Taşıt tutmasından etkilenmemek için

Taşıt tutması otobüs, gemi, uçak seyahatlerini eziyete, hatta kabusa çevirir. "Hareket hastalığı" da denen taşıt tutması çocukları ve kadınları daha fazla etkiliyor.

İç kulak, gözler, kas ve eklem reseptörlerinden beyine ulaşan çelişkili bilgilerin yol açtığı taşıt tutmasını kesin olarak ortadan kaldırmak güç olsa da baş etmek mümkün.

NİKOTİN, KAFEİN TUZ CIZZZ

Seyahat öncesinde bulantıyı artıracak sindirimi güç, yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmak ve tok karnına seyahat etmek alınabilecek ilk önlem. Yine seyahat sırasında kötü kokulardan uzak durmak gerekir. Sigara, ağır yemek ve mazot kokusu mide bulantısını artırır.

Nikotin, kafein ve tuz gibi dolaşımı bozan ürünlerden olabildiğince kaçının. Ani baş hareketleri yapmamaya çalışın. Kitap okumayın, araç tutması olan kişilerle konuşmayın ve onu izlemeyin. Vücudun aracın hareketini iç kulak ve gözleriniz tarafından aynı şekilde algılanabileceği yerde oturun.

GİDİŞ YÖNÜNDE OTURUN

Kesinlikle gidiş yönüne ters yöndeki koltuklara tercih etmeyin. Seyahat boyunca araç tutmasını aklınıza bile getirmeyin. Düşüncesi bile strese yol açar. Stres de damarlarda spazm yaratacak şikayetlerin oluşumunu kolaylaştırır.

İLAÇ DESTEĞİ İŞE YARIYOR

İlaç desteği alabilirsiniz. Ancak yolculuğa çıkmadan ilaçları almak önemli bir detay. En sık kullanılan ilaçlar antihistaminikler ve mide bulantısını önleyici ilaçlar. Daha ciddi vakalarda sinir sistemini sakinleştirici ilaçlar da doktor kontrolünde alınabilir. Bulunabilirse, kulak arkasına yapıştırılan bantların (scopolamine) da yararı olabilir.

Deniz yolculuklarında sık görülüyor

Her üç kişiden biri hayatında en az bir kez hareket hastalığına yakalanmıştır. Motorlu taşıtlarda sorundan etkilenen yetişkinlerin oranı yüzde 3-5. Çocukların ise yüzde 10. Teknenin ebadı, seyahat süresi ve hava şartlarıyla doğru orantılı olarak bu oran deniz yolculuklarında yüzde 25-30’lara çıkıyor.

İlk belirtiler: Soluk yüz, esneme ve uyuklama

Ciddi sonuçlara yol açmayan araç tutması geçici bir hastalıktır ve tıbbi bir bozukluğun ifadesi değildir.

Yüzde solukluk, esneme ve uyuklama ilk belirtilerdir.

Daha sonra baş dönmesi, bulantı, kusma, vücut ısısında düşme, taşikardi, solunumun hızlanması ve göz bebeklerinde büyüme görülür.

Günlerce süren konsantrasyon bozukluğu, başta boşluk hissi, sürekli uyuklama arzusu ve migren türü ağrılar hastanın tatilini zehir etmeye yeter de artar bile.
Yazarın Tüm Yazıları