Süper Lig kovboyları

SAYILI günler kaldı 26.haftaya. Ama güncelliğini yitirdi. 24.hafta sonuçları şimdiden Mustafa Hocamın 26.hafta kehanetini çatır çatır çözdü.

Haberin Devamı

Yine de Mustafa Denizli’nin bu konudaki bilgeliğine saygı duyuyorum. Söyledikleri ’cuk’ diye oturdu. Ve 26.haftanın manzarası iki hafta önceden kabak gibi gün ışığına çıktı.

Umutların tükendiği bir anda F.Bahçe müthiş bir atağa kalktı. G.Saray, Bülent Korkmaz’ın moral turları ile sağlığına kavuştu.

Ve Denizli’nin aşıladığı inanç, Beşiktaş’ı güçlü bir şampiyon adayı yaptı. Ve 3 Büyükler gelip Anadolu’yu yakaladı...

Şimdi neler olacak?

Bir kehanette de ben bulunayım. Stres bu alemin benliğini saracak. Başkanı, yöneticisi, hakemi, antrenörü, futbolcusu, hele hele hakemleri... Hepsi sinir küpü gibi şişecek. Diyaloglar bozulacak, ilişkiler tatsızlaşacak. Sesler yükselecek. Gerisini söylemek istemiyorum...

Yine de yanıldığımı görmek beni mutlu kılacak!

* * *

SORABİLİRSİNİZ...

Durup dururken, ortalığı mı çomaklıyorsun?


23.hafta manzaraları beni böyle bir endişeye sürükledi. Gözümü korkuttu, telaşlandırdı. Birkaç görüntüyü gözlerinizde canlandıracağım. Önce bakın, yorumunu sonra yapın...

Sevgili Bülent Uygun’un Ankaraspor maçındaki öfkesini gördünüz mü. Sivasspor’un yediği golden sonra kulübenin camlarını nasıl aşağı indirdiğini... Hakemle nasıl tartıştığını izlediniz mi?

Sevgili Tolunay Kafkas’ın, Roberto Carlos ile tartışırken yüklendiği stresi, yüzünden okuyabildiniz mi?

Sevgili Emre Belözoğlu, yediği tekmeden sonra Kayserisporlu Cangele’ye Kurtlar Vadisi’nden fragmanlar sunarken, o sevimli suratın öfkeyle nasıl kasıldığını gördünüz mü?

Sevgili Volkan Demirel’in kendisini sakatlayan ve göğsüne 7 dikiş atılmasına neden olan Eren’in poposuna salladığı tekmeye nasıl bir yorum getirdiniz. Güldünüz mü, kınadınız mı?

Sevgili Uğur Boral ile takım arkadaşı Deivid’in saha içinde nasıl tartıştığını ve birbirlerinin üzerine yürüdüğünü...

Kulübelerin sakin adamı sevgili Mustafa Denizli’nin Hacettepe maçında bir pozisyon hatasına nasıl kızdığını... Neredeyse koşup sahaya girecek kadar köpüren öfkeli tavrına şaşırdınız mı?

Bunların her biri yaklaşan sonun yüklediği stres dolu davranışlardı.

Yine diliyorum, gelecek haftalar daha değişik ve güzelliklerle donanmış görüntülere sahne olur.

* * *

Haberin Devamı

YUKARIDAKİ listede adını andığım Volkan Demirel’i bir kez daha satırlara alacağım. Kayserispor maçında 4’üncü kırmızı kartını gördü.

Evet, bir yıl içinde tam 4 kırmızı kart çıktı sevgili Volkan Demirel’e!

Belki de Süper Lig’de hiçbir kaleci bir yıl içinde 4 kez kırmızı kartla oyun dışı kalmadı. Tek tek sayalım...

G.Saray ile oynanan kupa maçında Lincoln’ü biraz hırpaladı. Kırmızı kart...

Avrupa Şampiyonası’nda Koller’i itti, hakeme yakalandı. Kırmızı kart...

Hacettepe maçında hakem Mustafa Kamil Abitoğlu’nun penaltı kararına
yanlış yorum diyerek itiraz etti. Penaltı kaçtıktan sonra ’Yukarıda Allah var’ anlamında bir hareket yaptı. Kırmızı kart...

Ve geçen hafta Kayserisporlu Eren’in poposuna tekme attı. Kırmızı kart...

Her şeye karşın Volkan Demirel son bir yıldır futbol yaşamının en başarılı dönemini geçiriyor. Özellikle bu sezonun ikinci yarısındaki performansı ile önemli bir çıkış yaptı...

Öyleyse, bu öfkenin anlamı ne?

* * *

Haberin Devamı

EVET, haftanın maçı Kayseri’de oynandı. Heyecan dozajı yüksekti ve Fenerbahçe için farklı bir önem taşıyordu.

Maçın hakemi de Bünyamin Gezer idi. Ne zaman onun yönettiği bir maçı izlesem, kendimi karakolda gibi hissederim. Garip bir duygu...

Belki de Bünyamin Gezer’in bir emniyet görevlisi olması... Komiser sıfatı taşıması beni böyle duygulara taşıyor.

Çaldığı düdükten sonra bir futbolcunun göstereceği bir harekete nasıl tavır alacağını hep merakla bekler ve izlerim.

Hatta o azarlarcasına tavırlarını da normal karşılarım. İçimden söylenirim de...

Komiserim yine kızdı!

Kayseri-F.Bahçe maçında Volkan’a çıkarttığı kırmızı karttan sonra Roberto Carlos’un Gezer’e yönelik hareketinin sonucunu merakla bekledim... Ve yine söylendim...

Eyvah, şimdi kıyamet kopacak!

Hiç de öyle olmadı. Gezer, Carlos’un hareketini atladı. Eğer yakalasaydı... Her neyse.

Olur böyle vakalar!..

Yazarın Tüm Yazıları