Statükonun sesi enteller!

ÜLKEDEN uzak olduğum kısa dönemde güncelden kopup, aklımca ülke için temel bulduğum meselelerin üzerine gitmeye çalıştım. Aklımı da son dönemde ülkeyi dünyadan koparan aciz ve tembel statükoya taktım.

Bu yazı statüko merkezli yazdığım şimdilik son yazı!

Dünyada hemen her ülkede aydınlar statükonun en büyük düşmanıdırlar. Genellikle onlar, devlet aygıtının korumaya çalıştığı statükonun karşısında sistemin açığını arar, bulur, teşhir eder ve alternatif sunarlar.

Aydınlar kediler kadar meraklıdırlar. Hatta kediler gibi meraktan ölenleri bile vardır.

Ancak, bizde aydın sayısı çok azdır. Aslının olmadığı her yerde taklidinin öne çıkması kuralı ülkemizde de geçerlidir ve bizde aydın yerine bol miktarda entel vardır.

* * *

İster sağcı ister solcu, ister Kemalist ister İslamcı, ister Marksist ister millici; bizde entellerin ortak paydaları var:

Şablonlar!

Ortak şablonlar da aşağı yukarı şöyle:

1) Küreselleşme siyasi bir süreçtir. Pekálá, küreselleşmenin teknolojik yönü, ekonomik/politik yönünden koparılabilir. Yeterli ve bilinçli mücadele verilirse, küreselleşmenin önüne geçilebilir.

2) Entelin görevi ‘‘talep etmektir’’ (örn: barış), ancak ‘‘yöntem göstermek’’ bir entele yakışmaz. Entel ‘‘talep merkezli’’ olmalı, ‘‘proje merkezli’’ olmayı düşük akıllı insanlara bırakmalıdır.

* * *

3) Eğer yine de ‘‘ne yapmalı?’’ sorusuna bir cevap aranacaksa, gelecek için çözüm hazır tabletler olarak geçmiştedir!

‘‘Sosyalizmin şanlı günleri’’, ‘‘İslam'ın altın çağı’’, ‘‘Ergenekon’’, ‘‘1930'ların Kemalist devrimi’’ zaten her şeyin çözümünü içeren ana tabletlerdir.

4) Belki ayrı ama herkesin illa bir tek doğrusu olmalıdır. Tek doğru değişmez, eskimez, hükmünü yitirmez! Yeni doğrular aramak günah işlemek, doğru yoldan sapmak, revizyonist olmak, Rum döllüğü, vatanı satma ile eşittir.

‘‘Eğer benim söylediklerim ile bilimin söyledikleri arasında bir çelişki olursa, bilimin söylediğini yapın’’ sözünü Mustafa Kemal Atatürk Kemalist olmadığı bir gün söylemiştir.

5) ABD ile AB sonsuz bir çelişki içindedir. Bizim görevimiz de birinden birini seçme mecburiyetidir. Ülkeler ve insanlar bazı konularda anlaşarak, bazı konularda ise hiç anlaşamadan dünyayı yönetemezler.

6) Dünyanın merkezi biziz. Dünyada her ülke devamlı açığımızı arar. Düşenin dostu olmaz, çok boyutlu dış politika ise hiç olmaz.

7) BM bizi haksız bulduğu zaman (Kıbrıs) yanlış, ABD'yi haksız bulduğu zaman (Irak) uluslararası meşruiyetin tek kaynağıdır.

* * *

Statükonun can düşmanı olması gereken aydınlar, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kolay statükonun emrine girmemişlerdir.
Yazarın Tüm Yazıları