Tabiatımızda ‘Evet’ demek var

Bir arkadaşımın sıkı “Hayır”cı annesi sandığa gidiyor ve şak diye “Evet”e mührü basıyor. Yanlışlıkla.

Haberin Devamı

O kağıdı yırtıp atıyor, yeni kağıt istiyor. Vermiyorlar tabii. Sonra da diyor ki “Beynimizi öyle yıkadılar ki, elim ‘Hayır’a gideceğine, ‘Evet’e gitti.”
Anlayacağınız, istemeden de olsa referandumu boykot etmiş oluyor.
Sandığa gittiğimizde ben de şaşkına döndüm.
Birden “Evet” ve “Hayır” sözcükleri birbirine karıştı, yüzümdeki ifadeyi okumuş olacak ki kocam “Yanlış basma ha” diye uyarma ihtiyacı hissetti.
Bir sürü insan yanlış basacak, diye düşündüm kendi kendime.
Sonra bir de kağıdı katlama meselesi...
Malum iç içe katlarsanız mühür diğer tarafa da bulaşıyor.
İki uçlu olması da saçma.
Arkadaşımın annesi haklı.
?ehir, etrafımız öylesine “Evet”le çevrildi ki...
Gazete ilanları, afişler, billboard’lar...
Bir de insan beyni otomatikman “Hayır” yerine, olumlama ifadesi olan “Evet”e kayıyor.
Nitekim Türkiye’de son 50 yılda tam altı referandum yaşadık; bakın neler oldu:
9 Temmuz 1960: Türkiye’de ilk referandum, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra hazırlanan 1961 Anayasası için bu tarihte yapıldı. Evet çıktı.
7 Kasım 1982: Yine bir askeri darbeden sonra hazırlanan Anayasa referanduma sunuldu, Evet’ler yüzde 90’ı aştı.
6 Eylül 1987: Askeri darbesiz ilk referandumda 12 Eylül öncesinin parti liderlerinin siyasi hakları kıl payı Evet oyuyla teslim edildi.
25 Eylül 1988: Nedenini kimsesinin pek anlamadığı referandumda yerel seçimlerin öne alınmasına halk “Hayır” oyuyla karşı çıktı.
21 Ekim 2007: Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi halkoyuna sunuldu, üçte ikilik Evet çoğunluğu ile kabul gördü.
12 Eylül 2010: Son anayasa değişikliği yüzde 58 Evet oyuyla geçti.
50 yıl altı referandum, beş Evet’e karşı tek Hayır.
Belli ki Türk milleti Evet demeyi Hayır’a tercih ediyor.
Evet kaçınılmazsa hiç değilse direnmeyip keyfini çıkarıyor.

Haberin Devamı

“Evet efendimci” tabiri tabii ki Türkler’e mahsus değil, İngilizce’de de “Yes Man” derler. Ama referandum tarihine bakılırsa Türkler’in “Evet”çi karakteri diğer uluslara göre baskın çıkıyor.

Yok mu üçüncü seçenek

Belki çok kadınsı bulacaksınız...
Ama Evet ve Hayır arasında sıkışıp kalmak istemiyorum.
Yok mudur yani üçüncü bir yol veya seçenek?
Merak ettim; diğer ülkelerdeki birkaç referandumu inceledim.
Referandum geleneği güçlü İsviçre ve İsveç’te çoklu seçenek mevcut.
Aklımın pek ermediği istatistiki yöntemle Evet ve Hayır dışındaki seçenekler de oylanıyor ve milli iradeye yansıyor.
Ama benim favorim Avusturya’nın 1977’deki milli marş referandumu...
Bizde olsa nasıl yaparlar biliyorsunuz...
Önce marşı seçerler, sonra lütfeder gibi Evet-Hayır’a sunarlardı.
Avusturya’da öyle olmadı. Dört tane marş seçildi, halk oylarıyla birisi tercih edildi. Seçme özgürlüğü hakikaten kullanıldı.

Hepinize teşekkürler

Haberin Devamı

Salı günkü “Babama Veda” başlıklı yazımı okuyanların beni anlayacaklarını biliyordum.
Ama açıkçası böyle bir destek beklemiyordum.
Bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşünmüştüm. En zayıf, en çaresiz halimi ortaya dökmenin iyi bir fikir olduğundan emin değildim.
Niyetim sizleri ağlatmak da değildi.
Yani, ağlayacağınızı biliyordum ama hedefim bu değildi.
Ben bu yazıyı babam için yazdım. Ona bir son görev gibi...
Onunla ilgili hislerimi, düşüncelerimi de herkes bilsin istedim.
Bu, bu köşede pek sık yaptığım bir şey değil.
Ve isterdim ki keşke babam da okuyabilseydi.
?imdi o yazıyı yazdığıma çok memnunum.
Sizden gelen mail’leri sayamıyorum bile, binlerce desem...
Mailbox’ım iki kez çöktü.
Ve bana yazdığınız hikayeleriniz beni hem ağlattı hem teselli etti.
Acım paylaşıldıkça pek azaldı diyemem ama...
Arkamda dağ gibi babam olmasa da okurlarımın olduğunu öğrenmenin mutluluğumu çoğalttığı kesin.
Size ne kadar teşekkür etsem az.
İyi ki varsınız.

Yazarın Tüm Yazıları