Taze siyasetçiye hemen söylenmesi gerekenler

İKİ: Birinin emri altına girmeyi kişiliğine yediremeyeceksen hemen kaç...

ÜÇ: Başarının yalakalık adı verilen bir kritere bağlı olduğu tuhaf bir alana adım atmış durumdasın... Yapısal açıdan uyum sağlayamayacaksan hemen uza...

DÖRT: Fikirlerini özgürce açıklamaya meraklıysan, bil ki fikirlerini özgürce açıklamanın en sakıncalı olduğu yere girmiş durumdasın... Yol yakınken hemen dön bence...

BEŞ: Disipline olamıyorsan, kafana göre takılıyorsan, bir de iş bitiremiyorsan muhteşem bir zarar seni bekliyor... Hemen karar verme, bir daha düşün istersen...

ALTI: Bundan sonra tek amacın yeniden seçilmek olacak... Bunun için de liderinin elinde “imamın elindeki ölü” gibi olman gerekecek... “N’ayır, n’olamaz” diyorsan hemen fırla...

YEDİ: Yükselirsen ayağından çekerler... Düşersen üstüne basarlar... Ortada kalırsan unutulursun... Vahşi bir ormana girdin... İyi bir avcı değilsen hemen “Hadi bana eyvallah” de...

SEKİZ: Parmak indirip kaldırma oyunlarıyla oyalanabileceğini düşünmüyorsan bu iş sana göre değil... Kaç hemen...

DOKUZ: Karşı partinin her yaptığına kötü derken, içinden “Ne yapıyorum ben yahu” diyeceksen asla huzur bulamazsın... Mutlu olmak için hemen müsaade iste...

İmam hatiplerin önü neden açılmamalı

Çünkü... İmam hatiplerin önünün açılması, memleketimizde anayasal güvence altında olan din eğitimi ve öğretimi sorununu çözmeyecek, boşluğun olduğu gibi devam etmesine yol açacaktır.

Çünkü... Çocuklarını imam hatiplere gönderemeyen, ancak çocuklarına esaslı bir din eğitimi verdirmek isteyen anne ve babaların taleplerine karşılık aranmayacaktır.

Çünkü... “Sokakta başka hayat / Mektepte başka hayat” adını verebileceğimiz kültürel soruna hiçbir çözüm üretilmiş olmayacaktır.

Çünkü... Bir palyatif çözüm olan imam hatip mektepleri, yine palyatif çözüm olarak kalacaktır.

Çünkü... Tartışmalar bitmeyecek, imam hatiplerden rahatsız olan başka bir iktidar işbaşına geldiğinde yasal boşluklardan yararlanılarak yine bu mekteplerin hakları gasp edilecektir.

Çünkü... İdare-i maslahat çözüm olamaz... Köklü reforma ihtiyaç vardır.

Bolu Valisi’ne benden ikinci selam

BOLU Valisi Halil İbrahim Akpınar, demokrat çıkışını sürdürmüş.

O kadar şahlanmış ki...

Başbakan’ın, bakanların, AKP’li milletvekillerinin, hatta yandaş medya mensuplarının bile dile getirmekten korkacakları talepleri dile getirmiş...

Şunları talep etmiş Vali: Genelkurmay Başkanı üçlü kararnameyle atanmalı... Jandarma gözden geçirilmeli... MGK kaldırılmalı... Askeri Yargıtay kaldırılmalı... Anayasa Mahkemesi üyelerinin en az yarısı parlamento tarafından seçilmeli... Siyasi partiler kapatılmamalı... TSK İç Hizmet Kanunu değişmeli...

Bense bu kadar radikal çıkış yapan Vali Bey’imizin, neden “kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılmalı, vergi sistemi tarafsızlaştırılmalı, Siyasi Partiler Kanunu değişmeli, liderler sultasına son verilmeli, ihale düzenine el atılmalı, atama sistemi gözden geçirilmeli” türünden taleplere yer vermediğini merak ediyorum.

Okur mesajlarından nefretimin altı nedeni

BİR: “Herkese çakıyorsun, sıkıysa falancaya da çaksana” türünden çocuksu coşkulara yer verdiğinden dolayı...

İKİ: “Gladyatör dövüşü” meraklarını bizim üzerimizden tatmin etmeye çalışanların nafile çabalarından dolayı...

ÜÇ: Hakkımda yazılmış en zekadan yoksun yazıyı, “Akif Beki sana amma da çakmış ha” notuyla göndererek beni ifrit edeceğini düşünen kindar okura maruz kalmaktan dolayı...

DÖRT: Her üç yazısından birinde “Ben bir döneğim ve bununla iftihar ediyorum” diye yazan adama “dönek” demenin incitici olabileceğini düşünen safdillerin varlığını gördüğüm için...

BEŞ: Mesaj göndermek suretiyle kurulan tek taraflı ilişkinin, mutlak surette karşılık bulması gerektiğini sananların ısrarcılığı yüzünden...

ALTI: İçinde “Fethullah Gülen” geçen yazıya otomatik portakal gibi yanıt vermenin, altından ırmaklar akan cennete gitmenin bir yolu olduğunu düşünlerden dolayı...