Soytarı...

Bu haftaki sayısında ‘‘Terör ve şiddetten bunalan dünyanın Mevlana'yı keşfettiğini, Batı'da peş peşe Mevlana dernekleri açıldığını, ABD'de Mevlana kürsüleri kurulmaya başlandığını’’ belgelerle anlatan enterasan bir inceleme var.

Çünkü Mevlana gibi ‘‘Ne olursan ol, yine gel’’ diyerek, din-dil-ırk-cins ayrımı yapmayan başka bir bilge yok.

Mevlana; sevgiyi-barışı-inancı, dans ve müzikle insanlığa sunuyor.

Tabii ki Batı'da, onu yeniden keşfeden insanlar akın akın Mevlana'ya koşmaya başladılar.

Bu; mollaların totaliter İslam'ına, ya da Arap'ın ilkelliğine karşı, Anadolu Müslümanlığının da zaferi.

*

Usame bin Ladin'in, adamları ve şeyh bilmem ne ile şu son kasetine bakıyorum.

Tümünün uçaklı rüya görmüş olmaları enteresan.

‘‘Şeyh zırtpırtt hazretleri de rüyasında uçak gördü, Allah ondan razı olsun...’’

‘‘El Rabbani de rüya gördü. Şükürler olsun ki uçak binaya çarpıyordu.’’

‘‘Allah ondan da razı olsun...’’

Birisi rüyasında uçak görmemiş, zaten o da pilot görmüş.

Demek ki kıçları açıkta kaldıkça, rüyalarında tank-mank da görüp, yeryüzünü kana bulamayı sürdüreceklerdi.

Ne var ki Amerikan uçakları gözüktü.

*

Hiçbir dinsiz-imansız-káfir, Müslümanlığa işte bunlar kadar sert bir darbe vurup, böyle derin bir yara açamazdı.

Bunlar şaklaban.

Soytarı.

Sadece Afganistan'da değil...

İstanbul'da, Ankara'da, Anadolu'nun her yerinde.

Bantta gördüğünüz o ilkel görüntü, Anadolu'nun herhangi bir kentindeki dergáhlarda, tarikat ocaklarında, şeyhlerin inlerinde her gün yaşanmıyor mu sanıyorsunuz?..

Uzakta değil.

Kimi siyasi partilerde bile.

*

Siz yüzünüzü Mevlana'ya dönün.

Her dinden, her ırktan insanlar şimdi Mevlana'nın çağrısına koşuyor:

‘‘İster ateşe tap, ister puta

İstersen bin kere bozmuş ol tövbeni

Gel, yine gel...’’