzerlik kadar.

Peki Türkiye'de sol nasıl yükselir?

Her gün seçim istemekle ve kararsız bir tavır sergilemekle yükselmeyeceği ortada.

Adnan Keskin'in küpüne zarar veren çıkışlarıyla da yükselmeyecek.

Türk solunun önünde yükselme için tek umut var.

Önde gelen sol partiyi, yani CHP'yi yıkıp yeniden inşa etmek.

Bu inşaatı yaparken de, kumdan, kireçten, demirden, çimentodan çalmamak.

Ayrıca da, kumdan çimentodan, kireçten, demirden korkmamak.

Yani İngiliz İşçi Partisi'nin yükselişini örnek alırken, bu partinin yapılanmasını da örnek almak gerek.

İngiliz İşçi Partisi, sivil toplum örgütlerini, daha doğrusu sendikaları, siyasete doğrudan entegre etmeyi en iyi başaran parti.

Partinin hem insan, hem de parasal gücünün önemli bir bölümü sendikalardan sağlanıyor.

CHP, Türkiye'de bunu daha da yaygın bir halde yapabilir.

Bugün, eski görüntüsünden çok uzakta, akılcı bir şekilde siyasete müdahale eden DİSK'e, Türk İş içindeki sol kanada CHP içinde belirli kontenjanlar tanımak partiye zarar vermez.

Yalnızca sendikalara değil, siyasete yerinde müdahaleler yapan TOBB, TÜSİAD gibi patron kuruluşları içindeki sol görüşlere dahi, CHP'nin kapısı açık olmalı.

TMMOB gibi, KESK gibi, ÇYDD gibi etkin sivil toplum kuruluşları da CHP çatısı altında legal olarak yerini bulabilmeli.

Üstelik de kişi bazında değil, örgüt bazında bulabilmeli.

İlçe örgüt yönetimlerinde, il yönetimlerinde, genel merkez yönetimlerinde sivil toplum kuruluşlarına kontenjan ayrılmalı.

Ayrılan bu koltuklar göstermelik olmamalı. En azından yüzde elliye varan bir oran sivil toplum örgütlerine verilmeli.

Türk solu o zaman sol olur.

Belki o zaman ANAP'tan, DYP'den farklı olur.

Belki o zaman Türk solu adam olur.

İşkencenin ucu cebe dayanacak

Nike spor malzemeleri firmasının Uzakdoğu'daki fabrikalarında işçilere kötü muamele etmesi, köle gibi davranması, olayın vuku bulduğu ülkede değil, Amerika'da tartışma konusu olmuş.

Amerikan mahkemeleri, insanlık dışı uygulamaları nedeniyle, şirketi yargılıyorlar.

Nike'ın yediği halt, şirkete mahkemeye düşme dışında zararlar da verecek.

Toplumsal tepki Nike'ı sarsabilir.

Bu durum reklamcılıkta Batı'da uygulanmaya başlanan yeni konseptin doğruluğunu da gösteriyor.

Rekabetin arttığı ve firmaların kalite standardında birbirine yaklaştığı, hatta eşitlendiği ortamda, ahlaki değerler öne çıkmaya başlıyor.

Bilinçli tüketiciler, aldıkları ürünün kalitesinden emin olmaya başladıkları için, ürün seçiminde yeni kriterlere yöneldiler.

Bunların başında çevreye saygı, doğa dostu olma, insan haklarına bağlı ve duyarlı, sömürü karşıtı olma ve bu konularda duyarlı ülkelerde üretilmiş olma gibi değerler geliyor.

Türkiye'nin önümüzdeki on yılda ticari açıdan dışa açılmadaki handikapı bu olacak gibi görünüyor.

Bu aslında umut verici durum.

İşkencenin, copun acısı yalnızca garibanın sırtında değil, kapital sahibinin cebinde de hissedilirse, yanlışlık daha iyi anlaşılacak.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Liderlerin değil, fikirlerin peşinden gittiğimiz zaman.













Yazarın Tüm Yazıları