Tarımda popülizme dönüş korkusu

Geçen hafta Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile yaptığımız sohbette, tarıma dönük önümüzdeki dönem planlarını dinlemiş ve bu köşede bir kısmını aktarmıştık.

Yazıya gelen tepkilerden anladığımız kadarıyla, bir süredir çağdaş standartlara ulaşma çizgisine girmiş olan sektörde, "tarım alanında popülizme geri dönülmesinden" korkuluyor. Dolayısıyla "Bundan sonra tarımda ağırlığın pazarlama ve kooperatifleşmeye verileceği" yolundaki Bakan Eker’in mesajına çok temkinli yaklaşılıyor.

Sektörle ilgili çağdaş görüşlerine güvendiğimiz, bir-kaç yetkiliyle, yapılmak istenenleri tartıştık. Bir yetkili, "Sorunun pazarlama eksikliğinden çok maliyet ve verim sorunu olduğunu" söyledi. Başbakan’ın yakınan çiftçiye verdiği tepkiyle gündeme gelen narenciyede de, son dönemde sıkça sözedilen sütte de, mevcut üretim maliyetlerinin çok yüksek olduğunu ve buna rağmen uluslararası standartlarda üretim yapılamadığını kaydeden aynı yetkili, "yani pazarlamadan önce asıl sorunun üretimde, verimlilikte olduğunu görmek gerektiğini" söyledi.

Aynı yetkili teşhisin yanlış olduğunu, yanlış teşhis üzerine çözüm üretmeye kalkışıldığında da yapılacakların sorunu çözmeyip, ağırlaştıracağından korktuklarını söyledi.

Bir başka yetkili ise bir süredir AKP Hükümeti’nin tarım kesiminde yeniden popülizme dönüş eğilimi gösterdiğini kaydetti. Mehdi Eker’le birlikte bu eğilimin güçlendiğini kaydeden aynı yetkili, "Belki de Sayın Sami Güçlü bu nedenle alınıp, yerine Mehdi Eker getirildi" yorumunu yaptı.

Tarımdaki kaynakların, "seçilen siyasi bölgelere aktarılarak heba edilmesinden korktuğunu" kaydeden yetkili, bunun örneklerini görmeye başladıklarını, pazarlama desteklerinin gündeme getirilmesine, "siyasi yatırımların bir aracı olarak kullanılmasından kaygı duydukları için" temkinli yaklaştıklarını ifade etti.

Son dönemde bu destekler kapsamında özellikle Trakya bölgesinde süt için bazı köylere "süt soğutma tankları" dağıtıldığını kaydeden bir başka yetkili ise, "Bu teşvik, gördüğümüz kadarıyla, köylerdeki kooperatif yöneticilerine ’alın şu parayı gidin tank alın’ biçiminde oluyor, tankların olduğundan çok daha yüksek fiyatlara alındığını duyuyoruz" dedi. Aynı yetkili, "İşin garip yanı zaten büyük süt ürünleri üreticileri köyleri, kooperatifleri kendilerine bağlamak için o yörelere ücretsiz olarak süt soğutma tankları vermişlerdi, yani tankların olduğu kooperatiflere yeniden tank veriliyor" diye konuştu.

MÜSTEŞAR ÖĞÜT BÜYÜK KAYIP

Dolayısıyla, AKP Hükümeti’nin yaklaşan seçimin de etkisiyle, çağdaş kılıflara büründürerek, tarım teşviklerini siyasi yatırım aracı olarak kullanmasından, dolayısıyla çağdaş bir tarım politikasından uzaklaşılmasından, ciddi biçimde kaygı duyulmaya başlandığını görüyoruz.

Bu arada Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşarı Haşim Öğüt, dün itibariyle Müsteşarlık görevinden ayrıldı. Bakan Eker’in dün bir iç toplantı ile bunu açıkladığını, Müsteşar Öğüt’e övgüler yağdırıp, "Çok ısrar ettim ama sağlık sorunlarını gerekçe göstererek ayrılmayı tercih etti, her zaman görüşlerinden yararlanacağız" dediğini öğrendik.

Öğüt’le görüştüğümüzde, Bakan’a karşı bir kırgınlığının olmadığını, gerçekten çok yorulduğunu ve sağlık sorunları nedeniyle ayrıldığını teyit etti.

Öyle ya da böyle, Müsteşar Haşim Öğüt’ün bakanlıktan ayrılmasının çok büyük bir kayıp olduğunu düşünüyoruz. Sektör temsilcileri de Öğüt’ün çağdaş tarım politikaları uygulanması konusunda bir güvence olduğunu, şimdi endişe duyduklarını söylüyorlar.

Öğüt, Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı’ndan emekli olmuş, daha sonra FAO’da görev yapmış, Bakan Sami Güçlü’nün ısrarlarıyla bakanlığa geri dönmüş, yetkin bir bürokrattı. AKP’den, yani partiden dünya görüşü farklı bu bürokratın görevden alınması için çok büyük baskı geldiğini ama bakanların buna göğüs gerdiklerini de biliyorduk.

AB ve Dünya Ticaret Örgütü ile iyi ilişkilerin kurulmasında, kuş gribindeki şeffaf tutumda, tarıma iktisadi açıdan yaklaşılmasında büyük katkısı olan Öğüt’ün yokluğu hissedilecek.
Yazarın Tüm Yazıları